Yatırımlara gelince. Birincisi, 2002 yılından 2003 sonuna dek özel kesim yatırımları milli gelir içinde yüzde 20'nin altındayken, giderek yükselerek 2005 yılının ikinci yarısı itibariyle yüzde 30'a dayanmış. Bu çok ciddi bir artış. Üstelik bir yandan da milli gelir büyümekte. Bir başka veri seti de yatırımların artış hızı. Aşağıdaki grafikte toplam yatırımların 2005 yılının ikinci yarısından itibaren ortalama yüzde 30 arttığı gözleniyor. Bu hem özel kesim yatırımları için geçerli hem de kamu. Toplam yatırımlar 2005 başında önce bir sıçrama göstermiş, sonra yorulmuştu. Son bir yıldır yeniden hızlanmış görünüyor. Aşağıda 2002 itibariyle yatırım malları ithalatı ve yıllık artışlar gösteriliyor. Dikkat edilirse, en büyük artış 2004 yılında. 2005'ten bugüne dek göreli olarak yavaşlamış: yüzde 17. Talebin canlı olması ekonomi politikalarında değişiklik gerektirecektir. ABD'de de para politikasında talebe uyumlu politikalar izleniyor. Talep iki parçadan oluşur: iç ve dış. Dış taleple ihracat sağlanırken, iç talep de tüketim ve yatırım talebinden oluşur. Dün tüketimin üç yıldır canlı olduğunu ve 2006 yılında büsbütün hızlandığını yazdık. (mn. $) 2002 2003 2004 2005 Yat. Malı İthalatı 8399 11325 17397 20363 % artış 21,0 34,8 53,6 17,0 Bu bize gösteriyor ki, yatırımlar içeride bir vites küçülse de tam gaz gidiyor. Bunun da temel nedeni güven ve ucuzlayan finansman maliyetleri. Yandaki ikinci grafikte bankaların ticari kredilerinin 2003 yılının mayıs ayından bu yana üçe katlandığı görülüyor. Bu olağanüstü bir artış! Sözü uzatmaya gerek yok: 2004 yılında çok hızlı bir yatırım hamlesi geliştikten sonra, bir vites küçülse de işler tam gaz gidiyor. Kısacası, iç talep (gerek tüketim, gerekse yatırım) milli gelirden hızlı büyüyor. Bu durumda ihracat değil, ithalat teşvik edilmiş oluyor. Sorunun aslı burada. Yarın yapılacakları tartışacağız. gunes.gif hgunes@milliyet.com.tr YATIRIMLARIN MİLLİ GELİR İÇİNDE % PAYI