Kim ne derse desin Ankara’da kıyamet koptu, kopan kıyamet tahribat yarattı..
Nedir o?
Barış sürecinin askıya alınması..
Belirsiz bir döneme girilmesi.. Bir sonraki adımın bilinmemesi..
Bu tespiti yaptıktan sonra şu sorunun yanıtını arayalım..
Neden böyle oldu?
10 maddelik Dolmabahçe deklarasyonu 28 Şubat’ta açıklandı.. İktidarcı gazeteler ayakta alkışladı.. Barışa dev adım atıldığı söylendi..
Cumhurbaşkanı’nın sesi çıkmadı..
Tam üç hafta sustu..
Nevruz günü Ukrayna’dan dönerken ‘Dolmabahçe yanlıştı’ demecini verdi.. 10 madde için nesini kabul edeyim diyerek çöp muamelesi yaptı..
‘Silahlar bırakılıyor.. Bu iş bitti.. Tarih yazıldı’ nutukları atmaya hazırlananlar dondu kaldı..
İki gün ne diyeceklerini bilemediler..
Gerçi hâlâ bilemiyorlar..
Top çevirip duruyorlar..
Biz gelelim ne oldu da Cumhurbaşkanı üç hafta sonra tepki gösterdi sorusunun cevabına..
Ne oldu da süreci askıya aldırdı..
Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın sözleri her şeyi açıklıyor..
Dedi ki; Kandil ve Demirtaş’ın sözleri süreci zehirledi.. İklimi bozdu..
Demirtaş ne demişti?
Grup toplantısında Erdoğan’a seslenerek üç defa..
‘Seni başkan yaptırma-yacağız.. Seni başkan yaptırmayacağız.. Seni başkan yaptırmayacağız..’ demişti..
Cumhurbaşkanı’nın sürece müdahale etmesinin nedeni buymuş..
Akdoğan; ‘Cumhurbaşkanımız bu sürecin mimarıdır, ona savaş açan tavır kabul edilemez’ sözleri bu tespitin kanıtıdır..
-
Soru şu.. Demirtaş Erdoğan’a başkan olamayacaksın diye seslenmeseydi..
Cumhurbaşkanı Dolmabahçe yanlıştır demeyecek miydi?
10 maddenin nesini kabul edeyim çıkışını yapmayacak mıydı?
İzleme Komitesi için benim haberim yok, bu girişim tehlikeli olur diye taş koymayacak mıydı?
Esas sorum şu..
Başkanlık tartışması süreci durdurdu mu?
Başkanlık sürecin önüne mi geçti?
Göcek koylarını imara açma ihalesi
Orman Bakanlığı ihaleye çıktı.. Göcek koylarını 30 yıldır orada yaşayan, o koyları işleten Yörük ailelerin elinden alıyor..
Meselenin özü şu.. O koylar İl Özel İdaresi tarafından Yörük aileler arasında paylaştırılmıştı.. Köylülere kiralanmıştı.. Yıllardır
belli kira karşılığında
işletiyorlardı..
Mesela Göbün Koyu dokuz aileyi besliyor.. Gözü gibi bakıyor derler ya, koylara gözleri gibi
bakıyorlardı..
-
Tam şehir yasasıyla birlikte bu alanlar Orman Bakanlığı’na devredildi.. Bakanlık da bu koyları
ihaleyle 29 yıllığına
birilerine veriyor..
Birileri diyorum köylülerin alma şansı yok.. Zaten dünkü ihaleye girmediler..
Birileri parayı basacak, koylara konacak..
Koylar bir süre kır lokantası adı altında işletilecek.. Daha sonra ihtiyaç var, talep var diye turistlik tesis kondurmaya başlayacaklar..
Koylara birer otel dikecekler..
-
Orman Bakanı orada koşu alanı, dinlenme mekânları olması gerekir demiş.. Dinlenme mekânından kastını bilemem ama koşu alanını anlamadım..
Karayolu ulaşımı olmayan o koyları Bakan bilmiyor anlaşılan.. Mesela Göbün Koyu’nun neresine koşu alanı yapılacak..
İyi işletilmesi lazım, ormanlardan vatandaşların da yaralanması lazım, gibi sözler işin kılıfı..
Kim ne derse desin, imar çılgınlığı sonunda Göcek’in koylarını vuracak.. Betonlaştıracak..
Köylülerin koylardan kovulma nedeni bu..