Patırtı gürültü çıkaracak bir yasa daha Meclis Genel Kurulu’na indi..
Yasanın iyi tarafı da var, kötü yanı da..
İyi tarafı şu..
İsimsiz, imzasız, adressiz, delilsiz, dayanaksız ihbar ve şikayetler artık işleme konulmayacak..
İyi güzel de bugüne kadar işleme konulanlar ne olacak?
Olan olmuş, biten bitmiş mi denilecek?
Yeri gelmişken bir soru daha.. Bundan böyle isimsiz, imzasız, dayanaksız ihbarlar askerler için geçerli olmayacak.. Güzel..
Peki ya siviller?
Siviller ne olacak?
Hapishaneler isimsiz ihbar mektuplarıyla suçlanan, kim olduğu belli olmayan gizli tanık ifadeleriyle itham edilen insanlarla dolu..
Onlar ne olacak?
Yine de bu adımın atılması iyi.. Darısı sivillerin başına!..
*
Gelelim gürültü çıkaracak kısmına..
Generallerin, amirallerin, kuvvet komutanlarının görev süreleri bir yıl uzatılabiliyordu.. Değişiklik yaş haddine kadar diyor..
Bu ne demek?
Başbakan isterse bir kuvvet komutanı beş yıl, altı yıl görevde kalacak demektir..
Veya bir ordu komutanının uzun yıllar koltuğunu koruyabilir..
Sakıncası ne?
Orduda iktidar bağımlılığı yaratır..
Ordu zaten siyasal iktidara bağlı değil mi?
Evet ama kişisel değil, yasayla bağlı..
Bu değişiklik kişisel bağı yasallaştırıyor.. Başbakanın kuvvet komutanı, başbakanın ordu komutanı kavramını getiriyor..
*
Genelkurmay ve kuvvet komutanları hakkındaki soruşturmanın başbakan iznine bağlı olacağı, Yüce Divan’da yargılanacakları ayrı bir konu..
Müebbet hapis cezası alan Başbuğ ile 28 Şubat’tan yargılanan Karadayı’yı kurtarır mı?
Hukukçular hayır diyor..
Kime yarar?
Şu andaki Genelkurmay Başkanı Özel’e
Niye?
Askeri savcı Roboski bombalaması için ‘kaçınılmaz hata’ demişti ya.. O hatayı yapan Özel..
Zaten bu değişikliğin onun için yapıldığı söyleniyor..
Avrupa anladı mı, anlamadı mı?
Başbakan Brüksel’e gitti, AB’ye paralel yapıyı anlattı..
Peki, AB anladı mı, hak verdi mi?
İktidarcı gazeteyi açtım.. Manşetten vermiş.. Başlığı şu;
‘Paralel yapıyı
AB de anladı’
Cemaatçi gazeteye geçtim.. O da haberi manşetten vermiş. Başlığı şöyle..
‘Paralel devlet iddiası
AB’yi ikna etmedi’
Geçen gün yazmıştım.. Önce iktidarcı gazeteyi sonra cemaatçi gazeteyi sonra yine iktidarcı gazeteyi okumak eğlenceli oluyor diye.. Bu da onlardan biri..
Diyelim ki sadece bu iki gazeteyi satın aldınız, eve geldiniz ikisini de satır satır okudunuz?
Ne anlarsınız?
AB paralel yapıyı anlamış mı, anlamamış mı?
Papatya falı açmaktan başka çareniz var mı?
Anlamış, anlamamış, anlamış, anlamamış..
Bir günde 500.. Bir ayda 5500..
En büyük operasyon poliste yaşanıyor.. Her gün onlarca, yüzlerce polisin görev yeri değiştiriliyor.. O ilden alınıyor öteki ile gönderiliyor..
Polis polise karşı operasyon yapıyor.. Bir haftada iki ayrı yere atananlar bile var.. Göreve başlamadan başka göreve atananlar..
Curcunadır gidiyor..
Polisin içindeki otonom yapının temizlendiği söyleniyor.. Eğer böyle bir yapı varsa bugüne kadar göz yuman, sesini çıkarmayan iktidar da o yapının yaptıklarından sorumludur..
Görevden aldım, temizledim demekle olmaz.. Suçu cemaate yıkıp sütten çıkmış ak kaşık gibi davranamaz.. O polisleri o görevlere kendi getirdi..
*
Yeni duyduk, MİT operasyonuyla farkına vardık, 17 Aralık’ta yapının derinliğini gördük sözleri kesmez..
İnandırıcı olmaz.. Kimseyi tatmin etmez..
Yeni Şafak’ta Ali Bayramoğlu dün yazdı.. Cemaat vesayeti dört yıl önce Başbakan’ın iç kabinesinde konuşulmuş..
Demek ki bugün var olduğunu iddia ettikleri yapıyı o gün biliyorlarmış..
Göz yummuşlar..
Sessiz kalmışlar..
Hadise bu..
*
Bu arada yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma gibi soruşturmalara katılan polisler de nasibini alıyor..
İktidar sanki şunu demek istiyor; ey polis kardeşim, iktidarımın kıyısından köşesinden geçen her türlü soruşturmayı darbe girişimi sayarım..
Bu bakış açısı endişelendirmiyor desem yalan olur.. Çünkü iktidarın cemaati siper ederek kendi polisini, kendi yargısını yarattığı iddiası var..
Başka bir devlet düzenine geçmeyi hedeflediği..
Polis operasyonuna, HSYK yasasını, TSK yasasını ekleyin üstüne internete getirilmek istenen yasakları koyun manzara ortaya çıkıyor..