Mesele önemli.. Tartışma çok kapsamlı..
Muhalefet ile iktidar arasındaki polemik diye geçiştirilecek gibi değil..
Önce olayı özetleyeyim, sonra tartışmaya geçeriz..
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan mesleğe adım atan hâkim ve savcıların kura törenine katıldı..
Tören Beştepe’deydi..
Erdoğan salona girince yeni hâkim ve savcılar ayağa kalktı, alkışladı.. Davetli olan yüksek yargı mensupları da..
***
Ana muhalefet lideri eleştirdi..
Kılıçdaroğlu, ‘Bir partinin genel başkanı salona girince savcı ve hâkimler ayağı kalkmaz’ dedi..
Haklı mı?
Haklı..
***
Adalet Bakanı anında cevap verdi; ‘Cumhurbaşkanı devletin başıdır, Cumhurbaşkanı salona girince herkes ayağa kalkar, bu devlete saygıdır..’
Haklı mı?
Haklı..
İkisi de nasıl haklı olur diyeceksiniz..
Durun, durun meseleyi anlatayım..
***
Cumhurbaşkanı devletin başıdır, devleti temsil eder.. Yasama/yürütme/yargı diye ayrılan kuvvetlerin üzerindedir.. Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir..
Bu sebeple, yürütmeyle ilgili, yasamayla ilgili, yargıyla ilgili görev ve yetkileri vardır..
Meseleye bu gözle bakarsanız.. Adalet Bakanı haklı.. Cumhurbaşkanı gelince ayağa kalkmak devlete saygıdır..
Ama aynı kişinin bir siyasi partinin genel başkanı olduğunu göz önüne alırsak CHP Lideri de haklı..
***
Bu karmaşık durum, bu içinden çıkılamaz hal maalesef Anayasa’dan kaynaklanıyor..
Referandumla değiştirilen anayasa maddeleri 2019’da yürürlüğe girecek..
Rejim 2019’da değişecek..
Karışıklığın nedeni, cumhurbaşkanının aynı zamanda parti başkanı olmasını öngören maddenin hemen yürürlüğe girmesi..
***
Erdoğan’ın ne zaman Cumhurbaşkanı, ne zaman AKP Genel Başkanı olarak konuştuğunu ayırt etmek zor..
Erdoğan’ın ne zaman hangi şapkasını taktığını anlamak imkânsız..
Savcılar için de zor, hâkimler için de zor.. Cumhurbaşkanı’nı eleştirenler için de zor..
Siyasetçileri eleştirme sınırlarıyla Devlet Başkanı’nı eleştirmenin sınırları farklı..
Bir siyasetçi için sarf ettiğiniz sözü, Cumhurbaşkanı için de sarf ederseniz hakarete giriyor..
Çünkü devleti temsil ediyor..
***
2019’da bu karmaşık durum yola girecek mi derseniz?
Orası da karışık..
Cumhurbaşkanı şu anda yürütmenin başı değil.. Yürütmenin başı başbakan..
2019 seçimlerini kazanan kişi cumhurbaşkanı sıfatıyla yürütmenin başı olacak..
Peki, aynı zamanda devletin de başı olacak mı?
***
Zor konu, zor tartışma..
Anayasa hukukçularının, siyaset bilimcilerin, anayasa değişikliğini hazırlayanların açıklık getirmesi gereken bi durum var..
4 ay oldu, ‘çıt’ yok
Kılıçdaroğlu, cuma hutbesinde Çanakkale Savaşı’na yer veren Diyanet’in Atatürk’ten tek kelime etmemesini eleştirmişti..
Ben de o ne ki..
10 Kasım 2017 Cuma Atatürk’ün ölüm yıl dönümüydü.. Diyanet bir Fatiha’yı bile çok görmüştü demiştim..
CHP’nin tepkisizliğini de eleştirmiştim..
Sadece Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in soru önergesi verdiğini yazmıştım..
***
Dün kendisiyle konuştum.. Diyanet 10 Kasım’da neden Atatürk’ü anmadı sorusuna hâlâ yanıt alamamış.. Dört ay oldu!
Yeniden soru önergesi vereceğim dedi; 10 Kasım’ı bir daha soracağım, hem de 18 Mart’ı..