Kılıçdaroğlu noktayı koydu..
CHP Anayasa masasına dönmüyor.. Zaten masanın adı vardı, kendi yoktu.. Çünkü masa anlaşma üzerine değil, anlaşamama üzerine kurulmuştu..
Dört ayaklıydı..
Ayaklardan biri koptu; üç ayak kaldı..
AKP-MHP-HDP..
Masa bu şekilde kalır mı; anayasa çalışmasını bu üçlü sürdürür mü?
Hayır..
Bahçeli ‘Ana muhalefet partisi olmadan anayasa yapılmaz’ demişti..
Demek ki onlar da masadan kalkacak.. Veya masaya yeniden oturmayacaklar..
Peki AKP-HDP işbirliği olur mu?
Baş başa verip anayasa yaparlar mı?
O da olmaz..
Hele hele.. Çözüm süreci diye bir süreç kalmamışken.. Güneydoğu’da şehir savaşı yaşanırken.. İlçeler harabeye dönerken hiç olmaz..
-
Peki ne olacak?
CHP’nin ‘Üzerinde uzlaştığımız 60 maddeyi hayata geçirelim’ önerisi kabul görür mü?
Hayır..
Başkanlık modelinin yer almadığı bir anayasa değişikliğine iktidar partisi yanaşmaz..
O halde anayasa defteri kapandı..
Hayır..
İktidar partisi kolay pes etmez.. Beştepe hiç etmez.. ‘Komisyon kuralım, altı ay üzerinde çalışalım’ hamlesiyle anayasayı gündeme taşırken bu durumu hesaplamışlardır..
Yürümeyeceğini herkes biliyordu; iktidar bilmez mi, Beştepe bilmez mi?
-
Esas hamle komisyon değildi zaten.. Komisyon esas hamleye giden yolun kilometre taşıydı.. ‘Görüyorsunuz, uzlaşma çıkmıyor’ deme girişimiydi..
Satranç gibi düşünün..
Açılış yapıldı, anayasa için asıl hamle şimdi geliyor..
Pek yakında!..
Gezi davaları beraatle sonuçlanıyor
Türkiye üç yıl önce yaşanan protestoları hâlâ tartışıyor..
Uzun yıllar da tartışacak.. Nasıl bakarsanız bakın..
İster haklı bulun, ister haksız..
İster protesto deyin, ister isyan..
Siyasi hayata damga vurduğu, iz bıraktığı gerçeğini değiştirmez..
-
Bir dizi dava açıldı.. Teker teker sonuçlanıyor.. İzliyorum, mahkemelerin verdiği kararlar aynı: Beraat..
Neden?
Savcılar davaları o kadar üst perdeden açtılar ki.. Herkesi ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’la, ‘terör örgütü propagandası yapmak’la suçladılar..
Ortada örgüt mörgüt yoktu..
Örgüt olmadığı için kararlar hep beraat oldu..
-
Sanıklara hiç mi ceza verilmedi?
Verildi; kamu malına zarar vermekten, polise direnme, görevini yaptırmama suçlarından ceza verildi..
3 bin lira ile 6 bin lira arası..
Doğrusu da bu!..
Bu da iktidarın meziyeti!
Tartışma programlarında dikkatinizi çekmiştir.. İzah edilemeyen durumlar..
- Türkiye üzerine oynanan oyun..
- Türkiye’yi kuşatma çabası..
- Üst aklın marifeti..
- Dış güçlerin tezgâhı..
Sözleriyle açıklanmaya çalışılıyor.. Daha doğrusu, kapatılmak isteniyor..
Eski AKP sözcüsü Hüseyin Çelik de bu durumu fark etmiş olacak ki, geçen gün şikâyet etti..
‘Başımıza meteor düşse dış güçlerden biliyoruz’ dedi..
-
Şikâyet etti ama bu yeni bir durum değil.. Çelik de sözcülük yaparken başvurduğu yöntemdi..
Mağduru oynama taktiği diyelim..
İktidar sözcüleri, iktidar yanlıları hayali ittifaklar kurup, düşman yaratıp faturayı çok rahatlıkla kesebiliyor..
Dikkat edin.. Son yıllarda neredeyse olmadık şey kalmadı.. Ama müsebbibi hep başkaları oldu..
AKP 14 yıldır bu ülkeyi yönetiyor.. Ama hâlâ sanki başkaları iktidardaymış, kendileri muhalefetteymiş gibi davranıyor..
Bu da bi meziyet!.. Herkes yapamaz..
