Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce matematik bir gerçekten bahsedelim. 20 milyon insan yoksulsa, 50 milyon insan da değil demektir. O zaman da haliyle yoksul olmayan bu çoğunluk kendini mutlu hissedebilir. Oysa, geçim sıkıntısı çeken nüfus çok daha fazla; belki 35 milyon. İşte bu durumda da, yine geçim sıkıntısı çekip kendini mutlu gören insanların olması anlaşılıyor. Dün Radikal gazetesinin manşeti şöyleydi: "20 milyon yoksul var ama halkın yüzde 58i hayatından memnun". İnsan haliyle merak ediyor. Bu kadar yoksulun, ya da geçim sıkıntısının olduğu bir ortamda, nasıl olur da insanların üçte ikisi halinden memnun olur? Peki bu nasıl oluyor? Bizce bunun birkaç nedeni var. Birincisi, ekonomik sıkıntılar ancak çok arttığında mutsuzluğa neden oluyor. İkincisi, Türk insanı geçim sıkıntısına alışmış. "Mutlu musun?" diye sorulduğunda daha çok geçinme derdi dışındaki konular akla geliyor. Nitekim, Türk insanını en çok mutlu edenin, aile ve nesnel olarak da sağlığın olduğu ankette gözüküyor. Yanıtların yüzde 6sında para mutsuzluk etmeni olarak ifade ediliyor. Üstelik kriz de atlatılınca insanlar göreli olarak kendini rahatlamış hissediyor.İlginçtir, yurdum insanı evlilikten de memnun olduğunu ifade ediyor. Memnun olmayan sadece yüzde 1. Eh, bu da anlaşılır bir şey; memnun olmasa boşanır. Boşanmayanın da şikâyet etmek hakkı olamaz.Nüfusun yüzde 40ı 2005 yılında ekonominin daha iyi olacağını, yüzde 33ü aynı kalacağını, yüzde 17si ise kötüleşeceğini düşünüyor. İlginçtir, gelecekteki 5 yıllık döneme ilişkin de farklı bir yapı yok.Peki, Türk insanı gerçekten mutlu mu? Elbette. Halinden şikâyet etmek illa ki mutsuzluk anlamına gelmiyor. Anket mutluluk üzerine sorulunca, yanıtlar haliyle olumlu oluyor. Çünkü Türk insanı mutluluk deyince "ağız tadı" denilen aile içi ilişkileri algılıyor. Yüzde 60 şikâyetçi değil Fakat hepsinden öte bir nokta daha var; bir insan kendini mutlu hissetse de halinden şikâyet edebilir. Ülkemizde toplumun geniş bir kesimi halinden şikayetçi. Ama bunu açık açık, en azından siyasal olarak ifade edemiyor. Örneğin, üç akşam önce CNN Türkte Söz Sizde programında ülkemizde muhalefet yoksunluğu tartışılıyordu.Peki tüm sıkıntılara rağmen, şikâyetler neden ifade edilmiyor? Neden bunlar siyasete yansımıyor? Çok basit. Toplumda rahatsızlıklar artmasına rağmen, siyasal alanda muhalefet etkin olmayınca, sanki herkes durumundan memnun sanılıyor. Oysa gerçekte; toplumda var olan çeşitli sıkıntılar muhalefet tarafından kullanılamıyor. Çünkü muhalefet toplumsal yapıdan iyiden iyiye yalıtılmış. Başta da CHP.Gelelim mutlu olmanın sırrına. Mutluluğun iki anahtarı var: Birincisi, iyimser olmak, ikincisi de hoşgörü. Biri kendimize pozitif enerji veriyor, hayata bağlıyor. Diğeri de çevremizi mutsuz etmemizi engelliyor. DİEnin araştırması iyimser olduğumuz kanısını verse de, acaba yeterince hoşgörülü müyüz? hgunes@milliyet.com.tr Arz-ı halci yok