Elektrikli otomobil modelleri giderek artarken, bu kez de tasarımcılar ve markalar arasında yeni bir rekabet, yeni bir restleşme başladı adeta: Izgaralı mı olsun, ızgarasız mı?
Pandemiyle birlikte hızlanan elektrikli otomobile geçiş çılgınlığı sınır tanımaz bir şekilde sürerken, üreticiler, sahip oldukları markalarla olabildiğince çabuk yeni elektrikli modeller çıkarmak için yarışırken, onları çekici hale getirmek amacıyla tüm hünerlerini gösteriyor. Bu da tasarımcılar arasında, yeni bir rekabetin kapısını açıyor: Izgaralı mı yoksa ızgarasız mı?
BMW’nin yanı sıra General Motors bünyesindeki Hummer, yeni elektrikli modellerini tanıtırken, bu araçlarda kullandığı “ızgaralar” dikkatleri çekmedi değil. Nitekim BMW, “böbrekler” diye nitelediği çift parçalı “ikonik” ızgara tasarımını elektrikli i4 ve ix modellerinde “hayli büyük” boyutlu olarak kullanırken, Hummer, tamamen elektrikli yeni modellerinde markanın vazgeçilmez 7 parçalı ızgarasını “6’ya indirerek” kullanmayı tercih etti. Elbette şunu söylemek gerek... Elektrikli motorlar, benzinli ve dizeller gibi aşırı derecede soğutulmaya ihtiyaç duymadığından, ızgara bir anlamda “keyfe keder” diyebiliriz. Peki gerçekten de öyle mi?
‘Amaç soğutma değil!’
BMW tasarımcıları, söz konusu ızgaraların “sadece soğutma amaçlı bir unsur” olmadığını altını çizerek, “Bu, bizimle rakiplerimiz arasındaki en büyük, ön belirgin farkımız” ifadesini kullanıyor. Bununla birlikte söz konusu ızgaraların ya da deyim yerindeyse “böbreklerin” konvansiyonel araçlara göre elektriklilerde daha büyük olmasının, aracın motor teknolojisinin farkını ortaya koymak açısından kullanıldığını söylüyorlar.
Yeni “Hummer EV”de de benzer bir yol seçilmiş. GM tasarımcıları, yaklaşık 20 yıl boyunca 7 bölmeli bir ızgara kullandıklarını ve bunun markanın “vazgeçilmezi” haline geldiğini hatırlatırken, “Şimdi markanın her bir harfini, bir bölmeye yerleştirdik. Yani 6 bölmeli oldu. Ancak iki far arasındaki çizgiler saydığında 7 çıkıyor ki, bu eğlenceli bir unsur” ifadesini kullanıyor. Bununla birlikte ızgaraların, sensörler, kameralar ve benzeri unsurları gizlemek için ideal olduğu da hatırlatılıyor.
Tesla’nın işi yine...
Elektrikli otomobillerin yeniden popüler olmasında büyük payı bulunan Tesla da, ilk modellerinde radyatör ızgarası kullanmıştı. 2016’da Model S’le birlikte bu unsur kaldırılmış ve gövde renginde düz bir zemin konulmaya başlanmıştı. Bu, daha sonra tamamen elektrikli modellerde sıkça kullanılmaya başlanan bir unsur oldu. Buna kısaca “ızgara katili” stili de deniliyor tabii.
Peki bu da gerekli mi? Uzmanlara göre, şayet bu, “Ben elektrikli araç kullanıyorum, baakkk!..” demenin bir yolu ise, aslında hiç de gerek yok. Zira çoğu tüketici, şimdilerde elektrikli otomobilleri çevreci kaygılarla alıyor, hava atmak için değil. Dolayısıyla kendisinin elektrikli araç kullandığını “kanıtlaması” gerekmiyor...
Bu tartışma bitmez bence, buraya da yazmış olayım!..
Elektriklisi benzinlisini faka bastırdı!
Ford’un elektrikli otomobil seferberliği için geliştirip üretmeye başladığı ve çok tartışma yaratan Mustang March-E modelini bileniniz vardır mutlaka. Mustang’in de, benzinli motorları ve sesleriyle nasıl bir “kült” spor otomobil olduğunu da...
Geçtiğimiz günlerde Ford Motor Company, ilginç bir veri paylaştı. Nitekim bu yılın başından itibaren elektrikli Mustang üretimi, ilk kez benzinli Mustang’i geçmiş. İlk 5 ayda Meksika’daki fabrikada 27 bin 816 elektrikli Mustang Mach-E üretilirken, buna karşılık Michigan’daki fabrikadan benzinli 26 bin adet “geleneksel Mustang” çıkmış. Bununla birlikte March-E, geçtiğimiz ay Norveç’te “en çok satılan otomobil” ünvanını da almış. Bunu da hatırlatayım!
