CHP İzmir örgütü ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, çok yakın bir geçmişte ilki il kongresi, ikincisi büyük kurultay olmak üzere iki büyük sınav verdi.
İl Başkanlığı’nı 600 küsur delegeden 239’unun oyunu alan Ali Engin kazandı.
Engin, Aziz Kocaoğlu’nun adayıydı.
Ardından kurultaya gidildi.
Sonuçlar malum;
Kocaoğlu’nun kadim dostları Alaattin Yüksel ve Hülya Güven ile il kongresinde Ali Engin lehine yaptığı jestten dolayı desteklenen Hüseyin Saygılı CHP’nin kurmay heyetinde yer buldu.
Başkan’ın siyasi hasımları Mehmet Ali Susam ile Rıfat Nalbantoğlu ise ince bir operasyon sonucu liste dışı kaldı.
Her iki seçim sonrasında da kamuoyunda yaratılan yada yaratılmak istenen algı aynı oldu;
Kocaoğlu istediğini yaptırdı.
Bu yorumlarla, Başkan ve kadim dostu Alaattin Yüksel’in CHP içinde büyük güç oldukları havası yaratılmaya çalışıldı hep...
Bardağın dolu tarafına bakıldığında, bu saptamalar doğru gibi kabul edilebilir.
Ama aynı bardağın bir de boş tarafı var.
Gelin bir de o boş bölümü değerlendirelim.
İl Kongresi’nde Kocaoğlu destekli Ali Engin kaç oy almış?
619 toplam delege içinden 239.
Yani 380 delege, Kocaoğlu ve arkadaşlarının iradesine onay vermedi.
Bunun anlamı, CHP İzmir İl Örgütü’nde oy hakkı bulunanların yarıdan fazlasının Kocaoğlu ile aynı fikirde olmadığıdır.
Aslında büyük kurultayta ortaya çıkan sonuç da bundan pek farklı değil.
Kocaoğlu, CHP Parti Meclisi’ne giren 7 İzmirli’den sadece 3’ü için belirleyici olabilmiştir.
Diğer 4 üyenin belirlenmesinde hiç bir etki ortaya konulamadı.
Bunlardan Birgül Ayman Güler, engelleme çabalarına rağmen parti yönetimine girmeyi başardı, Oğuz Oyan, Aytun Çıray ve Berrin Gürçay Dilekçi ise CHP Genel Merkezi ile kurultay delegelerinin takdiri ile listeye girdi.
Bu isimlerin parti yönetimine girmesi için Kocaoğlu ve arkadaşlarının en küçük bir gayreti olmadığını herkes biliyor.
Bundan sonraki süreçte de bu isimlerin Kocaoğlu-Yüksel ikilisinin paralelinde hareket etmesini beklemek büyük hayalcilik olur.
Yani burada da Kocaoğlu’nun elde ettiği sonuç, gösterilmek istenen tablonun çok uzağında.
Futbolda, sonuca etki etmekten uzak, “dar alanda kısa paslaşmalar” denilecek türden.
Netice;
CHP İzmir İl Örgütü’nde adını ne koyarsanız koyun, Aziz Kocaoğlu ve kadim dostlarına karşı bir hareket başlamış durumda.
Bu hareketin içinde son derece güçlü ve tabandan destek gören isimler var.
Mesela Birgül Ayman Güler var, Mehmet Ali Susam var, Rıfat Nalbantoğlu var, bir alay belediye başkanı, ilçe başkanı var.
Bardağın dolu tarafından bakıldığında güç kazanmış gibi görünen Kocaoğlu’na karşı oluşan cephe her gün biraz daha güç kazanıyor.
Yani CHP İzmir’de büyük bir çatlak oluşuyor.
Ve bu çatlağın sorumlusu da bizzat Kocaoğlu’nun kendisi...
Peki bu çatlak kapanır mı?
Başkan kulaklarını dolduruşlara kapatır, herkesle eşit mesafede durmayı başarırsa elbette kapanır.
Ama bugüne kadar olduğu gibi belli gruplar dışındaki partilisi ile iletişim kuramazsa, o çatlaklar uçuruma dönüşür.
O uçurum da kimi yutar belli olmaz...
Özay Şendir
İlkbahar sonu savaş senaryosu
20 Nisan 2025
Abbas Güçlü
Aynı dili konuşamıyoruz
20 Nisan 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımcının rotası denge ve seçicilik
20 Nisan 2025
Ali Eyüboğlu
“Yarım asrı geçti hâlâ şarkılarımız dillerde!”
20 Nisan 2025
Güldener Sonumut
Brexit, konfederasyon modeli ve Kıbrıs sorunu
20 Nisan 2025