Otomotiv üreticileri her yıl 100’den fazla yeni model çıkartıp teknolojiler geliştirirken, tanıtımlar yapıyor... Tüm bunları da büyük planlamalar, mühendislik çalışması ve bütçelerle gerçekleştiriyor. Ancak onlar da hata yapabiliyor ve özür diliyor işte. Ne demiş şair, hatasız kul olmaz!..
Dünya otomotiv endüstrisi gerçekten büyük bir dünya... Öyle az buz değil, ciddi üretim ve gelir rakamlarından bahsediyoruz. Ciddi bir mühendislik çalışması, teknoloji yüklemesiyle her yıl 100’den fazla yeni modele imza atıyor bu endüstri. Her bir otomotiv üreticisinin tasarım, planlama, araştırma, üretim, test, lojistik, pazarlama gibi bir dolu bölümü mevcut. Yine üreticilerin çevresinde yan sanayiciler, reklam ajanslarından tutun da, pek çok şirket bulunuyor ayrıca. Yani öyle bir sanayi ki, ‘matruşka’ benzeri yapıya sahip... Dolayısıyla da hata yapmaya oldukça uygun bir yapıdan bahsediyorum.
Benzerini bu hafta yaşanan örneklerle gördük ki, “otomotivciler de hata yapar”, bu da Orhan Baba’yı haklı çıkarır ve ‘Hatasız kul olmaz’ı söylettirir!.. Kimi zaman “başkan” düzeyinde “özür dileyen”, araçları servise çağıran hatta “parasını verip geri alan” otomotiv markaları kimi zaman da kendisini affettirmek için bedava aksesuar yahut indirim gibi “güzellikler” yapıverir elbette. Çünkü kolay değildir müşterinin gönlündeki yerini, bir pazardaki imajını kaybetmek... Neyse, daha fazla uzatmanın anlamı yok, vurayım bilgisayarın tellerine pardon tuşlarına, dalıvereyim konunun özüne...
Eleştiri yağmuru
Alman otomobil üreticisi Mercedes-Benz, yeni “CLS sedan” modelinin reklamı Çinlilerin tepkisini çekti. Firma reklamında aracın far tasarımına atıfta bulunarak “çekik gözlü” modelleri kullandığı için Çin’de eleştiri yağmuruna tutuldu. Çin merkezli “Global Times” gazetesi, mankenlerin Asyalı insanlar hakkındaki Batılı klişeleri yansıttığını dile getirdi. Olay, Çin sosyal medya sitesi “Weibo”da da yankı buldu ve öfkeli tartışmalar yaşanmasına neden oldu. Mercedes, bunun üzerine reklamı, Çin’in internet aleminden adeta “sildi.”
Tabii bu, markanın Çinlilerden dilediği tek özür değildi. Nitekim 2020’de Türkiye Grand Prix’sinin bitiminden sonra bir Hollandalı Ziggo Sport’a konuşan Valtteri Bottas, şampiyonluğu kaybetmenin de acısıyla, “Takvimden bir gün silebilseydin, o gün bugün mü olurdu?” sorusuna ilk başta ciddi şekilde cevap verdi. Ardından da “Evet, bir bugünü bir de Wuhan’da birisinin yarasa yediği günü silerdim” diyerek Mercedes F1 Takımı’nın kucağına bir sorun bırakıverdi. Bu sözleri, Çin basınında ve sosyal medyada büyük tepki çekerken, takım da özür dilemek zorunda kaldı.
Tibet olayları
2018’de ise bu kez olay, Mercedes’in Instagram’da paylaştığı fotoğraftan koptu. Zira fotoğrafa Tibet’in Nobel Barış Ödülü sahibi ruhani lideri Dalai Lama Tnezin Gyatso’nun bir sözünü yazdı. “Olaylara her açından bak, böylelikle daha açık olacaksın” lafı, fotoğraf altında durduğu gibi durmadı, bu kez hükümeti sinirlendirdi. Mercedes, durumdan ötürü derin bir üzüntü duyduğunu açıklarken, adeta “Bir daha yapmayacağım” dedi. Zira 1959’da yaşanan olaylardan sonra Tibet’ten ayrılan Dalai Lama, Çin hükümetince “ayrılıkçı” olarak tanımlanıyordu.
Tibet konusuyla Çin’in sinirlerine dokunan bir başka marka da, Lancia oldu. Richard Gere, 2005 tarihli 30 saniyelik videoda Hollywood’ta bulunan bir Çin tiyatrosundan Lancia Delta’sının direksiyonuna geçip, soluğu Tibet’te alıyor, aracından inip küçük çocuklarla karlara el izini bırakıyordu. Ancak Gere, Pekin’in Tibet konusundaki ileri geri konuşmalarından ötürü Çin’de “istenmeyen adam”dı. Üstelik Lancia’nın Çin pazarıyla alakası da yoktu. Özür dilemek, Fiat’a düştü bu kez.
Köpek işi olmadı!
Amerikalı markalar da özür kervanına katıldı zaman zaman. Örneğin Chrysler Grubu, 2007 yılında yeni modeli Dodge Nitro için Hollanda pazarına yönelik çekilen reklam filmiyle “çarpıldı.” Zira reklam filminde bir köpek Nitro’nun tekerleğine tuvaletini yapıyor, ardından da “aracın elektriğine” kapılıp çarpılıyor ve yanıyordu. İnternet için özel çekilen film, çok büyük tepki aldı ve Chrysler Grubu’nun özür dilemesine ve filmin internetten kaldırılmasına neden oldu. Chrysler “Hakikat olmasa da hayvanlara yapılmaması gereken bir şey. Biz de rahatsız olduk!” dedi.
