Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Masanın üzeri albümlerle dolmuş taşmış. Tür, tarz, büyük, küçük, iyi, kötü ayırt etmeden son zamanlarda piyasaya çıkan albümlerden notlar bakın şöyle...

“Tam 90’dan” Volga Tamöz
Geçen hafta İbiza’daydım. DJ’lik, elektronik müzik, dans müziğindeki son trendler ve gelecekte sektörün durumu gibi çok farklı konularda bir sürü konferans dinledim. Partilere katıldım, yeni ve eski nesil DJ’ler dinledim. Yani bugüne kadar hiç DJ, elektronik müzik ya da remiks falan dinlememiş bile olsam geçen hafta gördüklerim ışığında şunu söyleyebilirim: Ben DJ’lik adı altında bu albümdeki gibi kofti bir şey dinlemedim. 90’lar albümü dinlemek istiyorsanız satın alın orijinalini dinleyin kardeşim. Abilerinizin ablalarınızın CD’lerini tırtıklayın yeniden dolaşıma sokun. Yaşınız tutuyorsa annenizin dolapların diplerine sokuşturduğu kendi arşivinize dadanın ya da ne bileyim Youtube’a girip ordan izleyin. Paranız cebinizde kaldığı gibi kulak zevkiniz de bozulmaz. (Diyeceksiniz ki madem beğenmedin niye yazıyorsun? E adı üzerinde masaüstüne bırakmışlar ne yapayım?)

Haberin Devamı


“Trespassing” Adam Lambert
Bizdeki yetenek yarışmaları jüride yer alan unutulmuş ya da yırtmaya çalışan bazı isimlerin yıllık ‘ekstra’ sayısını artırmaya yarıyor. Şu ana kadar tek bir isim kalıcı olmuş değil (Bayhan kalıcı olacaktı değil mi halkın sevgilisiydi, neredesiniz yorumcular?). Amerika’nın meşhur American Idol’ı ise bir sürü ismi piyasaya kazandırdı. Şahane bulduğum, bayıldığım için değil ama ortada bir başarı var. Adam Lambert en meşhurları. Rolling Stone’un kapağında bile yer aldı. Şu anda Queen’in solisti olarak Temmuzda bir dizi konser verecek. 2012 tarihli ikinci albümü hakkında söylenecek çok şey yok. Standart bir Amerikan pop albümü, çocuğun sesi de güzel. Kolej yaşında olanlara...


“Rize of the Fenix” Tenacious D
Bir rock grubu parodisi olarak hayatına başlayan, Dave Grohl’dan rahmetli Ronnie James Dio’ya pek çok rock ünlüsünün desteğini de alarak yola devam eden Tenacious D ya da halk arasındaki adıyla “Jack Black’in grubu” yeni albümüyle yine aynı parodiyi devam ettiriyor. Ancak tabii üzerine farklı bir şey koymadan aynı şeyi yapmaya devam etmek için ya çok inanılmaz bir şey yapmalısınız ya da Axl Rose falan olmalısınız (o istemeden kendi kendisinin parodisini yapıyor zaten).

Haberin Devamı

“A Joyful Noise” Gossip
Beth Ditto biraz daha efendi olsa, romantik şarkılar söylese ve alternatif çılgın kadın hallerinden bir kurtulsa Adele’i değil onu konuşuyor olacaktık bugün. Eminim bu cümleyi prodüktörü, ya da patronu kuruyordur şu ara özellikle de yeni albümleri eleştirmenler tarafından hafif hayal kırıklığıyla karşılandıktan sonra. Gossip dünya çapında 2006’da tanınmaya başlamıştı. Üçüncü albümleri sırasında yani. Şimdi bu beşinci albümleri ve aslında belki hepsi arasında en az punk ve alternatif olanı. Dans ve rock’a doğru gidişat. Sanırım eleştirmenler işin bu kısımına arıza yaptılar. Bence bu kadının sesi şahane ve ne yaparsa yapsın sıradan olmuyor. Bu hafta masamda bulduğum
en iyi albüm galiba...

İTİRAF EDİYORUM

Haberin Devamı

* Sezaryen ve kürtajın ardından bir sonraki Uludere benzeri fiyaskoda birileri bu sefer de pozisyon önermeye başlarsa şaşırmam: “Bakanıma söyledim pozisyonlara dair yasayı meclise getireceğiz.”
* Fotoselli muslukta el yıkarken hissedilen belirsizlik hissi diye bir şey var. Akacak mı akmayacak mı? Elimi oynatayım mı oynatmayayım mı? Ardından kurutucu çalışacak mı çalışmayacak mı? Pöf...
* George Harrison’ın 2012 tarihli derlemesi “Early Takes Vol 1.”’dan single “All Things Must Pass” hayatımı kurtarıyor diyebilirim. Seyretmediyseniz daha, Scorsese imzalı “George Harrison: Living in a Material World” belgeselini de seyredin muhakkak.

Gece yarısı programı!
Hep konser etkinlik, parti vesaire... Şunun CD’sini alın, şuraya gidin de demeyeceğim. Farklı bir gece programı önereyim. Evde oturmalı ve yalnız yapılacak bir program. Bilgisayarınızı açın. Tunein radio’nun tunein.com adresine girin. Bütün dünya radyoları burada online olarak elinizin altında. Arama kısmına gelin ve “BBC3 Through the Night” yazın ve İngiltere’nin dört bir yanındaki canlı klasik müzik konserlerine bağlanın, eserler hakkında bilgi alın. O saatte canlı bir şey yoksa da kayıtları duruyor. Bir tanesine girin play’e basın, kitabınızı ve içeceğinizi alın koltuğa gömülün. Bir süreliğine de olsa gündemden kopun. (Cimrilere not: Satın almak yok, para ödemek yok. Bu programın maliyeti sıfır lira.)