CHP liderini Bartın, Zonguldak ve Çaycuma mitinglerinde izledim.. Çaycuma korsan mitingdi.. Yani önceden planlı değildi.. Halk, Kılıçdaroğlu ilçemize uğrayacak diye meydanda toplanınca mecburen mini miting yapıldı..
Bana göre en içten, en doğal, en güzel miting de buydu.. Çünkü Kılıçdaroğlu’nu görmek için sokağa çıkanların içinde mutlaka AKP’liler de vardı, MHP’liler de vardı..
Öyle ya, destekleyin desteklemeyin, ilçenize bir siyasi parti lideri gelse arkanızı dönmezsiniz herhalde..
Ne diyor diye dinlersiniz..
Bu sebeple en doğalı, en güzeli oydu dedim..
-
Lider ne diyor meselesine gelince.. Kılıçdaroğlu bu seçimde farklı yöntem izliyor.. Bağırıp çağırmıyor.. Polemiğe girmiyor.. Kendisine laf atılsa bile cevap vermiyor.. Sadece iktidar olursa ne yapacaklarını anlatıyor..
Türkiye’nin iyi yönetilmediğini söylüyor.. Rakipleri ne derse desin gündemini değiştirmiyor..
-
Mitinglerden sonra Kılıçdaroğlu’yla dönüş yolunda da sohbet ettik.. İki önemli saptaması var..
BİR: Kutuplaşma o kadar büyük boyuttaydı ki; bundan önceki seçimlerde insanlar kulaklarını tıkamıştı. Ne söylerseniz söyleyin dinlemiyorlardı.. Bu seçimde kulak kabartmaya başladılar.. Kulaklarındaki tıpaları açtılar..
İKİ: Şu veya bu şekilde iktidar bozulmasın diye iktidar partisine oy verenler artık CHP’ye oy vermeyi düşünüyor..
-
Son iki seçimin sihirli sözcüğü istikrardı.. Şu bi gerçek.. İktidar partisinden pek memnun olmayanlar bile ekonomi iyi gidiyor, çark dönüyor, aman bozulmasın diye kerhen oy verdi..
Ya şimdi?
İstikrar bozuldu mu?
CHP liderinin sözlerini aynen aktarıyorum:
“İstikrar yok zaten. Çünkü hiçbir hedef tutmadı. Ne büyüme hedefi, ne enflasyon hedefi, ne kur hedefi, ne işsizlik hedefi, ne dış politika, ithalat-ihracat hedeflerinin hiçbiri tutmadı. Ortada bir istikrar yok zaten. Baktığınız zaman tümüyle istikrarsızlık hakim. Bunu sokaktaki vatandaş da görüyor. Vatandaşın günlük yaşantısına da yansıyor. O nedenle yeni bir hükümet programına Türkiye’nin ihtiyacı var. Biz bunu yapabiliriz.”
-
Uzun süredir ilk defa seçmenin kafası karışık.. İlk defa, iktidar partisi ‘istikrar’ üzerinden kampanya yapmıyor.. İlk defa, insanlar ‘istikrar bozulur mu’ endişesi taşımıyor..
Canlı anketle miting
CHP seçim kampanyasını ilginç bir yöntemle şekillendiriyor.. İnsanlar miting alanına toplanınca 100 bilemedin 150 kişiyle sekiz on soruluk anket yapıyor..
Amaç kalabalığın ilgilendiği konuları saptamak, ayrıca teşkilatı ve adayları denetlemek..
Ankette CHP’nin çalışmaları (afiş, bayrak, toplantı gibi) soruluyor hem de adayların faaliyeti.. Memnuniyet testi yapılıyor..
Ama en önemlisi, CHP’nin vaatlerinin algılanması ölçülüyor.. İnsanların neden etkilendiği saptanmaya çalışılıyor..
-
Örnek verelim.. Bartın mitinginden önce yapılan ankette; birinci sırayı emekli maaşı, ikinci sırayı asgari ücret, üçüncü sırayı mazot fiyatı aldı..
CHP lideri konuşmasında diğerlerini de söyledi ama bu vaatlere ağırlık verdi..
Zonguldak da ise öncelikler değişmişti.. İlk iki sıra yine emekli ve asgari ücretti ama mazot aşağılara düşmüştü.. Taşeron işçi ile kredi kartı borcu ön plana çıktı..
-
Dedikleri şu.. Zonguldak emekçi kentiydi emekli kenti oldu.. 130 bin çalışan var, 150 bin emekli var.. Herkes kredi borcu batağında..
Hukuk bir gün size de lazım olur
Demişlerdi; dinlememişlerdi.. O kadar havalıydılar ki, burunlarından kıl aldırmıyorlardı.. Bir emirle insanlar kodesi boyluyordu..
Sorgusuz sualsiz..
Delilsiz, tanıksız.. Hukuk ayaklar altındaydı..
Türkiye’ye beş altı yıl hukuksuzluk yaşadı.. Yargı vardı ama hukuk yoktu..
-
Hukuku çöpe atan o hâkimler, o savcılar yine manşetlerde.. Dün suçluyorlardı, bugün suçlanıyorlar..
Dün suçladıkları insanlar ‘hukuk’ diye bağırıyordu, bugün kendileri ‘hukuk’ diye inliyor..
Söylenecek bir şey yok..
Hukuku yok eden kendileri..
Hukuk olmadığı için bugün kendilerine yapılanlar da hukuksuz.. Bugün yargının kontrolünü elinde tutanlar da hukukun dışına çıkıyor..
Onlara da aynı sözü hatırlatmak isterim..
Hukuk yarın da size lazım olabilir..