Yılı değerlendirdiğim yazılarıma göz attım..
Kafamdaki soru şuydu..
2013 mü..
2014 mü..
2015 mi daha hareketliydi..
Cevap: Hepsi..
2013 yılının mayıs ayından sonra sakin geçen bir gün bile yok.. Ülke hep gergin..
2013 yılının ilk günlerini hatırlayın.. İmralı’yla görüşmeler, PKK’nın çekilme kararı, Öcalan’ın Nevruz demeci..
Nevruz’un bayram gibi kutlanması.. Silahlı mücadele bitmiştir açıklaması..
O günden bakınca bugünler akla gelir miydi?
2013’ün Nevruz’unu Diyarbakır’da yaşayanlar..
Sur’da çayını kahvesini yudumlayarak yorgunluk atanlar.. Nevruz sohbetine dalanlar..
Sur’un bu hale geleceğini akıllarından geçirir miydi?
‘Bir gün öyle çatışmalar olacak ki Sur harabeye dönecek.. Günlerce sokağa çıkmak yasaklanacak.. Ağır silahlar kullanılacak’ denseydi..
2013 Nevruz’unda bunları söyleyene ne derdik?
Deli derdik..
Git işine derdik..
Şu güzel hava, şu güzel ortam battı mı derdik..
2.5 yıl sonra gelinen hale bak.. Gazetelere yansıyan fotoğraflara bak..
Sadece Sur’a değil, Cizre’ye, Nusaybin’e, Dargeçit’e bak..
Bir de 2013 Mart’ını düşün..
Tansiyon ineceğine, çatışmaların durması için formül aranacağına, çözümün yolları zorlanacağına tansiyon giderek artıyor..
Son bomba öz yönetim..
Öz yönetim dedikleri özerklik talebi.. Demokratik Toplum Kongresi’nde karar alınmış..
HDP Eşbaşkanı Demirtaş da çarenin öz yönetim olduğunu söylemiş.. Hendekleri savunmuş..
Zamanlamaya dikkat çekerim..
Politika değiştirmeye..
PKK’nın baskısına boyun eğmeye..
‘ Hendek kazarak öz yönetim olmaz’ yaklaşımından ‘Hendeksiz öz yönetim olmaz’ politikasına..
2013’ün Nevruz’unu Diyarbakır’da kutlayanlara..
‘Bu işin sonu hendek kazmadır, hendekle-barikatla öz yönetim ilanıdır.. Bunun sonu sokak savaşıdır’ deseydik..
Ne cevap verirlerdi..