İbrahim Akbulut

İbrahim Akbulut

ieakbulut@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP’nin 3 Haziran’daki İzmir İl Kongresi öncesi ortaya çıkan tablo ortada...
Adaylar ve destekçileri, delegenin aklını çelip oylarını elde edebilmek için var güçleriyle çalışıyor.
Delegenin kafası karma karışık.
Görüntüye bakılırsa, CHP Genel Merkezi de tribündeki seyirci gibi.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Kim seçilirse o benim başkanım” mesajları veriyor.
Oysa Ankara’nın İzmir’deki seçime bakışı hiç de öyle tribünden bakış değil. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, saha çizgisindeki teknik adamdan farksız. Yarışın kıyısında değil, tam göbeğinde.
Daha önce de, İzmir konusunda değişik kaynaklardan bilgi sahibi olduğunu söylediğim CHP Genel Başkanı, farklı bir arayış içinde.
Ben bu konudaki duyumlarımı aktarayım, kararı siz verin.
İddia o ki, Kemal Kılıçdaroğlu, Aziz Kocaoğlu-Alaattin Yüksel ikilisinin 3 Haziran sonrası oluşacak örgütte tek güç sahibi olmasını istemiyor. Bu yüzden de bu ikilinin güdümünde olmayacak yeni bir isim arayışlarını sürdürüyor.
Bu ismi kendisi mi ortaya atar, bir başkası aracılığı ile mi gündeme getirir bilemem.
Ancak bana bu arayışı aktaran ve benim için son derece güvenilir olan bu kaynaklara göre ilk teklif eski il başkanlarından Rıfat Nalbantoğlu‘na götürüldü. Ancak Nalbantoğlu öneriyi kabul etmedi ve yeni isimlerin peşine düşüldü.
Şu anda bir-kaç isimle de görüşmeler sürüyor. Bu isimler öneriyi kabul eder mi, etmez mi o konuda fikrim yok.
Gelişmelerden ve anlatılanlardan çıkardığım sonuç şu:
CHP Genel Merkezi, parti yönetiminde gücü giderek zayıflayan Alaattin Yüksel ile siyasi geleceği Bayraklı Adliyesi’nden ne zaman çıkacağı ve sonucu belli olmayan bir karara bağlı olan Aziz Kocaoğlu’nun 2014 seçimlerinde etkili olmasını istemiyor.

Haberin Devamı


Büyükşehir sopası
Ortaya çıkan bu tablo ister istemez akıllara, “bundan sonra ne olacak?” sorusunu getiriyor.
İhtimaller ortada;
CHP Genel Merkezi, 3 Haziran’dan önce kimsenin itiraz etmeyeceği bir isim belirleyecek ve delegenin önüne koyacak. Her ne kadar CHP’nin yapısında, gelişmiş bir muhalefet ruhu olsa da, bu aday oyların büyük bölümünü alacak ve il başkanı olacak. Çok sayıda ilçe başkanı ile ilçe belediye başkanının da Yüksel-Kocaoğlu güdümünde bir yönetim istemediği gerçeğini göz önüne alırsak, bu en büyük ihtimal.
Genel Merkez, aradığı ağırlıkta bir isim bulamazsa, Yüksel-Kocaoğlu ikilisi aba altından, “büyükşehir sopası”nı göstererek ilçe belediye başkanlarını Ali Engin‘den yana çekebilir.
Ancak bu dayatmanın ters teperek her geçen gün biraz daha güçlenen Levent Eyipişiren‘e yaraması da hiç uzak bir olasılık değil.
Tabii üçlü kıskaca alınan delegenin tercihini Tacettin Bayır‘dan yana kullanabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmakta fayda var.
En iyisi 3 Haziran akşamını bekleyip görelim...

Haberin Devamı

Fili pire gibi anlatanlara...

Aslına bakarsanız niyetim uzun uzun 2016 yılında İzmir’de düzenlenmesi planlanan Uluslararası Süt Zirvesi‘ni yazmaktı. 2012 yılı içinde bu kentte yapılacak 2 önemli şarap organizasyonunun ardından, böyle önemli bir konferansın kente nasıl kazandırılacağını, neler katacağını alt alta sıralamak istemiştim...
Ama vazgeçtim...
Karar değişikliğimin iki nedeni var;
Bu girişimi öğrenen ilk gazeteciyim. Konferansın İzmir’e kazandırılması için olağanüstü çaba harcayan bir milletvekili ile gelişmeleri paylaşırken, gelişmeyi ilk öğrenen olduğu kadar konuyu ilk yazan gazeteci olmak istediğimin altını çizdim.
Ne var ki, ben heyecanla hazırlık yaparken, Tarım Bakanı Mehdi Eker, Çeşme’de konuyu açıklayıverdi. Bu, ilk nedenim...
Açıklama öyle sıradan oldu ki, kimse organizasyonun boyutunu ve önemini kavrayamadı. Ne ilgilisi, ne de önemini bildiği için organizasyonu İzmir’e taşımak isteyenler toplantının kente sağlayacağı katkıyı anlatmak için kıllarını kımıldatmadı. Böyle olunca da son derece önemli bir girişim, “politik bir vaad” gibi ortada kalıverdi. Bu da yazmamam için ikinci neden oldu.
Sahibi fili pire gibi anlatırsa, bana söz söylemek düşer mi?