Ping müzik dünyasını değiştirir mi?

Bir insan en fazla kaç sosyal ağda var olabilir? Facebook, Twitter, Last FM, MySpace? Şimdi buna Ping’i de ekliyorsunuz. Şimdi değil ama trend olunca yapacaksınız muhakkak. Apple CEO’su Steve Jobs gene rahat duramamış. iPod ile müzik dünyasını değiştirdi, yüzyılın bu alandaki en önemli devrimine imza attı, şimdi de Ping diye bir şey icat etti. Bu defa sosyal ağda yaşayan insanların hayatına
(kendi tarzında) müziği sokacak.
Ping “Facebook ile Twitter arası” diye tanımlanabilecek bir müzik temelli sosyal iletişim ağı.
Dilediğiniz kişileri takip ediyor, dinledikleri müzikleri izleyebiliyor, şarkı paylaşabiliyor, mesajlaşabliyor, listeler oluşturabiliyorsunuz. Ping eğer tutarsa şarkı popülerliği konusunda karşımızda yeni bir sınır, yeni bir kriter var demektir. Ping’in starları, en fazla dinlenenleri (tıpkı Twitter’ın “trending topics”i gibi) olacak, burada kendi müziğini yapan sanatçılar da yer alabilecek. Ve elbette daha onlarca bilgi ve ayrıntı var. Ancak buraya katılarak çözebilirsiniz. Bir sosyal iletişim ağının nasıl ortamlar yaratabileceğini onu tasarlayanlar da bilemiyor. Her şey kullanıcıda bitiyor.
O yüzden Ping neye benzeyecek zamanla anlayacağız.
Benim anladığım; Last FM ile MySpace’i alın, biraz Facebook detaycılığı katın, az da Twitter hızı ve dinamizmi, Ping öyle. Peki tutacak mı? Bu konuda farklı görüşler var.
Kesin olan şu: MySpace ve Last FM bundan etkilenecek.
Dünyada 160 milyon iTunes kullanıcısı var. Ve Apple Ping ile hem iTunes’u daha etkili bir hale getirecek hem de kullanıcı sayısını artıracak. Bugüne kadar iTunes üzerinden 11,7 milyar şarkı,
450 milyon televizyon dizisi bölümü, 100 milyon film, 35 milyon da kitap indirilmiş.
Bakalım biz iTunes’dan ne zaman şarkı satın almaya başlayabileceğiz? Yanılmıyorsam pek yakında bu konuda gelişmeler olacak.

Beyrut’a devam...
“Bilal’e gidiyoruz”
Musichall isimli kabare kulübüne gidin.
Şahane bir yer. Perde açılıyor Kübalı cazcılar, perde açılıyor Arap havaları, perde açılıyor
Beatles çalan dört kişilik bir grup, perde açılıyor reggae’ci kızlar, perde açılıyor Bilal...
Bilal diye bir arkadaş var. Uzun saçlarının yanı sıra ince sesi, mor elbisesi ve kovboy çizmeleriyle Arap müziğinin en güzel örneklerini sergliyor. Ortam yıkılıyor. Anlatılmaz yaşanır. Bundan sonra Fatih Ürek’e gittik diyenlere inat, göğsümü gere gere “Beyrut’a Bilal’e gitmek” konseptini jargona sokuyorum.
Musichall teatral, eğlenceli, sıkmıyor, her gelen iki şarkı söyleyip çekiliyor, bir sonraki sahne merakla bekleniyor. İçerisi tıklım tıklım. Bir bakmışsınız saat sabah beş olmuş. İstanbul’a böyle bir mekan şart. Beyrut’ta bunları muhakkak yapın!
* Bir teras barına gidin. Bar da değil kulüp aslında. Nasıl mı bulacaksınız? Önünde Hummer’lar, cipler falan olan bir gökdelen ya da bir otel arayın. Buldunuz.
* Almaza birası için. Çok şahane mi? Hayır. Ama denemek lazım.
* Baklava yiyin. Küçücük yapıyorlar, bizimkilerin dörtte biri kadar. Neredeyse bizden daha iyi diyeceğim, Antepliler alınacak...
* Gemeyze denen mahalleye gidin. Öğrenci işi barlardan birine girin, dudu için. Dudu bir tür shot. Gece aleminde pek popüler.
* Humus, tabule, tavuk ciğeri, küçük içli köfteler, meze tabağında gelen minik sosislerden yiyin, arak için (hepsini aynı anda değil). Zaten nereye gitseniz aynı mezeler tak tak konuyor önünüze. Bizden farklı olan ne biliyor musunuz? Standart var. Her yerde aynı derecede ve aynı şekilde iyi bu mezeler...

KONSERE HAZIRLIK NİYETİNE
“Eyes Open”/ Snow Patrol
Herkes U2 konserinden bahsediyor ama neticede bu adamların önünde çalacak Snow Patrol diye de bir grup var?
U2 360 derece turnesi boyunca birçok grup açılış konseri verdi U2’dan önce. Türkiye konseri için gönlümden Interpol geçiyordu. Olmadı. Sağlık olsun, Snow Patrol var. Bu grubu belki hemen “Chasing Cars” isimli şarkısıyla hatırlarsınız. Ama hatırlamazsanız da şaşmam, Türkiye’de pek ünlü değiller. 1994’ten bu yana varlar ama kariyerleri
2003 yılında “Final Straw” isimli albümle döndü. Milyonlarca albüm sattılar, iki yıl sonra yayımladıkları “Eyes Open” ile iyice ünlendiler.
Dünyanın en iyi grubu mu? Hayır. Ama Türkiye’de kesinlikle bir daha göremeyeceğiniz bir ekip. 2009’da çıkan son albümlerinin adı “Up to Now” ama ben fikir sahibi olmak isteyenlere “Eyes Open” albümünü öneririm. Klasik İrlanda usulü hisli, piyanolu, gitarlı
14 adet rock şarkısı var bu albümde. Snow Patrol’ı pazartesi canlı izlemeden hazırlık niyetine...

İtiraf ediyorum
* Bir bakan hoşuna gitmeyen bir laf etti diye
Tarkan’la böyle konuşuyorsa, elinde fırsat olsa sıradan vatandaşa kim bilir ne yapar merak ediyorum.
* Son zamanlarda duyduğum en büyük Türk yalanı şu: “U2’ya gidiyorum ama Snow Patrol için. Onları izledikten sonra çıkacağım.” Güldürmeyin beni...
* Son zamanlarda duyduğum en büyük ikinci
yalan da şu: “Sevdiğim grup Türkiye’ye gelse bileti 1000 lira da olsa mutlaka satın alır giderim.”
* Gnarls Barkley ekibinden Cee Lo’nun solo albümü için hazırladığı “Fuck You”yu dinlemeye doyamıyorum. Bütün âşıklara hediyem olsun.