Herkesin telefonu varken, herkesin telefonunda bir ya da birden çok stream platformunun uygulaması hazır bekliyorken neden CD, plak, kaset satışları artıyor? Kim alıyor bunları?
Bana ara ara sorulan sorulardan biri bu. Ne zaman konu açılsa saf saf anlatmaya çalışıyorum; her şey online halledilecek diye bir kural yok. Bazı insanların da müzikle bu tip bir ilişkiye ihtiyacı var demek ki…
Ama konu dönüp dolaşıp “telefon her şeye yetiyor ne gerek var”a gelip tıkanıyor. Evet doğru. Telefon varsa müzik var. Telefon yoksa müzik yok.
Müziğe sahip olmakla kiralamak arasındaki farkı anlatamıyorum. Hayatında herhangi bir fiziksel müzik formatıyla karşılaşmamış birinin anlamasının zor olduğunu da anlıyorum.
Belki şöyle ifade etmeliyim. Neden ev ya da araba satın alıyorsunuz? Kiralayın. Neden evinize mobilya satın alıyorsunuz? Kiralayın. Neden giysi satın alıyorsunuz? Kiralayın. Çünkü müzikte yaptığınız şey bu. Yaşadığınız süre boyunca kira ödeyeceksiniz sevdiğiniz albümü dinlemek için.
Uzun lafın kısası, bazı insanların parasını verip müziğe sahip olmak istemeleri garip gelmemeli. Ayrıca bunun başka faydaları da var.
Bir kere, aldığınızda sizin oluyor. İstediğiniz kadar dinleyebiliyorsunuz, üstelik ailenizin diğer fertleri de faydalanabiliyor.
Geçenlerde telefon çağı öncesi çocukların nasıl müzik dinlediğine dair sorular soran bir makale önüme geldi. Telefon çağı her toplumda, şartlara göre değişir elbette ama genel olarak 9-11 yaş arası olarak belirtiliyor. Bu yaşa kadar çocuklar nasıl müzik dinliyor? Şu anda büyük çoğunluk eğer böyle bir imkân varsa anne babasının stream hesaplarını kullanmak zorunda. Yani doğrudan müziğe ulaşımları yok.
Telefon yoksa müzik de yok
Ben çocukken evdeki plakları ve kasetleri karıştırırdım. Büyüdükçe benden büyük kuzenlerin, arkadaşlarımın ağabeylerinin koleksiyonlarına dadandım bir sürü müziği böyle öğrendim. Çünkü o zaman gittiğiniz evde müzik görünür ve dokunulabilir bir şeydi. Klasikten caza, poptan rock’a ne bulduysam dinledim. Beğendiklerimi not ettim. Ayrıca radyo devamlı açıktı. Şu an telefon çağı öncesi kaç çocuğun böyle özgürce, kendi başına müziğe ulaşım şansı var? Teknik olarak bugün telefon yoksa müzik de yok. İnsanın müzik zevki sanıldığından daha erken oluşmaya başlıyor. 9-10 yaşına kadar dinledikleriniz kulağınızda yer ediyor ve sonraki müzik zevkinize doğrudan etki ediyor. Yani bu temelin üzerine her şeyi inşa ediyorsunuz. Her milletten, şöhret olmuş ya da kariyerinin başında belki yüzlerce müzisyenle röportaj yaptım. Bunların birçoğuna çocukken evde hangi müziklerin dinlendiğini, nasıl bir müzik ortamında büyüdüklerini sordum. Abartısız tamamı anne babalarının plaklarını, CD’lerini karıştırarak büyüdüklerini anlatmıştır. Bu insanların müzik zevki çok küçük yaşlarda belki daha okula gitmeden önce oluşmuştur. Konu sadece müzisyenlik de değil. Müziği hayatının en önemli yerine koymasa da iyi bir dinleyici olan insanların tamamında bunu görürsünüz. Müzik bizim çocukluğumuzun, anılarımızın önemli bir parçasıdır.
Bugünkü çocuklar, eğer telefonları yoksa (ki 11 yaşına kadar olmaması lazım pedagoglara göre) buna sahip değiller. Kendi kendilerine müzik dinleyecek, seçecek, müzik karıştıracak imkânları yok. Çünkü artık kimsenin evinde plak, kaset, CD bulunmuyor. Her şey telefonda ya da telefon üzerinden. Radyo mu? Kimsenin radyo dinlediği de yok, çünkü kimsenin radyosu yok. Dijital radyoları ve podcastleri ancak telefondan dinleyebilirsiniz. Peki çocuklar nerede, nasıl müzik dinliyor? Bu konuyu pek kimse önemsemiyor galiba...