Cuma gecesinin tek cümleyle özeti budur..
Halk, omuz omuzaydı..
Partiler, omuz omuzaydı..
Siyasetçiler, omuz omuzaydı..
Sivil toplum kuruluşları, omuz omuzaydı..
Medya, omuz omuzaydı..
Demokrasiye inanan asker, omuz omuzaydı..
Suriye’deki savaşın rotasına bakarsak.. Esad’ın demecini ciddiye alırsak.. Başbakan’ın tüm komşularla iyi ilişkiler çabasını göz önünde tutarsak.. (Gerçi Başbakan BBC’ye verdiği demeçte Esad değişmeden bir şey değişmez dedi ama olsun!. Şam’la iyi ilişkiler diyen de kendisi..) Almanya Başbakanı Merkel’in teşekkürünü dikkate alırsak..
Suriyelilere vatandaşlık verme meselesi derin..
Durduk yerde çıkmamış..
Dün de söyledim; zamanlama manidar!.
*
Esad’ın demecinden başlayalım.. NBC News’a Rusya’nın sayesinde ülkenin kontrolünü yeniden ele geçireceğini, iç savaşı kazanacağını söyledi...
Altını çiziyorum..
Suriyelilere vatandaşlık verilsin, verilmesin meselesi kulvar değiştirdi..
Irkçılık tartışmasına..
Hatta ırkçısın suçlamasına kadar uzandı..
İktidara yakın duranlar ‘Suriyeliler vatandaşlığa alınmasın; çünkü…’ diyenleri ırkçılıkla suçlamaya başladılar..
Anlamış değilim?
Ne ilgisi var!..
***
Bir önceki Başbakan’ın ‘komşularla sıfır sorun politikası’ mizah konusu olmuştu..
Sıfır sorun derken sıfır komşu durumuna geçmiştik..
Kavga etmediğimiz ülke kalmamıştı..
Batı’yla da, Doğu’yla da papaz halindeydik!..
*
Davutoğlu başbakanlıktan erken emekli edilince yorgan gitti kavga bitti misali etrafa gülücükler dağıtmaya başladık..
İsrail’le barıştık..
Bu tespit eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in..
Şöyle demiş..
“7 Haziran seçimleri sonrasındaki tabloda muhalefet partilerine bir penaltı fırsatı çıktı. Herkes dikkatle ‘bunlar topa vuracak mı?’ diye beklerken, muhalefet topa vurmak yerine sırtını dönüp gitti. Kendi partim açısından bu iyi oldu ama demokrasi açısından düşündürücü.”
***
CHP’nin, MHP’nin, HDP’nin liderleri ne der?
Muhalefet partilerinin milletvekilleri nasıl değerlendirir?
Muhalefet partilerinin tabanı ne düşünür?
Dokuz gün çok değil mi falan dediler; zırt diye geçti gitti...
Geriye ne kaldı?.
Güzel anılar kalmıştır, dost sohbetleri kalmıştır, keşfedilen yeni yerler kalmıştır, okunan yeni kitap kalmıştır, yolculuk çilesi kalmıştır..
Bayram ertesine taşan.. Hafta boyu mevzuu edilecek bir şeyler kalmıştır..
Uzun tatilden sonra iş gününe ‘merhaba’ derken kişisel bagajımız boş değildir..
***
Ülke gündeminden de sarkan konular oldu.. Bayramda tüketmediğimiz, bayram ertesine taşıdığımız..
Çok zor bir yıl oldu, siyaset dur durak bilmedi..
Beş ay arayla üst üste iki seçim yapıldı.. Güneydoğu’da şehir savaşları patlak verdi.. Yüz güne varan sokağa çıkma yasakları, enkaza dönen mahalleler, moloz yığını haline gelen sokaklar..
Her gün şehit cenazeleri kalktı.. Bir ara siyasetçiler şehit cenazesinden, şehit cenazesine koşturmaktan asil işlerini yapamaz hale geldi..
Siyasette bir ilk yaşandı..
Beş ay önce yüzde 49.5 oyla sandıktan çıkan Başbakan, Cumhurbaşkanı ile geçinemeyince sessiz sedasız evinin yolunu tuttu..
Bu durumu kimse yadırgamadı..
Çünkü işaretle gelmişti, işaretle gitti..
Günlerdir yaza-cağım, bir türlü sıra gelmedi.. Gündem izin vermedi..
Aslında bu da memleketin önemli meselelerinden ama..
Önem verilmeyen memleket meselelerinden..
Acısı yıllar sonra çıkacak memleket meselelerinden..
***
LYS dedikleri üniversiteye yerleştirme sınavı yapıldı.. Sosyal, fen, edebiyat, matematik, yabancı dil alanlarında iki hafta sınavlar yapıldı..
Gazetelerden, televizyonlardan izledim..