Everest deneyimini Türkiye’de yaşadılar
Pirelli, Cinturato ailesinin en yeni üyelerinden biri olan “Cinturato All Season SF2” lastikleriyle dünyada bir ilke imza atarak, standart bir otomobil ile 8 bin 848 metrelik “Everesting” meydan okumasını tamamladı. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nun (TOSFED) denetiminde gerçekleştirilen zorlu tırmanışta, 4 mevsimin birden yaşandığı değişken iklim ve coğrafi koşullara meydan okuyan Pirelli Cinturato All Season SF2 lastikleri, gazeteci Okan Altan ve Fiat Motor Sporları Resmi Pilotu Fatih Kara tarafından Artvin’de test edildi. Pirelli Cinturato All Season SF2 lastiklerle donatılan Fiat Egea Cross araçlar, 8 bin 848 metrelik Everest Dağı’na eşdeğer bir yüksekliğe Genya Dağı’nda toplam 5 tekrar ile 4 saat 20 dakikada erişti.
Elektriğiyle de, fiyatıyla da çarpar!
İlk modeli olan yaklaşık 1240 beygirlik Concept One ve ardından tanıttığı 1888 beygirlik Concept Two ile adından hayli söz ettiren Hırvat elektrikli süper spor otomobil üreticisi Rimac, bu kez de Nevara ile gündemde. Gövdesinin altında “saf elektrikten” elde ettiği 1914 beygire ev sahipliği yapan Rimac Nevara, 2.5 milyon dolar civarındaki fiyatıyla da ortalığı “yakıyor” sanki. 0-100 km/s hızlanmasını 1.85 saniyede tamamlayan bu “deli”, tasarımı ve iç mekanıyla hayli yakışıklı da...
Her bir tekerleğinde bir elektrik motoru bulunan Nevara, sıvı soğutmalı 120 kwh batarya ile 500 km’den fazla yol gidebilir deniliyor. Tabii onca performans sonrası bu kilometrelere ulaşılır mı düşünemiyorum.
Ancak Rimac, bu otomobile, içinde yapay zekalı bir mobil telefon uygulaması da koyacakmış. Yani, belki de aracın bazı değerlerini kendi ayarlayıp, daha fazla yol gidebilmeye imkan tanıyacakmış. Yine ikna olamadım... Zira insan pek uslu duramaz gibi!
Otomotiv ihracatında yüzde 56’lık artış!
Türkiye ihracatının son 15 yıldır sektörel bazda birincisi olan otomotiv endüstrisi, Mayıs ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 56.5 artışla 1.9 milyar dolar ihracata imza attı.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) açıklamasına göre, geçen ay tedarik endüstrisi, binek otomobiller ve otobüs-minibüs-midibüs ihracatı çift haneli artışlar kaydetti. Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı da çift haneli düşüş gösterdi.
En fazla ihracat yapılan ilk 10 ülkenin tamamına yüksek oranlı artışlar görüldü. Yılın 5 ayında ise otomotiv endüstrisi ihracatı geçen yılın Ocak-Mayıs dönemine kıyasla yüzde 37 artışla 12 milyar dolara ulaştı. Bu süreçte ortalama aylık ihracat 24 milyar dolar olarak gerçekleşti. Elbette geçtiğimiz yılın, Kovid-19 pandemisinin en yoğun yaşandığı dönem olduğunu unutmamak gerek.
Hidrojenli kamyonun testlerine başlıyor
Daimler Trucks, yakıt hücreli Mercedes “GenH2” kamyonun kapsamlı testlerine başlıyor. Elektriğe geçiş sürecinde, esnek ve zorlu uzun yol kullanımları için hidrojen bazlı yakıt hücrelerine güvenen Daimler Trucks, bu sayede yakıt ikmali olmadan 1.000 kilometre ve üzerinde bir menzil hedefliyor.
Marka, 2020 yılında tanıtılan GenH2 Kamyon’un yeni ve daha da geliştirilmiş prototipinin kapsamlı testlerine Nisan ayı sonunda başladı ve böylece seri üretime giden yolda önemli bir adım atıldı.
Kamyonun müşteri testleri ise 2023’te başlayacak. Müşteriye teslim süreci için de 2027 tarihi hedefleniyor.