Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Manga Berlin’e neden tam kadro gitmedi



Manga (soldan sağa) Özgür Can Öney, Yağmur Sarıgül, Cem Bahtiyar, Efe Yılmaz ve Ferman Akgül (önde).

Geçenlerde sorduğum sorunun yanıtını artık vereyim ki kariyerlerinin zirvesinde olan
Manga apar topar askere falan alınmasın


Manga asker kaçağı falan değil. Grubun menajerine göre Manga, MTV Türkiye grubun tamamını Berlin’de ağırlama konusunda kararsız kaldığı için orada iki kişi temsil edildi. Bir defa bunu söyleyelim, sonra detaylara girelim.
Grubun Avrupa’nın en iyi sanatçısı ödülünü aldığı gecenin ertesi Berlin’den (tabii ki rötarlı kalkan) THY uçağında İstanbul’a dönerken Hadi Elazzi’yle karşılaştım. Hadi Manga’nın olduğu gibi Emre Aydın’ın da menajeri. Son iki yıldır MTV’nin en iyi sanatçı ödülü hep onun sanatçılarına gidiyor yani. Ve ben karşımda keyiften dört köşe olmuş birini beklerken sıkıntılı biri vardı.
Özetle aktarmam gerekirse “MTV bizi üzdü” dedi Hadi. MTV baştan beri grubun tamamını ödül törenine götürme konusunda kararsız davranmış. “Sadece solist gitsin, diğerleri çalgıcı değil mi?” olarak özetlenecek bir yaklaşımla karşılaşmışlar. Ben bu anlayışın 1980’lerin Türkiye’sinde kaldığını düşünüyordum. “Eğer MTV 2009 yılında bu şekilde düşünüyor, grup hadisesini bu şekilde yorumluyorsa vay halimize. Ayrıca koca MTV’nin parası mı yok ki ödül alan sanatçısını ağırlamak için iki kuruşun hesabını yapıyor?” gibi sorular beliriyor tabii insanın kafasında...

MTV’ye göre sorun vize
Grup önce törene katılmamayı düşünmüş. Son anda bir skandal önlenmiş. Manga’nın elbette kendi biletini alacak ve otel parasını verecek kadar parası vardır. Ve elbette sorun para değil, yaklaşım anladığım kadarıyla.
Hadi’nin anlattıklarını elbette MTV’ye de açıp sordum. Oradan aldığım yanıt grubun sadece törene katılan iki üyesi Ferman (Akgül) ve Cem’in (Bahtiyar) vizesinin uygun olduğuydu. Diğerleri için başvuru yapıldığı ancak konsolosluktan zamanında vize çıkmadığı söylendi. Aynen aktarmış olayım.
Benim anladığım MTV Manga’yı üzmüş. Grup, tatsızlık olmasın diye iki üyeyle de olsa katılmayı kabul etmiş. Diğer üyelerin ve özellikle de Manga’nın en önemli üyelerinden Yağmur’un orada olmaması çok şaşırtıcıydı zaten. Bu işe sinir olduklarını ve protesto etmek için törene katılmadıklarını düşünüyorum. Tören sonrası MTV’nin after party’sine gelip orada eğlenmek ve dünya sanatçılarıyla tanışıp fikir alışverişinde bulunmak yerine dürümcüye gitmelerinin nedeni de bu olsa gerek.
Asker kaçağı meselesine gelince. Bu adı hiç açıklanmayan “gruba yakın bir kaynak” ibaresi son zamanlarda çok değişik haberler yaptırıyor. “Madem birini ihbar etmeye niyetiniz var, bari iyi araştırın” demek geliyor insanın içinden. Gruptakilerin askerlik durumunu bilmem. Avukatlıklarını da yapacak halim de yok. Bildiğim şey, törenden bir ay önce hep beraber Rotterdam’a gittikleri ve
2 Ekim’de orada bir konser verdikleri. Hafif Müzik’in yorumu böyle...


