Kimilerine biraz sert gelecek, keskin gelecek ama samimi düşüncem böyle..
Beşiktaş ruhuna ihanettir.. Daha açıkçası; ucuzluktur..
Beşiktaş camiası ucuz galibiyetlerle, avanta gollerle kupa kaldırma peşinde olan camia değil ki!..
Beşiktaş’ın bir duruşu vardır.. O duruşu temsil eden futbol takımı vardır.. Taraftar grubu vardır.. Teknik direktörü vardır.. Bir kimliği, kişiliği vardır..
Bilic, bu kimliği, kişiliği çok iyi temsil etti.. Beşiktaş’a teknik direktör olmanın hakkını verdi..
Çok da yakıştı..
*
Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde Beşiktaş Yönetim Kurulu Bilic‘i göndermek için toplanmıştı..
Gelen haberlere göre; Bilic’in bileti çoktan kesilmiş de yönetim Galatasaray maçına takımın başına kimi koyacağını tartışıyormuş..
Ne oldu; Beşiktaş küme mi düştü?
Ne oldu; Beşiktaş berbat bir sezon mu geçirdi?
Ne oldu; hem ligde hem Avrupa’da rezil mi olduk? Ne oldu!..
Bu ne telaş, bu ne acele.. Hangi yangından mal kaçırıyorsunuz..
*
Ucuzluktur dedim.. Şundan ucuzluk; bütün sezonun faturasını bir kişiye kesersiniz, olur biter..
Elinizi yıkar çıkarsınız!..
Genellikle yapılan budur.. Ama bu tavır, Beşiktaşlı tavrı değildir..
Yönetimin yaptığı maalesef bu.. Elini yıkayıp çıkmak istiyor..
*
Gelelim meselenin özüne.. Beşiktaş başarısız mı? Hayır..
Tam tersi, başarılı sezon geçirdi.. Zaman zaman gurur duyacağımız futbol oynadı.. Daha önceki yıllarda tatmadığımız heyecanları tattırdı..
Şahsen çok memnunum..
Avrupa maçları yeter..
Hatırlayın.. Liverpool’a 8-0 yenilmiştik; ezilmiştik, küçülmüştük.. Bilic’in takımı bu yıl Liverpool’u eledi.
Bilic’in takımı Avrupa Ligi’nden bir üst tura yenilgi almadan çıktı..
Bilic iyi teknik direktör değilse..
Takımı yönetemiyorsa..
Maçı okuyamıyorsa o gün kovsaydınız.. Beşiktaş yönetimi o günlerde yere göre koyamıyordu.. Beşiktaş tek kale oynadığı Gaziantep maçını alamadığı için mi Bilic kötü oldu?
Akhisar maçını berabere bitirdiği için mi Bilic tu kaka oldu?
*
Bilic’in ipini çeken Beşiktaş yöneticilerine.. Elinizi vicdanınıza koyun, söyleyin.. Antep maçında da Akhisar maçında da top birilerinin sırtına, kıçına, dizine çarpıp ağlara gitseydi Bilic büyük teknik direktör olacaktı..
Galatasaray’la şampiyonluk maçına çıksaydık Bilic el üstünde tutulacaktı..
Şampiyon olsaydık belki sözleşmesi üç yıl daha uzatılacaktı..
Yalan mı?
Beşiktaş’ı yönetenlerin ölçüsü bu mu? Başarı ölçüsü bu mu?
Başa sırta, dize, kıça çarparak ağlara giden top mu?
*
Beşiktaş büyük düşünenlerin, ileriyi görenlerin yönettiği kulüp olmalı!.. Efendim, şu maçta şu oyuncuyu yanlış almış, bu maçta bu oyuncuyu oynatmamış falan..
Geçiniz.. Bunlar günlük işler, ucuz işler..
Bilic, Beşiktaş vizyon getirdi, hava getirdi.. Galatasaraylılara, Fenerbahçelilere, Trabzonlulara kime sorarsanız sorun; Türkiye’nin en iyi top oynayan takımı kim deyin?
Beşiktaş diyeceklerdir..
Kimi sorarsanız sorun, tuttuğunuz takım dışında kimi şampiyon görmek istersiniz diye konuyu açın..
Beşiktaş diyeceklerdir..
Türkiye’nin en sempatik takımı kim deyin? Beşiktaş diyeceklerdir..
Kimse inkâr etmesin.. Bu Bilic sayesinde oldu..
Çünkü; Beşiktaşlılık ruhuyla Bilic özdeşleşti.. Çarşı ruhunu sahaya taşıdı.. Statsız Beşiktaş’ı Türkiye’nin en popüleri yaptı..
Yoksa!.. Beşiktaş yönetimini bu mu rahatsız etti?
*
Bu sadece Beşiktaş’ın değil Türkiye’nin sorunu.. Her alanda, siyasette, bilimde, sanatta adam harcamada, birilerini karalamada üzerimize yok.. En sevdiğimiz şey; idam sehpası kurmak..
İdam sandalyesine ilk tekmeyi atmak..