Şaşırtıcı gelmedi.. Ötekiler gibi Kafes Eylem Planı da sahte çıktı..
Eylem planının altındaki imza ‘tıpkı basım’mış..
Fotokopi yani.. Emekli Binbaşı Levent Bektaş’ın imzasını kopyalayıp eylem planının altına yapıştırmışlar..
Eylem planını kim yazmış?
Bektaş’ın imzasını belgenin altına yapıştıranlar..
*
Kafes de neydi diye zihninizi zorluyorsunuz değil mi?
Haklısınız, o kadar çok dava oldu ki birbirine girdi..
Özetleyeyim..
Ergenekon şüphelisi Bedrettin Dalan’ın Poyrazköy’deki arazisinde yüklü miktarda mühimmat bulununca soruşturma genişletilir.. Ergenekon sanığı Bektaş’ın ofisinde yapılan aramada şifreli dosya içinde plan bulunmuş..
Kumpasa bakın kumpasa..
Deniz Kuvvetleri bünyesindeki bir cunta gayrimüslimlere yönelik eylemler yapacakmış.. Adalar’a gidecek, vapurlarda bombalar patlatılacakmış, tanınmış gayrimüslim işadamı ve sanatçılara suikast düzenlenecekmiş..
Tezgâha bakın tezgâha..
Niye?
İktidarı al aşağı etmek içinmiş!..
O planın sahte olduğu, denizcilere kumpas kurulduğu yeni mi ortaya çıktı?
Hayır..
O CD’nin ortaya çıktığı günden beri söyleniyordu ama dinleyen olmuyordu..
Ta 2009’dan beri..
Misal, plan 9 Mayıs 2009’da bulunmuştu ama savcılar 27 Nisan’da sanık Eren Günday’a planla ilgili soru sormuştu..
Planın bulunmasından önce!..
*
Şimdi basitmiş gibi yazılıp çiziliyor.. O da tezgâhmış, bu da tezgâhmış.. O belge de sahteymiş, bu belge de sahteymiş, şu imza da tıpkı basımmış, bu imza da fotokopiymiş diye kalem oynatıyoruz ama..
Aması şu; Durum çok ciddi.. Durum vahim..
Oldu bitti denilecek gibi değil..
Devlet kendi vatandaşına tezgâh kurmuş..
Devlet kendi ordusuna kumpas yapmış..
Devlet kendi vatandaşını hapse atmak için sahte belge üretmiş..
Devlet diyorum çünkü bu kadar çok tezgâh üç beş kişinin işi değil..
Hakim-Savcı-Polis-bilirkişi, TÜBİTAK, Adli Tıp, TİB gibi kurumlar el ele vermiş..
17 Aralık olmasa kim bilir daha neler olacaktı neler!..
Kimler sahte belgelerle, sahte tanıklarla içeri tıkılacaktı..
*
Bu de şu var tabii.. İleride başka kişilerin başka tezgâhlarla aynı oyunları çevirmeyeceğinin garantisi var mı?
Tezgâh niye kuruldu? Tezgâhı kim biliyordu?
Anladık; Paralel dedikleri yapı bu tezgâhı kurdu, onlarca askeri, yazarı, çizeri, akademisyeni içeri tıktı.
Bunu niye yaptılar?
Neden olacak..
Devlet içinde güçlenmek için.. Birilerinden intikam almak için.. Orduyu zayıflatmak için.. Deniz Kuvvetleri’ni çökertmek için.. Korku salmak için.. İnsanların sesini kesmek için..
2009, 2010, 2011 hatta 2012 yılında yaşadıklarımızı hatırlayın..
İstedikleri kişiyi dinlemişler, izlemişler, suçlu yaratmışlar..
*
Bu soru daha..
Bu yapılanları kimler biliyordu?
İktidar kanadından işin iç yüzünü bilen var mıydı? Yoksa işlerine geldiği için göz mü yumdular? İşlerine geldiği için destek mi çıktılar?
Yoksa gerçekten aldatıldılar mı? Paralelciler, darbe yapılacak, karışıklık çıkarılacak, hükümet al aşağı edilecek diye hükümeti kandırdılar mı?
Bi gün bu sorular da yanıt bulacak..