Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Değerli Scarlett’imizin sadece oyuncu olmadığını artık biliyoruz. Kendisi Tom Waits’in şarkılarını söylediği bir albüm çıkarmıştı önceden. Hani şu Türkiye’ye gelmesi neredeyse Leonard Cohen’den daha çok beklenen Tom Waits (İKSV duy sesimizi).
Neyse, bu albüm kimi tarafından çok beğenildi, kimileri de yerin dibine soktu. Ben ise “olsa da olur olmasa da” kafasındaydım. Biraz ağırdı doğrusu.
Ama bu sefer durum farklı. Pete Yorn, Scarlett Johansson ikilisinin “Break Up” isimli albümü eylül başında yayımlandı. Geçen hafta da EMI tarafından ithal edildi ve raflardaki yerini aldı.
Amerikalı besteci ve şarkıcı Pete Yorn Türkiye’de pek tanınmaz. Ama tanıyanlar kendisinden iyi bahseder, haklarını helal ederler. Yorn’un birkaç albümlük bir projesi var. Bu albüm bu projenin ilk adımı.
Biraz detaya girmem gerekirse burada Scarlett gerçekten şarkıcılık adına daha fazla varlık gösteriyor. Pete Yorn ile iyi bir ikili oluşturmuşlar, birinin tıkandığı noktada diğeri devreye girerek güzel bir uyum yakalamışlar.
Tek tek şarkıları övmeye, tanıtmaya gerek duymuyorum. Sadece şunu hatırlatayım. Bu proje geçenlerde doğum gününü kutlayan Brigitte Bardot ile onun kadar şanslı olmayan Serge Gainsbourg’un birlikte kaydettiği “Bonnie&Clyde” albümüne gönderme yapıyor. Sonbaharda güneşli bir pazar sabahı şahane olacağından şüpheniz olmasın.

Haberin Devamı
Meğer ne güzel sesi varmış
Bir de tabii albüm kapağı var. Artık pek çok müzik dergisi ve web’deki muhtelif blog ve platformlarda albüm tanıtırken ambalajını da tanıtıyor. Mp3 player tamam ama albümü satın alıp kapağına göz gezdirince insan, onu yapan ekiple daha doğrudan bir ilişkiye giriyor sanki.
“Break Up”ın fotoğraf çekimindeki ışık, albüme dair bilmeye ihtiyaç duyduğunuz her şeyi anlatıyor. 10 üzerinden 10 verdim. Orada olmak istiyor insan. Bende karton kapaklı versiyonu var ve Türkiye’de olan da bu. Kapağın içineki resim ise beni benden aldı. Buraya koymadım ki albüme özel kalsın diye... Satın alanlara özel.
Kapağına 10 verdik. Peki içerik? O da 10.

Vampir fenomeninin albümü de çıkıyor
“New Moon”. Olay bu artık. Herkes bundan bahsediyor. Fransız kalanlarınız için söyleyeyim, “Twilight” filmi vardı hani, şu “cool vampirler”. Stephenie Meyer’in çok satan kitabından uyarlama. Şimdi ikinci kitap “New Moon”un filminin vizyona girmesini bekliyor herkes kasımda. Ve tabii bu destansı öykünün fonunda müzikler de var.
Soundtrack albüm beni daha çok ilgilendirdi. Çıkış tarihi 13 Ekim. Şu ara dünyadaki en cool gruplar merak edenler şarkı listesini sıradan okuyabilir. Mesela geçenlerde güzeller güzeli Zooey Deschannel ile evlenen Ben Gibbard’ın grubu Death Cab For Cutie. The Killers, Thom Yorke, Muse, Grizzly Bear, Editors... 15 şarkı var ve hakikaten özene bezene seçmişler. Benim bildiğim yazar Meyer de alternatif müzikler seven değişik bir hatun. Kitabını okuyor, filmini izliyorsunuz. Müziklerini de dinleyin. Alına...

Haberin Devamı

Dikkatimi çekenler...
* Vampirlerden bir albüm önerdik ya, zombilere ayıp olmasın. Elimde bir zombi kitabı var. Geçenlerde zombi akını başlıyor diye yazmıştım. İşte o yazıda bahsettiğim kitap Türkçe’ye çevrildi. “Aşk ve Gurur ve Zombiler”. Evet bildiğiniz Jane Austen’ın “Pride and Prejudice” (“Aşk ve Gurur” canım...) isimli romanının zombi versiyonu. “Şu evrensel olarak kabul edilen bir gerçektir ki, beyin sahibi bir zombi daima daha çok beyne ihtiyaç duyacaktır” diye başlıyor.” Bence ilgiye değer. Çok memnun kaldım. Yaratıcı buldum. Zombiler Vadisi diye özgün bir senaryo yazıyorum.
* Müzisyenlerin en cool olanlarından Nick Cave üstadımızın romanı da güzel Türkçemize çevrildi. “Bunny Munro’nun Ölümü” Türkçesi biraz zorlasa da yine de okunmalı. Tam kış kitapları bunlar. Nedense hissiyatım bu yönde.

Haberin Devamı

Nice 10 yıllara Babylon!
Mutlu yıllar Babylon. Hakikaten çok şey değiştirdin, alternatif müzikte milat oldun. Ben ki iflah olmaz bir rock’çıydım, brit, grunge, hard ayırt etmeden dinler, elektro gitarsız müziğe müzik demezdim, değiştim. Payın büyüktür.
O günlerden bu günlere ne kadar yazı yazdığımı unuttum hakkında. Bazıları belki hoşuna gitmemiştir. Hakkını helal et. Bu arada 10’uncu yıl kitabın da geldi. Kimler geldi kimler geçti vallahi benim bile unuttuğum konserleri hatırladım.
Ha, Babylon’um, en eğlendiğim konser hangisi diye düşündüm ben de kitaptaki insanlar gibi. Çok var ama cool isimler söylemek yerine gerçekçi davranıp Orishas diyorum. O ne manyaklıktı ya...
Umarım olduğun yerde daha uzun yıllar kalırsın. Gerçi mahalle doldu taştı sokaklarında yürünmez oldu, ama şikayetim yok. İte kaka da olsa sana gelmek hâlâ hoş.
Not: Kış için dışarıya da minik bir sahne kurun. Çünkü içeri kimse girmeyecek. Herkes fosur fosur dışarıda maaşallah. Öperim...

90’lardan unutulmuş 8 Türkçe şarkı
Twitter kardeşliği sağ olsun. Geçenlerde aklıma Fatih Erdemci’nin “Ben Ölmeden Önce” isimli güzel şarkısı geldi. Nereden geldiyse... Twitler twitlemez şarkı yağdı. Seçtiklerim bunlar:
* Fatih Erdemci - “Ben Ölmeden Önce”
* Hakan Kurşun - “Boğazın Üstünde”
* Taner - “Affetmem Kendimi”
* Umay Umay - “Hareket Vakti”
* Teoman - “Harbe Giden Sarı Saçlı Çocuk”
* Acil Servis - “Bebek”
* Mercury - “Korku Yakamdan Düşmüyor”
* Barış Adlı Çocuk - “Sarar Yine”