Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son sekiz ayda Amy Winehouse ve Etta James’in ardından şimdi de Houston’ın ölüm haberi geldi. Hayatımızda şöyle ya da böyle yer eden, dertlerinden çok şarkılarıyla hatırladığımız güzel sesler birer birer aramızdan ayrılıyor...


Los Angeles’da Beverly Hilton otelinin dördüncü katında bir hareketlenme olduğunda insanlar herhalde Whitney Houston fenalaştı ya da gene başı ilaçlar, uyuşturucu ya da alkolle derde girdi diye düşünmüş olmalı. Ama durum en kötüsüydü. Oteldeki Grammy partisi için hazır bekleyen acil tıbbi müdahale ekibi hemen odaya girdi ama yapacak bir şey yoktu. 90’ların en büyük yıldızlarından ve pop tarihinin en inanılmaz seslerinden Whitney Houston hayatını kaybetmişti. Türkiye saatiyle 04.00’te öldüğü resmen açıklandı. Müzik alemi ve dünyadaki milyonlarca hayranı 20. yüzyılın en önemli pop diva’larından birini kaybetti. Houston’ın Grammy ödül töreninde şarkı söylemesi bekleniyordu, ama kısmet olmadı.

Yolumuz mutlaka onun bir şarkısından geçmiştir


Bir kaç kuşağı etkiledi
Houston’ın dünya çapında tanınması Bodyguard filmiyle olmuştu. Kimi bunu tüm zamanların en kötü filmi ilan etti, kimi dalga geçti, kimi gözyaşları içinde izledi. Ancak gerçek şu ki Houston’ın yıldızı çok önceleri parlamaya başlamış, Bodyguard’a gelene kadar dünyanın en iyi kadın solistleri arasına adını yazdırmıştı.Bugün Mariah Carey’den, Christina Aguilera’ya BeyoncÈ’den, Rihanna’ya birkaç kuşak kadın solist ondan ve vokal tarzından etkilendi. “Güzel sesli diva” kategorisinde 80’ler ve 90’ların başlarında en büyük isimler arasındaydı.
Son yıllarında uyuşturucu sorunuyla boğuşuyor, yeni hit şarkılar yapmakta zorlanıyor veyeni şarkılarıyla gündeme gelmek yerine skandallar ve başarısızlık hikayeleri ve sağlık sorunlarıyla haber oluyordu.
Whitney Houston, 2 Emmy, 6 Grammy sahibiydi. Billboard Müzik ödüllerinde 30 kez, Amerikan Müzik Ödülleri’nde altı kez ödüllendirildi. En fazla ödül alan kadın sanatçı ünvanına sahipti.
Houston, benzeri önemli siyahi solistler gibi kilisede şarkı söylemeye başlamış, bir süre çeşitli sanatçılara vokalistlik yapmış, ardından en büyük destekçisi müzik adamı Clive Davis tarafından keşfedilmişti.
1985’te yayımladığı ilk albümü Whitney Houston ile inanılmaz bir başarıya imza attı. İlk Grammy’sini (en iyi kadın pop şarkıcısı) bu albümde yer alan “Saving All My Love to You” ile aldı. “How Will I Know”, “You Give Good Love” ve “The Greatest Love of All” herhalde o yıllarda ergen olanların anılarında yer alan şarkılarından sadece bazıları. Houston’ın 1987’deki “Whitney” ve 1990’daki “I’m Your Baby Tonight” albümleri de milyonlarca satan ve ödüllere boğulan bir albümler oldu. Bu yıl aynı zamanda kariyerinin zirvesi olarak da kabul edilebilir.

Uyuşturucudan kurtulamadı
90’ların ortalarından itibaren özellikle de 2000’lerde işler pek iyi gitmedi. 1998 tarihli “My Love is Your Love”da yer alan “It’s Not Right but It’s Ok” son büyük hit şarkısı oldu. Houston 1992’de müzik dünyasının bir diğer önemli ismi Bobby Brown’la evlenmiş (tıpkı BeyoncÈ’nin Jay-Z ile evlenmesi gibi) ve ikili o yılların en magazinel çifti olmuştu. Bu yıllarla birlikte uyuşturucu bağımlılığı haberleri gelmeye başladı. Houston pek çok defa uyuşturucu bulundurmaktan tutuklandı. Defalarca rehabilitasyona girdi ama bir türlü tam olarak kendini kurtaramadı. Michael Jackson öldüğünde 20. yüzyıl işte şimdi sona erdi diye yazmıştım. Whitney Houston için de benzeri hisler taşıyanlar olduğuna eminim. Sevin sevmeyin, 80’ler ve 90’larda yolumuz mutlaka onun bir şarkısından geçmiştir, muhakkak bir şarkısı çalmaya başladığında sözlerine ve melodisine eşlik ederiz. İnsan bu tip kayıplarda biraz da anılarını kaybediyor. Ve galiba bir sanatçının ölümü insanda biraz da bu yüzden iz bırakıyor.