Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce Türkiye'deki vergi yapısına ilişkin bazı rakamlar verelim. Toplam kamu gelirlerinin yüzde 85'ini vergiler oluşturuyor. Gerçi giderek vergi dışı gelirler artıyor ama bunlar genellikle geçici. Özelleştirme gelirine güvenilmez. Bugün var, yarın yok. Vergi gelirlerinin dağılımı ise şöyle: Gelir vergisi yüzde 17, kurumlar vergisi yüzde 8, KDV yüzde 12, Özel Tüketim Vergisi yüzde 25 ve ithalattan alınan vergiler yüzde 17. Gelir vergisinin ve kurumlar vergisinin toplam içindeki payının yüzde 25'i bulmaması aslında endişe verici. Çünkü bu doğrudan vergilerin düşük, dolaylı vergilerin ise çok yüksek olduğunu gösteriyor.İndirimler vergi tahsilatını artırır mı? Bu tür vergilerin indirilmesine ilişkin iki teori var: Kimi diyor ki, vergi oranları düşünce tahsilat artar. Kimisi de oran düştüğünde tahsilatın artacağını belirtiyor. Genellikle sağcı iktisatçılar, başta ABD için, indirim önerir. Ancak şimdiye dek çoğu indirimin vergi tahsilatında artış getirmediği görüldü. Doğrudan vergiler toplam içinde sınırlı bir paya sahip olduğundan, indirimin yaratacağı gelir kaybı sınırlı olacaktır. Bazı meslektaşlar bunun milli gelirin yüzde 0,5'i kadar olacağını öngörüyor. Ancak bu bile önemli bir kayıp. Türkiye'de bu indirimin vergi artışı sağlayacağını iddia edenler, yüksek vergi oranları nedeniyle oluşan kayıt dışılığın azalacağını düşünüyor. Oysa, kaçıran yine kaçırmaya devam edecek. Vergi indirimi büyüme üzerindeki etkisine gelince. Bizce bunu yanıtlamak kolay değil. Çünkü büyümeyi teşvik edecek bir yatırım indiriminden değil, vergi sonrası kazançların artacağı durum tartışılıyor. Vergi sonrası gelir arttığı zaman, kuşkusuz tüketim de artacaktır. Bu bir miktar fiyatları etkileyebilir, özellikle de konut fiyatlarını. Öte yandan, tasarruflar üzerinde etkisiyle de faizleri gevşetebilecektir. Nihayet, kurumlar vergisinin düşmesi kârlılık oranlarını etkileyeceği için bir yatırım teşviki oluşturabilir. Vergi indirimi yabancı sermayeyi teşvik edebilir. Çünkü yabancı sermaye gideceği ülkedeki vergi oranlarına bakar. Bu tarafıyla vergi indirimi gayet olumlu olmuştur.Vergi indirimine sosyal adalet açısından bakarsak; toplumun tamamı ele alındığında, adaletsizlik yaratacağını görürüz. Çünkü gelire bağlı vergiler gevşetilmiş, tüketime bağlı vergilerse daha ağırlıklı hale gelmiştir. Hükümetin, bütçedeki olumlu gelişmelere bakıp da, vergileri indirmeye başlaması piyasaları sevindirse de, dikkat edilmeli. Özelleştirme gelirlerine bağlı olarak, ya da faizlerin düşüp borçlanma vadesinin uzamasıyla düzelen bütçe parametrelerine bakıp savurganlık yapılmamalı.. hgunes@milliyet.com.tr Önceki gün Başbakan Erdoğan AKP Meclis Grubu toplantısında vergi oranlarının önümüzdeki yıl itibariyle düşürüleceğini açıkladı. İndirimler iş dünyasının beklentisinin ötesinde olduğundan bir sevinç esintisi oluşturdu. Ancak, konuyu tüm yönleriyle değerlendirmek gerek. Çünkü vergi oldukça çetrefilli bir konudur. Çok toplansa mükellef usanır, az toplansa işe yaramaz. Kararını bulmak da pek kolay değildir. Karar sanılan vergi de bir amaç için iyi olsa, diğer amaç için olumsuz olabilir.