İstanbul şarkıları
Manga Berlin’e neden tam kadro gitmedi


Geçenlerde Rolling Stone okurlarının yaptığı en iyi New York şarkıları listesi geldi önüme. Hafif Müzik okurları ve Twitter’daki dostlar “Bizim eksiğimiz ne?” diyerek İstanbul şarkıları yollamış. Aralarından 10 tane seçtim. İtirazı olan?
1. “İstanbul” / Duman
2. “Yarim İstanbul” /
Levent Yüksel
3. “İstanbul Hatırası” / Sezen Aksu
4. “Telephone Call From İstanbul” / Tom Waits
5. “Boğazın Üstünde”/ Hakan Kurşun
6. “İstanbul’da” / Mirkelam
7. “İstanbul İstanbul” / Kesmeşeker”
8. “She Took My Soul in İstanbul” / Marc Almond
9. “İstanbul Not Constantinople” / They Might Be Giants
10. “İstanbul’da Sonbahar” / Teoman
NOT: Bazı okurlar “Ne o, iyice İstanbul milliyetçisi oldunuz. Başka şehir yok mu?” diye sitem ediyor. Buyrun bekliyorum şehir şarkılarınızı...


Aslında ne yapmak lazım?
Manga Berlin’e neden tam kadro gitmedi


Angelina Jolie-Brad Pitt çifti bu sefer de Suriye’den bir çocuk evlat edineceklermiş. Elbette dünyanın sorunlu bölgelerinde insanların daha iyi şartlarda yaşaması için çalışmak takdiri hak ediyor.
En son Gülben Ergen, Bilge Köyü’nü ziyaret etti. Buradaki çocuklara yardım etmiş, bir şeyler dağıtmış. Bütün bunların gerçekten faydası oluyor mu? Yoksa adet yerini bulsun, vicdanlar rahatlasın diye mi her şey? Bu sorunun yanıtı kamuoyunda her zaman merak ediliyor.
Blur grubunun solisti Damon Albarn 2001’de Mali’ye gitti. Burada bir-iki gün kalıp, biraz vicdan yapıp sonra da hiçbir şey olmamış gibi eski hayatına dönmek yerine ne yaptı biliyor musunuz? Orada kaldı. Bölgeyi dolaştı. Etrafında basın ordusuyla falan değil. Müzisyenlerle, yerel halkla tanıştı. Onlarla konuştu, onları anlamaya çalıştı. Sonra oturup o müzisyenlerle albüm yaptı. Onların bestelerini derledi. World Music kategorisinde belki de 10 yılın en iyi ve anlamlı albümlerinden birini dünyaya kazandırdı.
Sadaka vermeden,
hamasi muhabbetlere
girmeden tarihe kalıcı bir eser bırakılmasına önayak oldu.
Ne yapmalı bilmiyorum. Bir işe yarar mı ondan da emin değilim. Ama nasıl yapmalı konusunda önümdeki en şahane ve içten örnek bu. Albümün adı “Mali Music”. Ve bu albümden öğrenilecek çok şey var.

Dikkatimi çekenler
- Volkan Hürsever, Burçin Büke ve Volkan Öktem’in “Hediye” isimli albümü. İnsanın yalnızken dinlemek isteyeceği türden derin bir albüm. İpod’umun “solo” listesinde yerini aldı bile...
-Dehan diye biri. Albümü yeni geldi. Yorum yapmak için erken ama dikkatimi çekti mi? Çekti. Pop rock tarzında klasik bir albüm. Besteler ve sözler özenli, ne yaptığını bilen bir iş olmuş. Üstelik kulaklarım beni yanıltmıyorsa İlhan İrem kokusu aldım ben bu vokallerde. Yalnız bültende Kierkegaard’dan alıntı yapılması basını etkilemek içinse fena. Yok “cidden okuyorum hastasıyım” ise ne âlâ. Bekleyelim ve
EMI’ın yeni sanatçısı Dehan’ın neler yapacağını görelim. Bir de kampanya önerisi: Mehmet Turgut’a albüm kapağı ve tanıtım fotoğrafı çektirmek, lütfen bit artık...