Cumhurbaş-kanı iki gündür Batı’ya yükleniyor.. ‘Ey dünya, IŞİD gibi terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da PKK gibi terör örgütü ortadayken niye ayaklanmıyorsun’ dedi..
Bu sözü nasıl okumamız gerektiğini bilemedim.. Veya bu sözden ne anlam çıkarmamız gerektiğini..
- PKK’ya sesini çıkarmadın, IŞİD’e de çıkarma mı demek istedi..
- IŞİD’e sesinin çıkarmışken, PKK’ya da çıkar mı dedi..
- IŞİD’le PKK’yı aynı kefeye koyun çağrısı mı yaptı..
- Sana taş koyan terörist oluyor da sana el sürmeyen terörist olmuyor mu diye sitem mi etti..
- İç politikaya mı oynadı..
- PKK seni unutmadım mesajı mı verdi..
- IŞİD’le mücadelen PKK’yı meşrulaştırmamalı demek mi istedi..
- Dikkatimi IŞİD’e verdim ama PKK sıra sana da gelecek göndermesi mi yaptı..
*
Nasıl okursanız okuyun.. Cumhurbaşka-nı’nın ‘Ey dünya’ diye başlayan sözleri anlamlı..
Yoksa barış süreci çıkmaza girmiş olmasın..
Rojava nedeniyle barış sürecine kara kedi girmesin..
Cumhurbaşkanı bu sebeple kamuoyunu hazırlamaya çalışıyor olmasın..
Yoksa.. Kandil’e, ‘Ayağını denk al, havaya girme, IŞİD’le aynı kefeye girersin’ mesajı mı yolladı..
*
Barış sürecinde sona gelindiği söylenirken.. Başbakan geri dönüşün maliyeti daha ağır olur açıklaması yaparken .. Cumhurbaşkanı’nın Batı’dan PKK’yı da hedefinize alın talebi manidar..
Bakalım altından ne çıkacak..
Kazananı bilmem kaybeden yargı
Adalet Bakanı olur mu öyle şey anlamında düzeltme yapsa da AKP Grup Başkanvekili iktidarın niyetini ağzından kaçırmış oldu..
Ne demişti?
HSYK seçimini cemaat kazanırsa gayrimeşru ilan ederiz demişti..
Tercümesi şuydu..
Biz kazanırsak hava hoş, kazanamazsak külahları değişiriz..
*
Başbakan Yardımcısı Akdoğan da daha yumuşak, daha diplomatik ifadeyle ama özü itibariyle aynı şeyleri dile getirmişti:
‘12 bin kişi 52 milyonun üstünde olamaz’..
Tercümesi.. Halk bizi iktidar yaptıysa yargı da bize tabi olmak zorunda.. Yasama zaten tabi!..
*
Şunu söyleyeyim. HSYK seçimini o kazanmış, bu kazanmış beni ilgilendirmiyor.. İster cemaate yakın olanlar kazansın, ister sosyal demokratlar alsın, ister hükümet yanlıları çoğunluğu ele geçirsin hiç önemi yok..
Niye mi?
Kim kazanırsa kazansın bağımsız ve tarafsız yargı kaybedecek..
‘Gezi insanları Türkiye’nin şansı’
Sen nasıl bakarsan bak.. Batı başka bakıyor..
Sen istediğin kadar; hükümeti devirmeye yönelik kalkışma de.. Darbe girişimi olarak adlandır.. Savcılar marifetiyle davalar açtır.. Milyonların katıldığı eylemden örgüt çıkarmaya çalış..
Çıkaramayınca faturayı Çarşı grubuna kes..
30 kişinin silahlı eylemle hükümeti devirmeye çalıştığını iddia et.. Hayatını kaybedenleri yok say. Yaralananları terörist diye yaftala..
Hatta Arap Baharı’nın Taksim versiyonu ilan et!.. (Ha bu arada bir ara yere göğe koyamadığımız Arap Baharı’nı artık hiç sevmiyoruz. Savcı Çarşı’yı Arap Baharı’nı Taksim’e taşımakla suçlamadı mı?)
Neyse..
Ne yaparsan yap.. Ne dersen de..
Batı’yı ikna edemezsin.. Batı’nın bakışını değiştiremezsin..
Batı gerçeğin farkında..
*
Peki, gerçek ne? Batı Gezi eylemlerine nasıl bakıyor?
Şöyle bakıyor..
AB Komisyonu Başkanı Barroso, Gezi eylemlerini Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’e şöyle değerlendirmiş..
‘Gezi insanları günlük hayatını etkileyen kararlarda söz sahibi olmak isteyen canlı bir sivil toplumun hikâyesi. Reformlarla büyüyen bu çocuklar sonuçta seslerini yükseltiyor. Bu insanlar Türkiye için şanstır. Bu insanlar geleceğiniz için tehdit değil, bir değerdir.’
*
Fazla lafa gerek yok.. Gezi aynen budur..
Gezi dünyayı hayran bıraktıran, örgütsüz en büyük protesto eylemidir..