Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle kapanmalar ve duraksamalar yaşanmasına rağmen, Türkiye otomotiv pazarındaki hareketlilik Kasım ayında da sürdü. Kovid-19 gölgesindeki otomotiv pazarının bu yıl, pandeminin gündemde olmadığı 2019 yılının üzerinde seyretmesi, bu yılın, 750 bin adet civarında bir satışla kapanacağı yönündeki tahminleri güçlendiriyor.
Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) verilerine göre, bu yılın Ocak-Kasım döneminde Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72 artış kaydetti ve 668 bin 495 adede ulaştı. Otomobil satışları, bu dönemde geçen yıla göre yüzde 67.3 artışla 529 bin 388 adet, hafif ticari araç pazarı da yüzde 92.8 yükselerek 139 bin 107 adet oldu. Kasım ayında ise otomobil ve hafif ticari araç pazarı yine geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37.8, otomobil pazarı yüzde 34.6 ve hafif ticari araç pazarı da yüzde 52.2 büyüdü. Geçen ay otomotiv pazarı 80 bin 141 adet oldu. Geçen yıl satışların ciddi şekilde kötü bir seyir izlediğini unutmamakta yarar var.
Arz hâlâ sıkıntılı
ÖTV oranlarında yapılan değişimler sonucu, pazarın yüzde 87.5’i “görece” düşük vergi diliminde bulunan B ve C sınıfı araçlara kayarken, orta sınıf yani C sınıfı, yine aslan payını aldı. Nitekim 11 ayda satışların yüzde 63’ü yani 333 bin 551 adedi C sınıfı, 126 bin 951 adedi de B sınıfı otomobillerden oluştu. Bununla birlikte “görece” dememin nedeni, ÖTV matrahı en düşük seviyede çok fazla model kalmaması.
Bu yılki satış artışlarında her ne kadar “geçen yıla oranla” artış yaşandığı gözlenmekle birlikte, otomotiv markalarının “arz sıkıntısı” bir şekilde halen devam ediyor. Koronavirüs nedeniyle tüm dünyadaki üretim tesislerinin kapalı kalması, bu dönemde teslim edilemeyen ve biriken siparişler, pandemi nedeniyle yeniden düzenlenen üretim süreçleri nedeniyle kapasitelerin düşmesi, Türkiye’de de ciddi sıkıntı oluşturmuştu. Her ne kadar bazı markalar, Avrupa’nın pek çok ülkesinde satışların düşük seyretmesini fırsata çevirip, o ülkelerin paylarını Türkiye’ye yönlendirse de, talebin tam olarak karşılanması mümkün olmadı. Bazı galerilerin, bulunmayan modelleri bayilerden daha yüksek fiyatlara satmaya başlaması, yani araç talebinin artmasının bir başka nedeni haline gelirken, bireysel tüketicilerin de “kar amacıyla” alıma yöneldiği de belirtiliyor. Ayrıca kurlardaki oynamanın, fiyatları daha da artacağını düşünenlerin “bir an önce alıma” yönelmesi de, pazarı artıran etkenlerden.
Uzmanlar ve otomotiv firmalarının yöneticileri, bu durumun Aralık ayı sonuna kadar süreceği konusunda hemfikir. Yani geleneksel olarak Aralık ayının yüksek çıkması olası. Bu da yıl toplamında 750 bin civarında bir rakama karşılık gelebilir ki, bu da tahminler dahilinde. Ancak uzmanlar, taşıt kredisi faizlerindeki artış ve kurlardaki yukarı yönlü ilerlemenin sürmesi halinde, 2021’in “daha sakin” geçeceğini savunuyor.