Başbakan Ankara’da toplanan büyükelçilere talimat vermişti..
‘17 Aralık darbe girişimidir. Yolsuzluk iftirası ambalajı altında demokrasiye, milli iradeye, çözüm sürecine, dış politikaya sabotaj yapıldı. Devlet içindeki paralel yapıyı yurtdışında anlatın’ demişti..
Başbakan Yardımcısı Atalay da ‘Akil İnsanları’ toplamış..
Benzer şeyler söylemiş, gidin bu durumu halka anlatın demiş..
Akil İnsanlar yeniden sahalara dönüyormuş!..
*
Kaçı bu görevi kabul eder kaçı sahalara geri döner bilmiyorum.. Kabul ederlerse ‘iktidarın paralel propaganda heyetine’ dönüşecekleri muhakkak..
Neyse bu ayrı mesele.. Sahaya çıkacak akillerin işi çok zor..
İki açıdan zor.. Paralel devleti kabaca anlatmak kolay.. Yargı-emniyet-bürokrasisinde kilit görevde olan insanlar cemaat örgütlenmesi içinde hareket etmişler diyebilirler..
Örnek olarak; Ergenekon, Balyoz, Suikast, Casusluk, Şike gibi davaları gösterebilirler.. Yasa dışı dinlenen telefonları, üretilen belgeleri gösterebilirler.. Haksız yere hapse atılan, mağdur edilen insanların bu otonom yapının kurbanı olduğunu söyleyebilirler..
Söyleyebilirler de biri çıkıp da sorarsa:
Bu iddialar yıllardır dillendiriliyor yeni mi duydunuz?
Cemaat-iktidar kavgası çıktıktan sonra mı farkına vardınız?
Dün başka şeyler söylüyordunuz?
Akiller ne cevap verir?
*
Tabii konu 17 Aralık’tan açılınca söz dönüp dolaşıp rüşvet ve yolsuzluk iddialarına da gelecektir..
Akillere, ayakkabı kutusundan çıkan dolarlar sorulacaktır..
Evde bulunan kasalar, yatağa saçılan liralar..
Ne diyecekler?
Düzmece diyemezler.. İmam hatip parası diye geçiştiremezler.. Çocuğun kasa merakı diye de geçiştiremezler..
Ya bakana hediye edilen 700 bin liralık saat..
İzahı zor.. Akil bile olsan anlatamazsın!..
*
Bir de fezlekeler meselesi var.. Medyaya sızan bilgilere göre içi yenilir yutulur gibi değil.. Bakanların defalarca rüşvet aldığı iddia ediliyor..
Fezleke hazırlandığına göre belgesi vardır herhalde.. Varsa ilk kez rüşvetin belgesini de göreceğiz..
Akiller, içeriğini tam bilmiyoruz, ortaya çıksın konuşuruz diye geçiştirmeye kalksa..
O zaman da Adalet Bakanlığı niye tutuyor, niye Meclis’e göndermiyor diye sormazlar mı?
*
İşleri zor.. Bu aralar Allah kimseyi akil yapmasın..
TIR üzerine ciddi sorular
Kıyametin yönü Suriye’ye yollanan TIR’lara kaydı..
Savcı, silah yüklü olduğu ihbarı var, arama yapmak görevim tezini savunuyor.. İktidar; ‘Başbakan’dan izin almadan aramayasın. Yasa var, o TIR’lar MİT’in’ diyor..
TIR’ın MİT’e ait olduğunu nereden bileceğiz? Mesela, iki, üç ay önce yakalanan içinden havan mermileri çıkan TIR’a kimse sahip çıkmamıştı?
Oldu olacak, TIR’ların önüne yazı yazsınlar:
‘MİT’in TIR’ıdır devlet sırrı taşır.’
*
Şaka bir yana konu ciddi.. Şu soruyu da sormak hakkımız.. Suriye’deki iç savaş üç yıldır sürüyor.. MİT ilk kez mi TIR yolluyor? İlk defa mı devlet sırrı gidiyor?
17 Aralık’a kadar hiç ihbar olmamış mı? Bugün ihbarı yapanlar 17 Aralık’tan önce niye yapmamış? İhbar yapıldıysa savcılar ittifak günleri diye göz mü yummuş?
Cebimizdeki para uçuyor
Son bir ayda dolara karşı en fazla değer kaybeden para bizim paramız olmuş..
Yüzde 10 değer kaybetmiş.. Dolara karşı yüzde 10 fakirleşmişiz..
Mayıstan bu yana ise TL’nin değer kaybı inanılmaz.. Yüzde 20.6..
Bundan sekiz ay, on ay önce en sağlam ekonomi bizim ekonomi denirdi.. Şimdi en kırılgan piyasa Türkiye deniliyor..
Basit anlatımı şu; her an her şey olabilir..
Tehlikeli bir durum da şu: Dolar hesapları kabarıyormuş.. Yani insanlar dolara yöneliyor..
10 günde 1.6 milyar dolar artmış.. İyiye gidiş değil..
Tehlike sinyalleri..