CHP’de 3 Haziran’da yapılacak İl kongresi öncesinde il başkanlığı için kulislerde belki de 10’dan fazla adayın adı geçiyor.
Seçimlere bir aydan az bir zaman var var. Bu politika için o kadar uzun bir süre ki; bu nedenle bir ihtimalin peşine takılıp gitmek ‘abesle iştigal’ olur.
Bu yüzden şimdiden “bu seçilir” yorumunda bulunmak kehanetten farksız bir şey.
Ama benim yorumun ötesinde bir iddiam var;
Kimin seçileceğini bilmesem de, kimin seçilmeyeceğini biliyorum.
O isim mi;
Tacettin Bayır.
Atama ile bu göreve getirililen mevcut İl Başkanı.
Bu iddiamda da son derece ısrarlı ve ısrarcıyım...
Bu sonuca nasıl vardığımı paylaşırsam eminim ki sizin de varsa aksi fikirlerinizde bir değişme olacak.
Hatırlayacaksınız...
Yeni seçilen Konak İlçe Başkanı Sinan Karamustafaoğlu, geçen hafta “İl Başkanı’nın belirlenmesinde belediye başkanları ve milletvekilleri sürece dahil olmasın. Biz, ilçe örgütleri olarak partimize uygun bir profili belirledikten sonra en uygun ismi bulacağız” diye bir açıklama yaptı.
Kendisi kabul etmese de, “yeni bir başkan modeli, dolayısıyla yeni bir isim” arayışı içeren çağrıdan sonra ne bir belediye başkanından, ne de bir milletvekilinden neredeyse “tık” çıkmadı.
Yani, kongre sürecinin doğal müdahili olan belediye başkanları da milletvekilleri de “yeni bir il başkanı” konusunda aynı fikirdeler.
Bu çıkış ve izleyen süreçteki tepkisizlik sonrasında bu “sessiz” kesimin nabzını tutmaya çalıştım. Bazı belediye başkanı ve ilçe başkanlarına düşüncelerini sordum;
Konuştuğum isimlerden bazı katılmasa da, genel çoğunluk Karamustafaoğlu’nun çıkışını yerinde bulmuş. Onlar da benim gibi bu çağrıyı “yeni bir isim” olarak algılamış.
Konuştuğum herkese yönelttiğim ilk soru, “Tacettin Bayır’la devam edilemez mi?” oldu.
“Hayır” cevabını aldığım tüm CHP’lilerden “neden” sorusuna da yanıt istedim.
Kendilerince gerekçelerini sıraladılar da sıraladılar.
Hepsini yazmama olanak yok.
Ama ortak noktaların altını çizmekte yarar var...
Deniliyor ki;
Bayır işbaşına geldikten sonra parti içinde başkanlar arasındaki küskünlük, Buca’da yaşananlar, Güzelbahçe olayları, Çiğli’deki kavgalar v.b. bir takım krizlerle karşılaşıldı. Ve ne yazık ki Bayır bu krizlerin hiç birini parti zarar görmeden çözemedi. Oysa yöneticilik, krizi ortaya çıkmadan çözmektir. Ayrıca Büyükşehir Operasyonu sırasında çok daha etkili çıkışlar yapılmalıydı. Ve hepsinden önemlisi örgüte tepeden bakmaya başladı.
Bu tepkileri topladıktan sonra Sinan Karamustafaoğlu’nu aradım.
Çıkışı ile “Tacettin Bayır muhalifi” imajı oluşan Karamustafaoğlu söze, bu yargıyı silecek bir anı ile başladı.
“Ben, 1991’de milletvekili adayı olduğumda, en büyük destekçim Tacettin Bayır oldu. O Bayır ki, benim kampanyam uğruna çocuğunun doğumu için hastaneye bile gitmedi...”
Belli ki bu sözlerle çıkışının ardında kişisel bir neden olmadığını anlatmak istiyordu.
“Bugünkü Tacettin Bayır, o dönemdeki Tacettin Bayır’ın yüzde 50 performansını gösteremedi” ifadesiyle de bir anlamda gerekçesini ortaya koymuş oldu.
Karamustafaoğlu, uzun uzun düşüncelerini ve diğer ilçe başkanları ile yaptığı temaslardan söz etti.
Tüm bu görüşmelerden sonra vardığım sonuca gelince;
CHP İzmir örgütü, kongrede seçilecek başkanın, partiyi 2014 yerel seçimleri, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2015 genel seçimlerine hazırlama sorumluluğunu taşıyacağının farkında.
Böylesine kritik bir süreci taşıyacak başkanın başta örgütün tüm kademeleri olmak üzere İzmir’in tüm kesimleri ile barışık olması gerektiğine inanılıyor.
Hele hele de iş dünyası ile iyi ilişkiler olması konusu, başkan adayında aranan vasıfların olmazsa olmazı arasında yer alıyor.
Tüm bu nedenlerden ötürü 3 Haziran günü 600 CHP delegesinin önüne sürpriz bir isim gelirse kimse şaşırmasın.
İl Başkanı Tacettin Bayır’ın ilçe başkanları ile yaptığı son toplantıda, adaylık konusunda henüz karar vermediğini söylemesi sanırım benim duyduklarımı o’nun da işitmiş olmasından kaynaklanıyor.
Her halde “seçim kaybetmiş bir başkan” olmaktansa, “eski başkan” olarak anılmayı tercih ediyor.
Özay Şendir
İlkbahar sonu savaş senaryosu
20 Nisan 2025
Abbas Güçlü
Aynı dili konuşamıyoruz
20 Nisan 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımcının rotası denge ve seçicilik
20 Nisan 2025
Ali Eyüboğlu
“Yarım asrı geçti hâlâ şarkılarımız dillerde!”
20 Nisan 2025
Güldener Sonumut
Brexit, konfederasyon modeli ve Kıbrıs sorunu
20 Nisan 2025