Dünyanın en iyi otomobili mi?
Üretildiği fabrikada "Dünyanın en iyi otomobili" diye yazan bir araçtan bahsedeceğim bu hafta... 1967'den bu yana üretimde olan, "egosu gayet yüksek", "otururken ses yapmasın diye" koltuklarında kumaş döşeme kullanılan, aracın gövdesi aynı zamanda "ayna" görevi gören Toyota Century'den...
Her zaman benzer şeyler olmasın, bu kez farklı ve çok özel bir şey yazmak istemiştim. Sanırım öyle de olacak. Zira başka hangi otomobil, "Dünyanın en iyi otomobili" gibi iddialı ve "ego düzeyi yüksek" bir tabelanın asılı olduğu fabrikadan çıkabilir ki? Yani ben "o otomobil" olsam, daha fabrikadan çıkarken "Heyyy diğerleri, kenara çekilin. Gerçek otomobil geldi!.." filan derdim, öyle emin konuşurdum yani... Yahu başka hangi otomobilin gövdesi, aynı zamanda "ayna" görevi görsün diye özel olarak parlatılır ki? Bugün hangi otomobilin üretimi için özel el aletleri kullanılıyor ki? Az bile söylemişim, daha "ukala" ve "bencil" davranabilirdim Toyota Century olsam...
Toyota'nın (maalesef benimle yaşıt) en eski ve "muhafazakâr" modellerinden biri olan "Century", Japonya'nın "şoförlü kullanım için üretilmiş" ilk lüks otomobili olarak hazırlanmıştı. Üretilmesinin asıl amacı ise, Toyota grubunun kurucusu olan Sakichi Toyoda'nın 100. yaşgünüydü. Bu yüzden de adı "Century" yani "100 yıl veya asır."
İmparatora layık
O dönemde bile Japon otomobillerinin Rolls Royce'u olarak kabul edilen araç, "lüks" ve konforlu oluşuyla dikkat çekiyordu. "Her yanından prestij akan" Century, bir anda ülkenin "resmi makam aracı" haline gelmişti. Nitekim kısa sürede Japon İmparatoru ve ailesinin vazgeçilmezi haline gelirken, ülkenin başbakanı, üst düzey hükümet liderleri bu otomobilin arka koltuklarında seyahat eder olmuştu. Hoş bugün de pek farklı olmadığı söylenebilir. Özellikle de İmparator için... Onu zamanı gelince anlatacağım...
Tamamen elde üretilen, üretiminde hiçbir robot kullanılmayan, üretim hattı bile olmayan Century, 1967'den bu yana sadece "işinin ehli özel kişilerce" üretiliyor. Hatta bu kişilerin kullandığı aletler bile sadece o işçilere özel. Dışarıdan ham haliyle gelen kaporta parçaları, Higashi-Fuji fabrikasında çekiç ve benzeri aletlerle kusursuz hale getiriliyor. Hatta Century'nin gövde imalatında çalışan işçilerin, sabah uyandıklarında bile "Acaba otomobilin çamurluk hatlarını düzgün yapabildim mi?" diye kendilerini sorguladıkları, "ideal kusursuzluğu" bulana kadar da saatlerce uğraştıkları rivayet ediliyor. Hatta kaporta parçalarının pürüzsüz hale getirilmesi sırasında "ritmik nefes almaları" bile öğretiliyor bu insanlara. Bu yüzden de sayılı kişilerden oluşan küçük bir ekibe emanet ediliyor Century üretimi... Bir küçük ekleme daha... Yabancılar tarafından "çığlık atan tavuk" sanılan Century logosu, aslında Asya'da imparatorlukla bağdaştırılan "altın renkli anka kuşu" olarak biliniyor. Bu logo, her bir araç için tek bir kişi tarafından, 6 haftada elde üretiliyor, nokta...
Son kontrol için!
Aslen "siyahtan başka rengini görmemiş olsam da", yeni nesil Century, 4 farklı renkte üretiliyormuş. Tabii ki ağırlıklı olarak yine "siyah" tercih ediliyor. Ancak bu otomobil için yeni geliştirilen siyah rengin bir özelliği de varmış. Bazı tekniklerle "cilası bol" bir görünüm sunan bu renk sayesinde, tüm otomobil bir ayna görevi görebiliyormuş. Arka koltukta oturan "üst düzeyle saygın yolcu", araçtan indiğinde görünümünü son bir kez kontrol edip gözden geçirebilsin diye...
Otomobilin iç mekânı ise, tamamın yolcu odaklı. Arka koltukta masaj özelliği, ayak uzatılabilsin, uyunabilsin diye açılabilen ön yolcu koltuğu sırtlığı, klima, televizyon, sürücü ile konuşma için telsiz, koltuk ısıtma, kişisel müzik sistemi ve daha birçoğu...
En önemlisi de, otomobilin döşemelerinde nadiren deri kullanılıyor. Bunun nedeni de, deri koltukların oturulduğunda ses yapıyor olmaları. Bunun yanında aracın ciddi şekilde ağır olmasının bir nedeni de, ses izolasyonu için kullanılan malzemeler. Hatta yeni neslinde, motorun sessiz çalışması için de bir sistem bulunuyor.
Anlayacağınız, Toyota Century kullanmak ve ona sahip olmak, pek de her babayiğidin harcı değil. Hele de "İlla ben kullanacağım!" filan gibi duygulara kapılanlar için hiç uygun değil!.. Zaten devlet büyüklerinin dışında, "yerli malı" lüks araç kullanmayı tercih eden iş adamlarına hitap ediyor. Heveslenmeye gerek yok!
Her bayide satılmıyor
Century için “muhafazakâr” tanımını yapmak hiç de yanlış olmaz. Nitekim piyasada olan, 1967’den bu yana “üçüncü nesil”, ben bile bunca yıl kendimde Century’den fazla değişiklik yapmışımdır...
İlk nesil Century, V8 motorla üretiliyormuş. Ancak ikinci nesli 12 silindirli motora sahipmiş. Bu, Japonya’da üretilen “tek 12 silindirli motor” desem? 2018’den bu yana üretilen son nesli ise, V8 motor ve hibrit sisteme sahip. Bununla birlikte Toyota imparatorluğunun başındaki Akio Toyoda için markanın motor sporları bölümünce modifiye edilip sportif hale getirilen Century GRMN de mevcut. Ama özellikleri belirsiz.
İkinci nesli dışında yurt dışına ihraç edilmeyen Century’nin son nesli, ayda 50 adetlik satış kotasına sahip. Tüm Toyota satıcılarında değil, çok özel ve seçkin bayilerde satılıyor. Bu arada fabrikada, 1967’den bu yana üretilen tüm araçlara ait evrakların tutulduğu bir arşiv bulunuyor. Burada aracı kimlerin ürettiği, hangi işlemlerin yapıldığı gibi bir dolu bilgi mevcut.