Koreli üretici Hyundai de, “reklam kazası” yaşayanlardandı. Reklam şirketi, 2013 yılında hidrojenli SUV modelini tanıtmak için ilginç bir yol bulduğunu düşünmüş ve aracının egzozundan çıkan gazla kendini öldürmeye çalışan bir adamı konu almıştı. Adam başarısız oluştu zira hidrojenli aracın egzozundan karbon monoksit yerine sadece su çıkıyordu. Hyundai Avrupa, tepkiler üzerine söz konusu reklamı onaylamadığını bildirdi ve “Birilerini rahatsız ettiysek özür diliyoruz” dedi.
Fiske de özür getirdi
Dizel skandalının etkileriyle halen boğuşan Alman üretici Volkswagen de, son dönemde “sosyal medya aşkının” kurbanı olanlardan. Yeni nesil Golf’ün sosyal medya üzerinden tanıtımı için Instagram’da bir reklam filmi yayınladı. Reklamda bir kadının, otomobiline yaklaşan siyahi bir adamı uzaktan ittiği, ardından da fiske atarak uzaklaştırdığı görülüyordu.
Bu fiske, Volkswagen’e ciddi eleştiriler yöneltilmesine neden olunca, marka, reklamın ırkçı olduğunu kabul edip yayından kaldırdı, reklamın nasıl ortaya çıktığının soruşturulduğunu söyledi. Şirketten yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bu videoya yönelik tepkileri anlıyoruz çünkü biz de dehşete kapıldık. Volkswagen olarak tarihsel kökenimiz ve Nazi rejimi dönemine dair şirketimizin suçluluk duygusunun farkındayız. İşte tam bu yüzden bütün nefret, propaganda ve ayrımcılık türlerine karşı çıkıyoruz.”
Kaza gibi cevap
Eskiden “dilin kemiği” yoktu, şimdilerde ise “sosyal medyanın kemiği yok” artık. Zira sizi yerin dibine de sokabiliyor... Alman üretici BMW, Twitter üzerinden yeni tasarım diline gelen eleştirileri farklı ve “gençlerin moda tabirleriyle” yanıtlama yolunu seçerken, mayına basmış. İnternet üzerinde gençlerin yaşlılar için kullandığı “OK, Boomer” lafıyla eleştirileri yanıtladığını düşünen BMW, bunun üzerine neredeyse 1000’e yakın olumsuz yorum almış. Bunun üzerine açıklamanın “hatalı” olduğunu kabul eden Bavyeralı marka, bir açıklama yaparak özür diledi. “Yaşınız ne olursa olsun sizleri dinliyoruz. Hedefimiz böyle bir internet şakası ile kalpleri kırmak değildi. Oldukça karmaşık olacak mobilite dünyasının geleceğinde bizlere katılmanızı umut ediyoruz.”
‘Yetiştiremedik aksesuar verelim!’
Özürler he zaman reklam için gelmeyebiliyor tabii. Nitekim üretim hataları, kalite ya da ürün planlamasındaki aksaklıklar, özür getirebiliyor. Tıpkı Ford’un Amerikan pazarına sunduğu yeni pickup modeli Maverick’te olduğu gibi. Maverick hybrid pickup için ilginin yoğun olacağını pek hesap edememiş olacak ki, aracın tüm üretimi satılmış ama dağıtımda gecikmeler başlamış. Bunun üzerine tepki gelince Ford, özür yerine geçecek bir hareketle bedava aksesuar paketleri sunmaya başlamış. Bu aksesuarlar arasında farklı bardak tutucular, çanta askıları, kabin içinde eşya depolamaya yarayan parçalar var.
Öte yandan Tesla ise, aracında yaşanan problemler nedeniyle Çin’de ilk kez özür diledi. Bu özür, bu ülkede meydana gelen bir kazanın yanı sıra Şanghay Fuarı’nda bir kadının, aracının yeterli olmayan frenlerine ilişkin şikayetleri dinlemediği için protesto gösterisi yapmasının ardından geldi. Tesla, araçlarının yüzde 30’unu bu pazarda satıyor.
Teknolojik donanım tepkisi!
Fransız otomobil üreticisi Citroen, kervana son katılanlardan. Mısır pazarı için çektiği ve yeni C4’te bulunan dikiz aynasına entegre kamera özelliğine vurgu yapan film, ülkede hayli tepki çekti. Filmde Mısır’ın ünlü pop şarkıcısı Amr Diab direksiyonda giderken genç bir kadına yol vermek için duruyor. Otomobilin dikiz aynasındaki kamera sayesinde karşıdan karşıya geçen kadının fotoğrafını çekiyor. Cep telefonuna düşen fotoğrafa bakan Diab, bir sonraki sahnede fotoğrafını çektiği kadınla birlikte otomobilin içinde seyahat ederken görülüyor. İşte bu reklam, “cinsel tacizi normalleştirdiği” gerekçesiyle sosyal medyada son günlerde tartışma yarattı. Cinsel tacizin yüksek olduğu belirtilen ülkede bu tartışma, reklamın o kısmının kırpılması ve özürle sonuçlanırken, Amr Diab’ın ne tepki vereceği merak konusu. Zira Diab, ülkede saygın bir kişilik olarak tanınıyor.