Petrolün önemini biliyoruz. Enerji gereksinimi. Üstelik doğalgaz fiyatları da ham petrol fiyatlarından etkileniyor. Petrol fiyatları arttıkça, hem içeride maliyetler üzerinde olumsuz etki yapıyor, hem de ithalat faturası büyüyor. 2004 yılında Türkiye 4.4 milyar dolarlık doğalgaz, 8.6 milyar dolarlık da petrol ithal etmişti. 2005 yılında doğalgaz faturası 7 milyar dolara, petrol faturası da 12 milyar dolara çıktı. Kısacası, en az 6 milyar dolarlık bir ek yük bindi.Altın fiyatına gelince. Türkiye giderek daha fazla kıymetli taş ve maden dış ticareti yapıyor. 2005 yılında 4.2 milyar dolarlık bir fatura ödendi. 1.3 milyar dolarlık da ihracat yapıldı. Bu büyük ölçüde altından oluşuyor. Öte yandan, dünyada altın fiyatları arttıkça (giderek azalsa da) içeride bazı alternatif yatırım alanlarında değişimler oluşuyor. Petrol fiyatının varili 70 dolara dayanırken, altının ons fiyatı da 600 dolara yaklaştı. Bu iki gelişme dünya ekonomisi açısından son derece önemli. Ve tabii Türkiye ekonomisini de yakından ilgilendiriyor. Altın fiyatlarındaki gelişmeyi geçen hafta köşemizde değerlendirdik. Bu, daha birçok ülkenin aşırı dolar rezervini altınla ikame etmesi eğiliminden besleniyor. Bazı Uzakdoğu ülkelerinin yanı sıra Almanya bu stratejiyi izliyor. Öte yandan, tabii bir de spekülatif hareketler var. Birçok yatırımcı altının fiyatı artacak diye opsiyon piyasalarında altına yatırım yapıyor. Ve bu da altın fiyatlarını yukarı doğru itiyor.Petrol fiyatlarındaki artışın ardında da, hem reel, hem de finansal etmenler var. Reel etmenler arasında Uzakdoğu'da artan petrol talebi ve Ortadoğu'da oluşan gerginlikler rol oynuyor. Tabii son zamanlardaki artışın ardında da ABD'de eriyen stoklar konusu var. Ancak tıpkı altında olduğu gibi, petrol üzerinde de spekülatif hareketler sürüyor. Kimilerine göre altında, kimilerine göre petrolde, kimilerine göre de her ikisinde fiyatlar baloncuk gibi şişti. Baloncuk (bubbles) aslında emlak piyasasında da sık kullanılan bir deyim. Mesela son iki yıldır emlak fiyatları büyük kentlerimizde çok hızlı arttı. Bu şişkinlik geri döner mi, ya da ne zaman döner, son derece önemli. Baloncuklar, gerçek nedenlerden öte, ekonomideki tüm aktörlerin aynı beklentiyi paylaştıklarında aldıkları pozisyonla fiyatların artmasıdır. Bazıları artış beklemiyorsa bile, o yönde bir harekette bulunmamaları gerekir. Bir baloncuğun sürebilmesi için yine aynı aktörlerin geri geliş beklentisine girmemeleri gerekir. Spekülasyon da etkili Baloncuk ancak dışsal bir kararla geri dönebilir. Baloncuğu oluşturmak için, yani o malın fiyatını yukarı itebilmek için ucuz biçimde para borçlanılması gerekir. Faizleri aniden ve ciddi ölçüde artarsa tabii baloncuk da patlayabilir. Buna rağmen, eski FED Başkanı Greenspan NASDAQ'ta baloncuğun oluştuğunu uyardıktan epeyce sonra inişin başladığını ve bunun da pek faizlere bağlı gelişmediğini belirtelim. Emlak piyasası ise faizlerden hayli etkileniyor.Gerek ABD'de, gerek Japonya'da, gerekse Avrupa'da faizler artma eğiliminde. Uluslararası likiditenin bu yıl daralacağı öngörülüyor. O zaman gerek altında, gerekse petrolde, nihayet birçok ülkede şişmiş olan emlak fiyatlarının geriye dönmesi beklenmeli. Ama NASDAQ'ta olduğu gibi hemen değil. Daha yolumuz var. hgunes@milliyet.com.tr Nereden geri dönecek?