CHP’nin İstanbul adayı Mustafa Sarıgül’le gazetede bir araya geldik, hep birlikte öğle yemeği yedik..
Daha ağzına bir lokma atmadan en çok merak edilen iki konuyu peş peşe sorduk..
BİR: TMSF’nin kredi borcunu ödemediği gerekçesiyle mallarına tedbir koydurması..
İKİ: Aylin Kotil’in adaylığı..
Aylin Kotil şundan önemli.. Mustafa Sarıgül’ün eski eşi.. Beyoğlu belediye başkan aday adayı..
Aday olmasını ister mi, aday olursa ne yapar?
Çünkü aday olursa Beyoğlu’nda birlikte çalışacaklar, birlikte miting yapacaklar..
‘Hiçbir mahsuru yok’ diye söze başladı, ekledi; ‘biz medeni insanlarız, halk arasında etkili, iyi de çalışıyor..’
Döndük TMSF meselesine..
Böyle bir kredi almadığını kesin bir dille ifade etti.. TMSF’nin siyasi parti gibi çalıştığını iddia etti..
Zaten 16 yıl öncesine ait kredi borcu meselesi kimseye inandırıcı gelmedi..
Bana da gelmedi..
Buram buram seçim hesabı kokuyor..
*
Yemeğe başladık, çorbalarımızı içtik, sıra geldi Sarıgül’ün seçim kampanyasına..
Şu notu düşeyim.. Sarıgül’ü uzun yıllardır tanırım.. Hiperaktiftir, hırslıdır, heyecanlıdır, iddialıdır, özgüveni tamdır.. Bir meseleye el attı mı sonuçlandırmadan uyuyamaz..
Daha hırslı, daha heyecanlı, daha iddialı gördüm..
‘Kaç oy alacağımı biliyorum’ dedi..
İlçe ilçe, mahalle mahalle hesabını yapmış..
Kendinden o kadar emin ki; ‘Sarıgül çıkmayacağı sandığa girmez’ dedi..
*
İddiası şu; ‘AKP yüzde 50’yi kucaklamak derdinde ben herkesi kucaklayacağım..’
Peki projesi var mı?
İstanbul’u marka kent yapmak..
Nişantaşı nasıl marka olduysa, Abdi İpekçi Caddesi nasıl popüler olduysa, İstanbul’un her ilçesine bir Abdi İpekçi Caddesi yapmak hedefinde..
‘Bunun için para pul gerekmiyor’ diyor; ‘proje yapın yeter.. Gerisi gelir..’
*
Proje, proje, proje..
Son 20 günde tek tek açıklayacakmış.. Her gün çarpıcı bir proje..
İnşallah içinde trafik de vardır dememize kalmadı en büyük projesinin trafik olduğunu söyledi..
Türk, Alman, Çinli uzmanlarla üç yıldır çalışıyormuş..
Aklınıza şu gelecek, Sarıgül üç yıl önce başkan adayı olacağını biliyor muymuş?
Cevabını ben vereyim evet..
Nerden biliyorsun diyeceksiniz?
Seçim kampanyasını bir yıl önce başlattı da ondan..
İstanbul’da kim yaşıyor?
Trabzonlular, Sivaslılar, Karslılar, Hakkarililer, Giresunlular, Rizeliler, Artvinliler, Siirtliler.. Liste uzar gider..
Sarıgül önce o illere gitti.. Buradaki insanların oradaki anasının, babasının, dayısının, akrabasının kapısını çaldı..
Şimdi buradakilerin çalıyor, çalacak..
Küçük bir anekdot; Sarıgazi’de yaşlıca bir kadın şöyle demiş:
‘Televizyonda gördüm, caddeye halı döşemişsin bizim buralara da döşersin..’
İstanbul’u resmetmek
Sarıgül’ün yapmak istediği işlerden birini çok tuttum..
Çok beğendim..
Ünlü ressamları İstanbul’a getirtmekten söz etti.. Boğaz’da bir yalıya yerleştirecekmiş..
İstanbul’u resme dökmelerini isteyecekmiş..
İstanbul buna muhtaç bir kent..
İstanbul bunu hak eden bir kent..
Yanılmıyorsan Mehmet Akif’in sözüydü.. Bizde nesir ve resim olsaydı Türkiye başka olurdu..
Bizde dediği; Osmanlı..
Müsteşar mı doğru söylüyor başsavcı mı?
Biri yalan söylüyor..
Adalet Bakanlığı müsteşarı yalan söyler mi?
Başsavcı yalan söyler mi?
Söylememeleri lazım değil mi?
Ama biri söylüyor..
İddia çok acayip.. Türkiye’nin içler acısı hale geldiğinin fotoğrafı..
İzmir Başsavcısı’na göre; müsteşar gece evinden aramış, ‘yolsuzluk dosyasını derhal durdur, o dosyayı yürüten savcıyı görevden al, yapmazsan sonuçlarına katlanırsın’ demiş..
Müsteşar başsavcıyı aradığını kabul ediyormuş ama; soruşturmanın kapatılmasını istememiş, hukukun uygulanmasını istemiş..
Çok acayip değil mi?
Müsteşarların her soruşturmada savcıları arayıp ‘hukuka uygun davranın’ diye uyarı yapması adetten midir bilmiyorum..
Mesela, Ergenekon dalgaları sırasında da Adalet Bakanlığı Müsteşarı savcıları arayıp; ‘aman ha, hukuka uygun davranın’ diye uyarmış mıdır?
Zannetmiyorum..
Sonuç diyeceksiniz?
Başsavcı görevden alındı, sürgüne gönderildi..