Kırmızı Kalp

Yıllardır G noktasının varlığı, nerede olduğu ve nasıl bulunabileceği konuşulup duruyor. Ne noktaymış arkadaş dedirtecek bu tartışma aslında oldukça önemli bir "nokta"ya "parmak" basmakla ilgili :) Bakalım uzmanlar G noktasıyla ilgili ne açıklamalar yapmış.

Batı Sydney Üniversitesi'nde ders veren fizik tedavi uzmanı Jane Chalmers, Daily Mail'de G noktası ile ilgili en çok merak edilen soruları yanıtladı.

G noktası nedir?

G noktası, 1940lı yıllarda vajina içindeki hassas bu nokta ile ilgili araştırmalar yapan Alman jinekolog Eric Granfenberg'den ismini alır. G noktası vajinadaki en erojen bölge olarak bilinir ve uyarıldığında güçlü cinsel orgazma yol açtığı bilinir. 1940lı yıllarda yapılan araştırmalardan sonra 1980'li yıllarda G noktası terimi sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır.

G noktası nerededir?

G noktasının vajinanın ön duvarında, vajina açıklığından 5-8 santimetre yukarıya denk gelen bölgede bulunduğu söylenir.

G noktası en kolay nasıl bulunur?

G noktasını bulmanın en kolay yolu kadının sırtüstü yattığı pozisyondur. Avuç yukarıya gelecek şekilde 1 veya 2 parmak kullanılarak vajinanın ön duvarına dokunulursa G noktası kolaylıkla bulunabilir. Parmaklar ile "Buraya Gel" derken yaptığın

Daily Mail'de yayınlanan bir analiz ilişkiyi ayakta tutmak için haftada kaç kez sevişmeniz gerektiğini ortaya koyuyor.

Açık konuşmak gerekirse uzun süreli ilişkilerde ve evliliklerde haftanın her günü sevişilmediğini hepimiz biliyoruz. Hiç birbirimizi kandıramayalım.

Yok yemek yapayım, yok evde toz bulutları dolanıyor etrafı süpüreyim, ay başım ağrıdı, ay pencereden ışık gözüme gözüme vuruyor derken ve hele bir de büyükşehirde yaşayanlara trafik, toplu taşıma vb dertler eklenince sonuç ortada: Sevişilmiyor annem SEVİŞİLMİYOR!

Bir ilişkiyi ayakta tutan temel taşlarından biri ten uyumu ve seks iken sevişmeden nasıl sürecek bu ilişki, ne kadar sevişmek lazım, haftada kaç kere seks yapmalı ve hatta nerede sevişecek bu insanlar(!) gibi sorular kafanızı kurcalıyor olabilir.

Bilim adamları da bu mühim soruya cevap bulmak istemiş olacak ki nedir bunun ideali diye pek çok araştırma yapılmış.

Daily Mail'de yazan seks uzmanı Tracey Cox ise tüm bu araştırmaların sonucunda şunları açıklıyor:

- Her gün sevişmek düşünüldüğü kadar etkili değil. Ayda 6 kez sevişen çiftlere bu sayıyı iki katına çıkarmaları söylendiğinde cinsel ilişkiden aldıkları zevkin azaldığı gözlemlenmiş.

- Haftada 3-4 kez seks yapmak

Hayatınızın öznesi, nesnesi, dolaylı tümleci, zarfı, bağlacı olan insanlardan vazgeçmeyin.

Onun öznesi olduğu her şey güzelse vazgeçmeyin.

Kilometrelerce koşup yine ona varıyorsanız, onda hüküm sürüyorsa zihniniz vazgeçmeyin.

Yapmak istediğiniz her cümlenin nesnesiyse vazgeçmeyin.

Hayatınızdaki ne zamanlar, nasıllar ve bütün zarflar onun adına çıkıyorsa vazgeçmeyin.

Bir cümleyi bir cümleye bağlar gibi sizi hayata o bağlıyorsa, sabahları onun için gülüyor, geceleri onu görürüm diye uyuyorsanız vazgeçmeyin.

