Davut- oğlu’nun yerine gelen Binali Bey’in ilk demeci şu olmuştu..
‘Dostlukları artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız. Dış politika hedefimiz budur’ demişti..
Haklıydı..
Hangi birini sayayım..
Libya’dan başlarsak..
Mısır, İsrail, Suriye, Irak, İran, Ermenistan, Rusya..
Kavgalı olmadığımız ülke yoktu..
Binali Bey’in bu çıkışı dış politikada paradigma değişikliğinin işaret fişeği kabul edildi..
Hüseyin Yayman’ı hatırlarsınız.. Bir ara ekranlara çok sık çıkardı..
Akademisyendir..
Türkiye’nin toplumsal yapısı, muhafazakârlık ve Kürt sorunu konusunda önemli çalışmaları vardır..
İktidara yakındı..
Çözüm sürecinde kurulan akil insanlar heyetindeydi..
7 Haziran seçimlerinde AKP milletvekili oldu..
1 Kasım’da listeye giremedi ama Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı görevine getirildi..
***
Darbenin olacağını aylar öncesinden bilen gazeteciyi Fehmi Koru’nun dünkü yazısında öğrendim..
Koru; ‘Yazılar müthiş ben atlamışım galiba herkes atlamış’ demiş..
Valla atlamışız..
Yazılar müthiş..
İnternete daldım o iki yazıyı buldum..
Fuat Uğur, nisan ayında Türkiye gazetesinde iki yazı kaleme almış..
Biri 2 Nisan, öteki 21 Nisan 2016’da..
Darbe girişiminden üç ay önce..
Biz de başkanlık tartışmalarının alevlendiği günlerde ABD’de Trump başkan seçilmez mi?
Başkanlık sistemine övgüler yağdıranları aldı bi telaş..
Ne diyeceklerini bilemediler..
İslam düşmanı, faşist bir kişiyi övecek halleri yoktu..
Müslümanları Amerika’ya sokmayacağım diyen kişiye hoş geldin, sefa geldin de diyemezlerdi..
Nasıl tavır alacaklarını bilemediler..
Telaşa kapıldılar..
Seçimi kaybeden Hillary Clinton’a yüklendiler..
Başbakan dün MHP lideri Bahçeli ile görüştü.. İki genel başkan ilk kez somuta indi.. Anayasa değişikliği maddeleri üzerinde görüştü..
Başkanlık sistemini konuştu.. İktidar partisi teklifi değiştirilir mi, üzerinde oynar mı, yoksa medyaya sızan şekliyle mi Meclis’e sunar, şimdilik soru işareti.. Medyaya yansıyan kısmına itiraz gelmediğine göre.. Yok canım nereden çıkarıyorsunuz denmediğine göre..
Sessizlik politikasıyla kabul
edildiğine göre..
İktidar partisi 2012 yılında uzlaşma komisyonuna verdikleri teklifte ısrar ediyor..
***
Önce şu notu düşeyim..
ABD’nin yeni başkanı Trump bu sloganı atsa yeridir..
Hakkıdır..
Hatta bir adım ötesine geçip.. Bütün dünya karşı olsa bile.. Bütün dünya düşmanlık yapsa bile..
‘Tanrı bizimle’ dese..
Siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın ‘‘İsa yanımızda’ diye demeç verse..
Ne olur?
Önümüzdeki dönem izleyeceği politikanın ipuçlarını vermiş olur.. Zaten ilk demecinde de verdi..
‘İyi geçinmek isteyen ülkelerle iyi geçineceğiz’ dedi..
Kandırılma sendromu da diyebiliriz.. Veya kandırılma hastalığına tutulma hali..
Hastalığa tutulan..
Kandırılma endişesiyle, korkusuyla yaşayan kim?.
İktidar partisi..
Neden?
MHP, idam ve başkanlık sistemini Meclis’e getirin çağrısı yaptı ya..
Ondan..
Ne alakası var?
Ceza Kanunu’nda bir suç maddesi var...
Örgüt üyesi olmadığı halde örgütün fikirleri doğrultusunda hareket etmek, vs..
Hâkimler bu maddeye dayanarak çok sayıda tutuklama kararı verdi..
‘Örgüt üyesi olmadığı halde….’ diye başlayan kararlara imza attılar...
En tipik, en somut örnek parasız eğitim istemekti.. DHKP-C adlı örgüt parasız eğitim istiyor diye; üniversitelerde parasız eğitim sloganı atan.. Pankart açan.. Bildiri dağıtan gözaltına alındı..
Örgüt üyesi olmadığı halde, örgütün fikirleri doğrultusunda hareket ettiği.. Örgüt adına suç işlediği için tutuklandı..
Gelelim meselemize.. Önümüzdeki günlerde, aylarda Türkiye önemli bir tartışmanın içine girecek.. Aslında girdi bile..
Bir tarafta, başkanlık sistemini isteyenler var..