Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Evet, bana göre konu otomotiv dünyası ise, kesinlikle şaşırtıcı şeyler ortaya çıkar. Çünkü, özellikle de geçmişte otomotiv dünyasından gelip geçenler insanın hayal dünyasını aşar nitelikte...

Küçük yaşlardan beridir otomobil, daha sonraları da otomotiv konusuna merak duyunca, ister istemez önünüze ne gelirse gelsin hemen okuma, araştırma ve bunu da birileriyle paylaşma isteği duyuyorsunuz. Ve o dünyaya ilişkin her karıştırdığınız literatür, her izlediğiniz belgesel, şaşırtıcı gerçeklerle geliyor önünüze... Hele de eski dönemlerde yapılan ilginçlikleri öğrendikçe, daha da şaşırıyor ve sizi içine çekmesine izin veriyorsunuz...

Haberin Devamı

Benim bu konudaki en büyük yardımcım, her izlediğim ya da öğrendiğim şeyi not etmem. Zaten bu haftaki yazımı da, tuttuğum notlardan derledim. Tıpkı geçen haftaki yazım için biriktirdiğim kupürleri kullandığım gibi... "Abi bize eski şeyleri mi anlatıyon? Naftalin kokmayalım!" diye düşünen olursa söyleyeyim hemen: Eski bile olsa, siz bile öğrendiğinizde "Vayy beee, adamlar yapmış teee o zaman!" lafını yapıştıracaksınız içinizden... Buna eminim... Ama elbette tüm notlarımı burada yazsam, ansiklopedi olur, onu da belirteyim. Burada okuyacaklarınız "çok küçük" değil "nano" kadar bir bölümü…

Her defasında şaşırır mı insan

Yedekli olmak

İsterseniz notlara, hayli geriye giderek başlayayım. Mesela dünyanın en çok satan otomobillerinin başında gelen ve ilk kez bir hat üzerinde üretilmiş otomobilinden, yani "Model T"den söz edeyim. Evet Model T, Henry Ford'un "bantta seri üretim teknolojisi"ni geliştirmesine neden olmuş, böylece farklı ülkelerde de üretilebilmişti.

Ucuzdu, otomobilin daha geniş kitlelere yayılmasına vesile olmuştu. Çevreciydi, zira aracın tabanında, yedek parçaların getirildiği sandıkların tahtaları kullanılırdı. Bununla birlikte aracın motoru, yağının 800 kilometrede bir değiştirilmesini gerektiriyordu. Çoğu sürücü buna çok alışık olmadığından olsa gerek, mutlaka yanında bir "silindir kapak contası" taşırdı. Zira bu yüzden conta yakan çok olurdu.

Her defasında şaşırır mı insan

Direksiyon keyfi

Peki, ilk üretilen otomobillerde "direksiyon keyfi" yapılamadığını biliyor muydunuz? Neden mi? Çünkü direksiyon yoktu da ondan. İlk otomobiller, "faytonlardan kalan alışkanlıkla" genelde "oturma odası" düzeneğinde koltuklara sahipti. Bu nedenle sürücü koltuğu olayı da sonradan eklendi ama aracın ön tekerlekleri "levye" ya da "manivela" ile çevriliyordu.

Haberin Devamı

Otomobile "direksiyon eklemeyi akıl eden" kişi ise, Fransız Rene Panhard idi. Mühendis olan Panhard, ilk kez bir otomobil geliştirdi ve Daimler motoru kullandı. Seri üretim için değil, prototipti. Ancak zeki biriydi Panhard ve ilk kez "önden motorlu arkadan itişli" otomobil geliştirmiş, yine ilk kez debriyaj, vites kutusu ve diferansiyel de eklemişti. Buna Panhard Sistemi" diyordu. Yani "modern" otomobilin doğuşunu sağlamıştı. Ardından kendi adına bir marka ve ölen kız arkadaşının adına da bir model üretti. İki kişilik Panhard-Levassor TYPE M2E 4HP, aynı zamanda ilk kez yuvarlak bir direksiyon simidine sahip otomobildi.

Her defasında şaşırır mı insan

Anadol da olmazdı

Hazır "ilk"lerden bahsetmişken, "Woody Wildfire" adını anmadan olmazdı. Bu araç neden mi önemli? Çünkü bu otomobil olmasaydı, ne Corvette bu kadar popüler olabilirdi ne de Türkiye'nin gururlarından "Anadol yapılabilirdi" de ondan. Belki de bugünün performanslı spor otomobilleri de olmayabilir, araçların hafifletilmesi sorun olmaya devam ederdi...

Haberin Devamı

Evet, Woody Wildfire veya "Woodill Wildfire" Amerika'da Dodge ve Willys otomobilleri satan Blanchard Robert "Woody" Woodill adlı bir bayi tarafından 1952'den 1958 yılına kadar üretilmişti. Wildfire, ilk fiberglas yani cam takviyeli plastik gövdeli otomobildi. O döneme kadar sadece küvetlerde kullanılan bu madde, İkinci Dünya Savaşı sonrası ülkelerine dönen ve Avrupalı küçük spor otomobillere sevdalanmış Amerikan askerleri düşünülerek geliştirilmişti. Çünkü Avrupalı spor otomobiller Amerikalı örneklerine göre çok uygun fiyatlıydı ve havalıydı. Buna rağmen Wildfire'dan 15 adet üretildi. 285 adedi de "kit car" yani garajda birleştirilmek üzere parçalar halinde" satılmıştı. Küçükler içinse "Brushfire" adında bir versiyonu vardı. Kendisi çok başarılı olamasa da, General Motors'un o dönemde üretmeyi planladığı Corvette'nin gövdesinde yeniden doğdu. Corvette halen fiber gövde parçaları kullanıyor.

Biraz da motosiklet!

Yani ben çok fazla sevmem ama okuyucularım arasında motosiklet tutkunları vardır diyerek araya bir de "motosiklet ilginçliği" alayım istedim. Bilmem "Welbike" ya da "Corgi scooter" adını duydunuz mu? Ben de öyle düşünmüştüm, anlatayım.

İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanılmak üzere geliştirilen tek kişilik, katlanabilen ve deyim yerindeyse "kullan-at motosiklet"in ilk örneklerinden biri Welbike idi. Savaş süresince üretilen bu motosikletler, genelde İngiliz ordusunun istihbarat ve özel operasyonlar birimleri için geliştirilmişti. Paraşütle 130 santimlik bir kutu içinde atılabilen bu motosikletler, kutudan çıkarılıp kolayca kullanılır hale getiriliyordu. 1942-1943 yılları arasında 3 bin 641 adet üretilmişti. Bu motosikletler, işi bitince ya atılıyor ya da "yakılıp imha edilmesi" emrediliyordu.

Her defasında şaşırır mı insan

Benzer motosikletlerden İtalyanlar, Almanlar ve Amerikalılar da üretti. Hatta Amerikalılarınkinin adın "Corgi scooter" idi. Çoğu günümüze ulaşamadı elbette...

Nasıl? Otomotiv tarihi yeterince zevkli ve şaşırtıcı mı sizce de? Yok eğer, "Hadi bi daha, bi daha" derseniz belki önümüzdeki günlerde başkalarını da yazarım, kim bilir?

Kalın sağlıcakla...