Biliyorlarmış ama susuyorlarmış.. İddia edildiği gibi devlet içinde ki yapıyı, ‘çete’ dedikleri örgütlenmeyi 17 Aralık günü öğrenmemişler.. Kimin kim olduğunu, kimin ne işler çevirdiğini herkes biliyormuş..
İktidar da biliyormuş..
İktidarcı medya kuruluşları da biliyormuş..
*
Öteki tarafı geçelim.. Cemaatçi denilen kadro da; iktidar tepelerinde nelerin döndüğünü, ilişkilerin nasıl şekillendiğini, kimin kiminle ne konuştuğunu biliyormuş..
Bilmeseler bir ay içinde iki taraf da ortaya bu kadar bilgi, belge, ses kaydı dökebilir miydi?
İsim isim yayımlıyorlar..
Yargı imamı şu..
Yargıtay imamı şu..
Emniyet ve istihbarat imamı bu..
Ankara, İstanbul imamları şunlar..
17 Aralık’tan sonra mı öğrendiler?
*
İktidar bir anda düğmeye bastı.. Bir bölümü rütbeli yedi bine yakın polisi görevden aldı..
Niye aldı?
Somut bir açıklama yok.. Devlet memuru değil mi, iktidar istediği zaman görevden alır, başka göreve verir diye açıklıyorlar..
İnandırıcı değil.. Genel kanı cemaatçi oldukları için..
Demek ki; iktidar kimin kim olduğunu biliyormuş..
*
Cemaatçi yapının aylarca, yıllarca bilgi, belge biriktirdiği, dosyaları hazırladığı, zamanlamayı kolladığı söyleniyor..
Ama görülüyor ki; iktidar da benzer biriktirmeyi yapmış.. Yapmasa cemaatin yapısı hakkında bu kadar bilgi ortalığa saçılmazdı..
150’ye yakın savcı kızak görevlere çekilmezdi..
*
Kafa karıştıran son bir haber.. İktidara en yakın gazetede yayımlandı..
Paralel yapı 30 Mart seçimine şaibe düşürmek istiyormuş. 100 bin genci bu iş için görevlendirmiş..
Sorum şu..
Paralel yapının böyle bir kabiliyeti var mı?
Daha önce de bu kabiliyetini kullandı mı?
Yargıyı valiye bağlama yasası!
İktidar yönetmelikle yapamadığını yasayla yapmak istiyor..
Yönetmelik Danıştay’dan döndü.. Yasa Meclis’ten geçerse Anayasa Mahkemesi’nden döner..
Nasıl mı bu kadar eminim?
Hukuka aykırı da ondan..
Soruşturma yapmak isteyen savcı kolluk gücü kurmak için emniyet müdürüne veya valiye başvuracak..
Bir anlamda izin isteyecek? Tabii elindeki bütün belge, bilgi, delilleri de yollayacak? Valinin her şeyden haberi olacak.
Vali, emniyet müdürü kimin emrinde?
İktidarın..
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması açılırsa o müdür, o vali bağlı olduğu bakana bilgi vermeyecek mi?
Başbakan Almanya’ya giderken dedi ki; savcıların yaptıkları usulsüz, üstlerinin haberi yok..
Bu mantıkla bakarsak; soruşturmayı üstüne haber vermeyen vali de usulsüzlük yapmış olur..
Eee, soruşturma nasıl gizli kalacak?
Nasıl yürütülecek?
Bunun adı; yargıyı yürütmeye bağlamaktır..
Bilgisayarı olan bombanın üzerinde oturuyor
T24’te Hazar Özvarış, Ergenekon Mahkemesi’nin ilk başkanı Köksal Şengül’le uzun bir söyleşi yapmış.. Çok önemli tespitleri var..
İşte altını çizdiğim sözleri..
- İddianameyi okuduk ama belli bir yere kadar. 15 günde incelememiz lazım. 2 bin 500 sayfa, 500 klasör. Şimdi olsa gerekli incelemeyi yaptığım için geri çevirirdim.
- Bazı araştırmaların yapılmadığı kanaatindeyim. Örneğin o CD’nin incelemesi yapılmadı.
- Gelişmeler gösteriyor ki deliller irdelenmemiş.
- Bir bilgisayarınız varsa veya akıllı telefonun varsa bombanın üzerinde oturuyorsunuz. Sizden habersiz bir şeyler yüklenebilir, istenen tarih atılabilir.
- Mahkemede tanık yerine hep gizli tanık dinledik. Gizli tanık dediğiniz kişilerin tamamına yakını gayri kanuni, yani suç işlemiş insanlar. Gizli tanığın ceza indiriminden yararlanma diye bir avantajı var.
- Benim baktığım davalarda içeri alınan insanların hiçbiri birbirini tanımaz. Nerededir bu örgüt?
- Önümüze koydukları torbanın içine herkesi atmışlar. Yan yana bıraksan birbirini ısırırlar bunlar.
- Bu kadar örgüt davasına baktım, bu şekilde oluşmuş örgüt görmedim.
- Ümraniye’de ele geçirilen bombaların imha tutanakları vardı. Hiç kimse görmüyor bu bombaları. Gören, emniyetten üç beş kişi..