İnsanlarla konuşuyorum, kimileri işin vahametini kavramamış..
Büyük badire atlattık diyorum..
Yok ya diyorlar; o kadar da değil!..
Görmüyor musun diyorlar; tiyatro gibi..
Ekranlara yansıyanlara bakınca da abuk subuk bi durum..
Köprüyü kesmeye giden tanklar araçların arasından geçiyor.. Köprünün bir yakasını kesmişler öbür yakadan gelenler darbeyi seyrediyor..
Darbeyle indirecekleri Başbakan tankların yanından geçmiş.. Kendi ifadesi; bir süre tanklarla yan yana gittik, yol genişleyince gaza bastık sıyrıldık..
Abuk subuk..
*
Cumhurbaşkanı’nı öldürmeye giden çok ama çok özel tim otelin yolunu soruyor.. Sordukları adam başka yönü gösterse Marmaris’te kaybolacaklar..
Askeri lise öğrencilerini toplamışlar.. Ellerine silah vermişler, helikopterle İnönü Stadı’na indirmişler, stattan 20 dakikada çıkamamalarını geçtim, İETT otobüsüne binerek darbe yapmaya gidiyor..
Bunun gibi daha birçok tiyatro denecek hikâye var..
Abuk subuk..
*
Tamam, bu örnekler abuk subuk gelebilir ama o gece yaşanan birçok dehşet de var..
Mesela, Özel Kuvvetler’e saldırı..
Mesela, komutanların derdest edilmesi..
Mesela, Cumhurbaş-kanı’na suikast planı..
Hafife alınır şeyler değil..
*
F-16’ların Meclis’i bombalaması, Helikopterin polise saldırısı, sivilleri vurması, şuursuz askerlerin insanların üzerine ateş açması basit bir olay değil..
Genelkurmay’ın açıkladığı rakamlara bakınca da hafif gözüküyor..
Çünkü..
Uçakların yüzde 7’si kalkmış..
Helikopterlerin yüzde 8’i..
Tank ve zırhlı araçların yüzde 2.7’si..
Hafif silahların yüzde 0.7’si kullanılmış..
Darbeye katılan asker sayısı ordunun yüzde 1.5 imiş!..
Devede kulak..
Böyle darbe mi olur dedirtecek rakamlar..
Ama değil..
*
Niye mi değil?
Çünkü Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın, kuvvet komutanlarının en yakınları darbenin içinde..
Dün de yazdım.. Cumhurbaşkanı yıllardır Fethullahçı namlunun bir adım ötesinde yaşıyormuş..
Uçak kaldırmaya gerek yoktu..
Dört yaver, dört kurşunla bizi bitirirdi..
Bizi derken ülkeyi bitirirdi..
Türkiye’yi Suriye yapardı..
Bu adamlar o görevlere böyle geldi
Darbe girişiminden sonra gözaltına alınanlardan biri de Anayasa Mahkemesi üyesi Alpaslan Altan..
Anayasa Mahkemesi üyesinin gözaltına alınıp alınamayacağı tartışma konusu..
(Bu da çok önemli mesele konuşup, tartışalım..)
*
Alpaslan Altan Cemaatçi mi değil mi; valla bilmem ..
Alpaslan Altan darbeci mi değil mi; valla bilmem..
Benim size anlatmak istediğim başka..
Alpaslan Altan Anayasa Mahkemesi üyesi nasıl oldu?
Gelin buna bakalım..
*
Altan Anayasa Mahkemesi raportörüydü.. Meşhur Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can’ın da yakın arkadaşı...
Kankası!..
*
Osman Can AKP’li.. AKP yönetimine girdi, parti meclisi üyesi oldu.. 7 Haziran’da milletvekili seçildi.
1 Kasım seçimlerinde auta çıktı..
Nedendir bilemem!..
Osman Can’ın raportör kankası birileri tarafından Anayasa Mahkemesi’ne üye yapılmak isteniyordu da bu
iş nasıl olacaktı?
Formül bulundu..
26 Şubat 2010 tarihinde Denizcilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı yapıldı.
Ne alaka diyeceksiniz!..
Alakayı anlatayım..
Alpaslan Altan 31 gün sonra üst düzey bürokrat kontenjanından dönemin Cumhurbaşkanı Gül tarafından Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine atandı..
*
Aynı yılın eylül ayındaki anayasa değişikliğiyle de Anayasa Mahkemesi üyesi oldu..
Alpaslan Altan şu anda gözaltında..
Neden mi?
Darbecilikten, paralel yapı üyesi olmaktan, Fethullah’tan emir almaktan..
*
Şimdi soruyorum..
Bu koşar adım yükselişin izahı ne?
Kandırıldığınıza
eyvallah da..
Hiç mi suçunuz yok..
Hiç mi günahınız yok..
Güneydoğu’yu unutmayalım
Darbe girişimiyle allak
bullak olduk..
Beynimizin yarısı gitti..
Ama lütfen Güneydoğu’yu unutmayalım.. Şundan bir ay önce .. Gündemimizin baş konusuydu,
Hatırlatmak istiyorum..
Ülkenin güneydoğusu neredeyse yerle bir.. Şırnak’ta, Sur’da, Cizre’de, Silopi’de, Yüksekova’ da, Nusaybin’de şehir savaşları yaşandı..
50 gün, 60 gün, 100 gün süren sokağa çıkma yasakları konuldu..
600 şehit verdik..
7 bine PKK’lı öldürüldü.. 400 binden fazla insan
göç etti..
Güneydoğu Suriye’ye döndü..
Tam yaraları sarıyoruz derken..
Tam moloz yığınına dönen mahalleler yeniden inşa edilecek derken..
Darbe girişimi belası..
Veya iç savaş teşebbüsü çıktı..
*
Derim ki; huzur arıyorsak, kucaklaşmak istiyorsak, gerçekten yeni bir sayfa açmak istiyorsak..
Güneydoğu’yu unutmayalım..