Saatlere yılları sığdırıp yaptığınız planların her biri onu gördüğünüz anda yıkılıyorsa ve o an ondan başka hiçbir şeyin zerre önemi kalmıyorsa vazgeçmeyin.

Gitmek istediğinde "Dur, gitme" demek geçiyorsa içinizden söyleyin. Gitmek konusunda başarılı olacağından korktuğunuz kadar dönmek isterse bir gün, siz de onsuz olmak konusunda başarılı olduğunuzu fark etmekten korkun.

Yapılan bir araştırmaya göre doğurganlığının zirvesindeki kadınlar testesteron seviyesi yüksek olan erkeklerin kokularını inanılmaz çekici buluyormuş.

Vallahi hormondan mıdır nedendir bilmiyorum ama kokunun insanı mahveden en önemli şey olduğunu düşünüyorum.

Zihninde yaşadığın her şeyi alt üst edebilen, hissettiğini sandığın şeylerin bir bir aksini sana haykıran, en derinde kalmış hatıralarını önüne seren bir şey varsa o da KOKU.

Uyuyakaldığın kanepede sabah gözünü açmadan önce burnuna gelen bir ufak koku kalıntısı beynindeki tüm sinir hücrelerini harekete geçirebiliyor.

Kokusunu duymadığında onsuz yaşayabileceğini zannedip gaflete düştüğünde yatakta bıraktığı pijamanın yastığa sinen kokusuyla kendine geliveriyor insan.

Sen ne kadar kendini telkin etsen de, kızsan da, onsuz yaşayabilirim desen de kokusunu duyduğunda bütün vücudunun o kokuya bağlı yaşadığını hissediveriyorsun. İşte o zaman anlıyorsun ki iş işten çoktan geçmiş de sen hala daha falan filan durumundasın.

Kokusunun sindiği kıyafetleri giyip evde dolanırken acaba benim kokum siner de onun ki kaybolur mu diye çıldırıveriyorsunuz.

Koklaya koklaya bitirilir mi hiç etrafa sinen kokusu. Bitiriliyor işte... Hava yerine kokusunu solum

Aşk dediğin şey hiç biter mi bayım? Bitmez.

Söylediklerin azalır, gösterdiklerin azalır, dokunmalar azalır ama aşk bitmez. Aşktan ne anladığın değişir ancak, aşk nedir diye sorduklarında ona dokunmak dersen dokunamadığında bitti sanırsın. Ona bakmak diye düşünürsen görmediğinde bitti sanırsın. Ama aslında aşk bitmez; yalnızca sen üzerini başka şeylerle örtersin.

Özlemle örtersin, kavgalarla örtersin, hayal kırıklıklarıyla örtersin ama hiç olmadık bir zamanda, olmadık bir yerde "Çat" diye karşına çıkar da adamın iflahını kesiverir.

Şarkı yapmış adamlar şarkı "Aşk hiç biter mi?" diye. Öyle şarkısı bile olacak aşkın bitmeyeceğine dair de sen kalkıp bitti diyeceksin mümkün mü?

Şarkıyı yazan da dibine kadar yaşamış olacak ki- hoş zaten bu şarkıların gözü kör de olsun- aşk dediğin kalıyor bir yerlerde...

Bir gömlekte kalıyor...

Bir şişede kalıyor...

Bir meyvede kalıyor...

Seksle ilgili efsanelere hepimiz bayılıyoruz itiraf edin. "Bizim kuzen şunu yapmış böyle olmuş", "Bir arkadaşım var sevişmeden önce peynir yemiş de bilmem ne olmuş" gibi pek de gerçekle ilgisi olmayan şeyleri hem anlatmaya hem de dinlemeye bayılıyoruz.

Adet döneminde hamile kalınmaz efsanesi de bunlardan biri.

Adet döneminde cinsel ilişkinin zararlı olmadığını hepimiz biliyoruz. Tercih edilir edilmez orasını bilemeyiz. Kişinin kendisine kalmış bir durumdur. Lakin adetliyken hamile kalınmaz gibi kesin bir düşünce yanlıştır. Adetliyken kesinlikle hamile kalmazsınız garantisini vermek mümkün değildir.

