Cumhurbaşkanı seçim sürecine bodoslama dalınca soru işaretleri havada uçuştu..
Tamam.. Cumhurbaşkanı meydanlara yeni çıkmadı..
Tamam.. Cumhurbaşkanı ilk kez başkanlık için oy istemiyor..
Tamam.. Cumhurbaşkanı defalarca adını telaffuz etmeden iktidar partisini işaret etti..
Tamam.. Cumhurbaşkanı ilk defa muhalefete çakmıyor..
Ama durum başkalaştı..
Cumhurbaşkanı pazar günü makas değiştirdi, vites büyüttü.. Muhalefet liderlerini topa tuttu.. Onlarla polemiğe girmek için zemin yaratmaya başladı..
*
Neden?
Nedeni belli; muhalefet Erdoğan’la girdiği hiçbir tartışmadan kazançlı çıkmadı.. Tam tersi, muhalefet Erdoğan’ı hedef aldıkça küçüldü.. Hadi yerinde saydı diyelim..
Demem o ki; polemik hep Erdoğan’a yaradı..
Hep Erdoğan kazançlı çıktı.. Oyu artıkça arttı..
Görünen o ki; Cumhurbaşkanı, bir kez daha kazançlı çıkmak için muhalefeti mindere çekmeye çalışıyor..
*
Tamam da Cumhurbaşkanı bu hamleyi önceden mi planladı, yoksa görünen lüzum üzerine mi devreye girdi?
Asıl merak edilen bu.. .
Cumhur-başkanı Davutoğlu yeni, tecrübesi az, ‘başkanlık’ kapısını açmaya gücü yetmez diye düşünmüş olabilir.. Seçime bir ay kala devreye girmeyi çok önceden planlamıştır..
(Toplu açılışlar bahane.. Siirt’te, Tekirdağ’da Bakan değil, Başbakan değil, Cumhurbaşkanı düzeyinde açılışı yapılması gereken ne olabilir ki.. )
Ya da..
Gönlündeki partinin gidişatını beğenmedi, Davutoğlu’nun performansını yeterli bulmadı, gelen kamuoyu yoklamaları iç açıcı değil..
Baktı ki; gidişat kötü, iktidar partisi yokuş aşağı inmeye başladı, devreye girme ihtiyacı hissetti..
(Toplu açılış törenlerinin nedeni belki de budur..)
İkisinden biri..
*
Şunu da diyebilirler; Cumhurbaşkanı ‘o makamı temsil makamı değil, siyasi makam görüyor’, siyaset yapıyor.. Sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun farklı davranmayacaktır.. Yüzde 52’den aldığı gücü kullanmaya devam edecektir..
Bakalım neler olacak!..
Bu arada olan Başbakan’a oluyor galiba.. Gölgede kalıyor, adı geçmiyor!..
Bizim de zihnimiz berrak
Başbakan, iki yıl önce Pensilvanya’da Gülen’le yaptığı görüşme seçim öncesi polemik konusu olunca..
‘Dönemin Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın onayıyla gittim’ dedi.. Dedi ama bu sözleri polemiği sonlandırmadı yeni bir polemiği başlattı..
Dönemin Cumhurbaşkanı ‘Ben sonradan öğrendim’ diyerek onayının olmadığını ima etti..
Başbakan yanıt verdi; benim zihnim berrak..
Dönemin Cumhurbaşkanı ‘Benim de zihnim berrak’ dedi..
*
Pensilvanya ‘cızz’ oldu ya.. Kimse adının Pensilvanya’yla birlikte anılmasını..
Eskiden el ele kol kola olduklarının hatırlanmasını istemiyor..
17 Aralık öncesi hafızalardan silinsin diye dua ediyorlar..
*
Ama unutmak mümkün değil..
2002’de Pensilvanya adlı güç odağı var mıydı? Ne zaman oldu, nasıl oldu, kimlerin sayesinde güç merkezine dönüştü?
Operasyon üstüne operasyon yapıldığı, dava üstüne dava açıldığı, sorgusuz sualsiz yüzlerce insanın tutuklandığı yılları hatırlayın..
Pensilvanya’dan nasıl bahsediyorlardı?
G21 diye espri yapan bile varmış!..
*
O günleri yaşayanlar için, acısını çekenler için onaylı gitti, gitmedi tartışması komik!..
Çünkü bizim de zihnimiz berrak..