Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’mizde bir konu, bir alan gösterin ki orada insanlar birleşsin, tek yumruk, tek ses olsun ve güçlü bir mesaj versin. Bu mesajı bu iradeyi ortaya koymadığınız zaman ciddiye almanız da mümkün değil. Aylardır, pandeminin başından bu yana bir buçuk yıldır yazılıp çiziliyor müzisyenlerin, müzik emekçilerinin durumu ve çıkmazı.

Herkes bir şekilde hayatına devam ederken 15-16 aydır işini yapamayan müzisyenler ve müzik emekçileri nasıl hayatta kalacak nasıl geçinecek, konu bu. Bir şekilde konserlerin ve turnelerin başlama vuruşu geçen hafta yapıldı ancak bu sefer de gece 24.00’te başlayacak bir müzik yasağı söz konusu.

Haberin Devamı

Ne bir anlamı, ne işlevi, ne de mantığı olan, sadece müzik dünyasına ve müziksevere eziyet olarak alınmış bir karar olarak görüyorum. Bu kararla hedeflenen sadece müzik camiası ve dinleyici de değil, gece hayatı, eğlence hayatı, kültür sanat ne varsa hedef alınmış oluyor. Ses kontrolü zaten var, desibel kontrolü düzenli yapılıyor. Açık havada gürültü yapana zaten aman verilmiyor, bu aşamalardan geçtik. Kapalı mekânın içinde ne kadar gürültü var, onun da kontrolü yapılıyor; dinleyiciyi, mekâna geleni korumak için. Peki, gece yarısı müziği kesin ne demek? Bu genelcilik, bu hiç kimseye danışmadan bir gecede alınan kararlar nereye kadar? Hangi mantık, hangi insaf?

Durum buyken ve bu yasağa karşı güçlü bir ses çıkarılması gerekirken, ciddi bir yasal mücadele başlatılması gerekirken, bakıyorum Twitter’da şurada burada müzisyenler birbirine girdi. Kimi bu fırsattan kendine ucuz liderlik devşirme peşinde, kimi aman kızdırmayın tepedekileri havasında, kimi meslektaşına eski hesaplardan dolayı laf sokma gayretinde. Hep bir kadraja gireyim, beni de görsünler telaşı, bir fırsattan istifadecilik. Hep kişisel hesaplar, hep kişisel hedefler. Hepimiz aynı adaletsizliği yaşıyoruz, bununla birlikte el ele mücadele edelim, sonra birbirimizi boğazlarız dahi denilmiyor. Ev yanmış, çatı aşağı indi inecek, dekorasyon tartışılıyor.

En basit stratejik düşünceden, en ufak kolektif hareketten yoksunuz. Çünkü sanırım milletçe bencil, kendini kurtarmacı bir zihniyetle yetiştirilip büyütülüyoruz belki ondan. Milletçe en belirgin özelliğimizin bencillik olması ne kadar kötü.

Haberin Devamı

Müzisyenlerin meslek birlikleri denen işlevsiz, etkisiz, sadece belli başlı bazı insanlara ayrıcalıklar sağlayan telif toplayıcı yapıların ötesinde bir araya gelmesi, birleşmesi ve seslerini duyurması lazım. Bunlar yeterli olsaydı Orhan Gencebay’ın dediği gibi “Konsere ne gerek var, telifleri alın, oturun oturduğunuz yerde” olurdu. Yoksa herkes bunu mu istiyor gerçekten?

Bundan sonra görünen o ki daha da zorlu yollar var. Egoları, bencilliği ikinci plana atmak lazım.

Britney’ye ve kadınlara özgürlük!

Britney Spears’in devam eden yargı sürecinde ortaya dökülenler fena. Babası, Spears’in parasına ve hayatına 13 yıldır hükmeden yasal vasisi. Onun adına her kararı babası alıyor. Hamile kalıp kalmayacağından hangi ilaçları alacağına, kiminle görüşeceğine, ne yiyeceğine, nereye gideceğine, nerede çalışacağına... Kısaca, Spears’in bir hayatı yok. Babası ne derse onu yapmak zorunda ve bu zulmün parasını da kendi cebinden ödüyor. 60 milyon dolarlık servetini yöneten babasının nasıl hinlikler yapıp, nasıl düzenler kurarak kızının hâlâ bakıma muhtaç bir akıl hastası olduğunu kanıtlamaya çalıştığını anlatmayayım uzun uzun. İnanılmaz şeytanlıklar ve çılgınca bir para hırsı.

Haberin Devamı

Bütün dünya bu inanılmaz olaya kilitlenmiş durumda. Halbuki bu manzara, bu tarif edilen tam olarak dünyanın birçok yerinde bizim ülkemiz de dâhil kadınların ortak kaderi. Kadınların gerçekliği. Türkiye’de mahkeme kararıyla değil aile kararıyla Britney’nin durumunda olan kaç milyon kadın var acaba hiç düşündünüz mü? Her gün kaç kadın babasının, abisinin, kardeşinin dediğini yapmadığı için, kendi kararlarını kendi başına almak istediği için dövülüyor, işkence görüyor ya da öldürülüyor haberimiz var mı? Var aslında.

Kadınlara yapılanı anlatırken bir de “şiddet uygulamak” diye bir ifade kullanılıyor. Neden doğru dürüst söylemiyorsunuz kardeşim: Dövülmek, işkence edilmek, öldürülmek. Şiddet uygulamak diye olayı hafifleştirmek, yumuşatmak neden?

Britney Spears gibi ünlü birinin başına gelince elbette herkesin dikkatini çekiyor ve konuşuluyor bu tip olaylar. Britney sayesinde belki erkeklerin kadınlara uyguladığı baskı gündeme gelir de belki bir iki kişinin hayatı kurtulur. Ben Britney olayını bir ünlü trajedisi olarak değil “erkekler tarafından kadınlara yapılan alçaklıklar” kategorisinde görüyorum. Yeter artık, kadınları rahat bırakın!