Uzmanlara göre pek çok kadın "Adet dönemindeyim, hamile kalmam" diye düşünerek korunmasız seks yapmaktadır.

Görülen her kanamanın adet kanaması olmayabileceğini unutmamak gerekiyor. Pek çok kadın iki adet dönemi arasında yumurtlar ve en doğurgan dönem bu dönemdir.

Ancak yapılan araştırmalar bazen zamansız yumurtaların da söz konusu olabileceğini göstermektedir.

Normalde adet döneminde atılan yumurta haricinde sağlıklı başka yumurtalar da üretilmiş olabilir. Bu yumurtalar adet dönemi bitmeden veya hemen adet dönemini takip eden günlerde bırakılabilir. Bu dönemde korunmasız cinsel ilişkiye

Aşk, arkadaşım kolay bulunmuyor. Bazen bulduğunun aşk olduğunu sanıyorsun da sonra bir bakıyorsun ki sen çok başka şeylerin peşindeymişsin.

Aşık adamın her halinden belli oluyor da genelde biz kendi hissettiklerimizin yoğunluğuyla karşımızdakinin nasıl da aşık olmadığını fark edemiyoruz. İşte size yol gösterecek, aşık erkeklerin vücut dili. Adam dediğin 5 lisan da bilse aha bu dili konuşmuyorsa yol ver gitsin : )

Elini tutmalı

Öyle bir tutmalı ki elini bir daha hiç bırakmayacak sanmalısın. Elini tuttuğunda içini titretmeli. Elini tutmak için bahaneler üretmeli. Araba kullanırken bile elini tutmaya çalışıyorsa yanında olduğunu hissetmek istiyordur.

Gözünün içine bakmalı

Yan yana uzanırken bir koltukta, yüzündeki tüm çizgileri, kırışıklıkları, benleri sayarken ve her birinin farkındayken gözünün içine bakıp saçını okşuyorsa şekerim, yavaşça kollarını etrafına dola ve bir daha hiç bırakma.

Kapınızı açmalı

Aşık adam sevdiği kadın için tam bir centilmene dönüşür. Kaldırımda yürürken yolun tarafına o geçer, kapınızı açar, size yol verir. Haldır huldur "Arabaya bineyim de bir an önce şu soğuktan kurtulayım" diye düşünen adamla olmaz. Zira kendisi henüz "adam" olamamıştır.

Gerçek aşkı bulmuş olanlar bana katılacaktır. Gerçek aşkın o olduğunu nasıl anlayacağım diye kendi kendine soruyorsun ya, hah işte sen daha bulamamışsın. Zira anlıyorsun şekerim. "O" olduğunu anlıyorsun.

Bir gülüşünde, bir bakışında "Tamam, bu o" diyorsun. Yanındayken başka hiçbir yerde olmak istemiyorsun. Başını omzuna yasladığında hiçbir şey imkansız gelmiyor. Hangi tarafında duruyorsa vücudundaki tüm hücrelerin o yöne çekildiğini hissediyorsun. O yokken kalbin atmayı unutuyor, taa ki onu görene kadar. Hatta görmesen de yetiyor, burnuna gelen kokusu seni hayata bağlıyor.

Ama illa ki bana liste ver tek tek kontrol edip bakacağım diyorsan buyur başla.

1. Onsuz bir hayat imkansız gelir

Mümkün değil ki onsuz bir hayat düşünebilesin. Akşam döndüğün evde kapıyı açıp sana "Hoş geldin" diyen de sabah yanında uyandığın da o olsun istersin. Bembeyaz bir mutfakta kahve içerken karşında o otursun istersin. Ne yaptığın mühim değildir, önemli olan onunla olmasıdır.

2. Kendin gibi hissedersin

Yanındayken kendini "kadın" gibi hissedersin, hiç olmadığın gibi hissedersin. Yalan söylemene gerek yoktur. İyi olmadığında geçiştirmene gerek yoktur. O bilir. Seni, senden iyi tanır çünkü.

3. Ten uyumu inanılmaz