Pazar günü 8 Haziran’a yönelik fikir jimnastiği yapmıştım..
Siyaset nasıl şekillenir, neler olabilir sorusuna yanıt aramıştım.. Olasılıkları sıralamıştım..
Çok sayıda mail aldım.. Meğer çok sayıda kişi olasılıklar üzerine kafa yoruyormuş..
Aslına bakarsanız bu seçim Süper Lig’e benzedi..
*
Süper Lig’de bir sürü hesap yapılıyor.. TV’lerde bütün olasılıklar gece gündüz tartışılıyor..
Galatasaray-Beşiktaş maçı ve Fener’in alacağı sonuçlar üzerine hesap kitap yapılıyor..
Siyasette de durum farklı değil..
Siyasette de futbolda olduğu gibi olasılık hesapları yapılıyor ama farklı bir durumu var..
Futbolda mutlaka şampiyon çıkacak..
Siyasette şampiyon çıkmayabilir.. Yani, hiçbir parti tek başına iktidar olma sayısına ulaşmayabilir..
*
Zaten bir parti tek başına iktidar olacak güce erişirse konuşacak bi durum yok..
O parti hükümeti kurar, olur biter..
Neler olur diye seçenekleri sıraladığımız durum; siyasette şampiyonun çıkmaması durumu..
Koalisyon mu olur?
CHP-MHP vekil sayısını tutturursa koalisyon olur.. CHP-MHP-HDP koalisyonu olmaz..
*
AKP muhalefet partilerinden biriyle CHP’yle, MHP’yle, HDP’yle koalisyon kuramaz mı?
Kurabilir ama Beştepe’nin işine gelmez..
Pazar günü de değindim.. Cumhurbaşkanı her konuda koalisyonu lanetlerken ‘günlündeki parti’nin koalisyona girmesine izin vermez..
*
Ne olur?
AKP azınlık hükümeti kurulur mu? Muhalefetteki üç partiden biri destek verir mi?
En çok tartışılan bu..
AKP azınlık hükümeti destek bulsa bile, o destek şartlı olur..
Mesela, HDP seçim barajını düşürme koşullarıyla çözüm sürecinde şu şu şu adımların atılması koşuluyla destek verebilir..
Ama azınlık hükümeti uzun ömürlü olmaz.. Dört yıl dayanmaz..
*
Geriye ne kalıyor?
Anayasa’ya göre hükümet 45 gün için de kurulamazsa yeniden seçime gidilmesi kalıyor.. Bana göre; tek parti iktidarı çıkmazsa en kuvvetli olasılık bu..
Cumhurbaşkanı ikinci seçimle seçmeni zorlayabilir..
Bazen el üstünde bazen yok hükmünde
Anayasa’nın durumu bu.. İktidar işine geldiği zaman arkasına sığınıyor, kalkan yapıyor.. İşine gelmediği zaman ‘darbe anayasası’ diyor.. Hükmünün kalmadığını söylüyor..
Mesela..
Cumhurbaşkanı’nın meydan meydan dolaşması, seçim sürecine katılması, muhalefeti eleştirmesi, iktidar partisi için oy istemesi tartışılıyor ya..
Muhalefet YSK’ya şikâyet etti.. Cumhurbaşkanı anında 82 Anayasa’sının ipine sarıldı: ‘Yahu okuyun Anayasa’yı. Cumhurbaşkanı’nın önünü kesemezsiniz. Çıkar meydanlarda konuşur. Yeter ki meydanlarda konuşulacak insan bulsun’ dedi..
*
Ama Cumhurbaşkanı kısa bir süre önce Anayasa’da tarif edilen cumhurbaşkanlığının 10 Ağustos 2014 tarihinde çöktüğünü söylemişti..
Demem şu.. Bu aralar Anayasa bazen el üstünde tutuluyor, bazen yok hükmünde sayılıyor..
Profesyonel işi..
Dün sabah yüreğimiz ağzımıza geldi..
HDP’ye yönelik saldırı tepki saldırısı değildi.. Profesyonel işiydi.. Adana ve Mersin il binalarında eş zamanlı patlama..
Bomba birine kargoyla gönderilmiş, diğerine çiçek sepetiyle..
Seçim sürecini karıştırmaya yönelik mi, ‘Karıştırırız ha’ diye gözdağı vermek için mi, devamı var mesajı mı, şimdilik belli değil..
Bu işi yapanlar kimse HDP üzerinden bir oyun planı kurdukları belli..
İyi olan, bütün partilerin anında tepki göstermesi oldu.. Provokasyonun altı çizildi..
*
Sonuç, dilerim, Fenerbahçe otobüsüne sıkılan kurşun gibi olmaz.. Çiçeğin ve kargonun izi sürülür, bombacı provokatörler bulunur..
(Şunu belirteyim.. Mersin’de HDP’liler içinde dinleme cihazı olabilir diye balkona koymuş. Türkiye’nin haline bakın.. İlk akla gelen bu olmuş.. Haksız değiller, Türkiye telekulak cenneti)