Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İngiltere’de öğrenciyken bir ağabeyimiz Türklerin İngilizlerden daha kuvvetli olmasını bizim daha fazla soğan yememize bağlardı. Tabloid gazetelerde bu haber çıksa buna inanan çok cahil insan olabilirdi. Hani “Helga Türk erkekleri başka dedi” gibi. Ama olimpiyatlarda soğan yemeyen her ülke bizi sollamaya devam ediyor. Aklı başında hiçbir eğitimli insan da böylesi safsatalara inanmıyor.
Cumartesi günü Türkiye’nin bir numaralı gazetesinin ekonomi sayfalarında flaş bir haber vardı: Türk bankaları krizdeki ABD bankalarına tam 10 milyar dolar para vererek yardım ediyormuş! Bunu okuyunca aklıma soğan hikâyesi geldi. Baksanıza, Türkiye ekonomisi öylesine güçlü hale gelmiş ki, artık dünyanın en büyük ekonomisine para veriyor. Allah sonumuzu hayırlı etsin. 

Erdoğan’ın pişmanlığı
Bu haberden sonra Tayyip Erdoğan mutlaka pişmanlık içinde, “Keşke bol bol gazete okuyun deseydim” diyordur. Düşünsenize, öylesine güçlü bir ekonomi haline gelmişiz ki, ABD batarken Türkiye’nin ipine sarılmaya çalışıyor. Bu haberi kim çıkardı, nereden buldu merak ediyorum. Herhalde medya Başbakan’ın çılgınlıklarıyla öylesine meşgul ki, bu haberi doğrulamaya ya da düzeltmeye fırsat bulamamış!
Gelelim gerçeklere. Türkiye’deki bankalar ellerindeki döviz rezervlerini ya da likiditelerini gecelik olarak çeşitli yabancı bankalara yatırır. Aynı şeyi Merkez Bankası da yapar. Elindeki döviz rezervini para birimine göre çok sağlam derecedeki kurum ya da enstrümanlara yatırır. Bunlardan dolar olan dünyanın hangi bankasına yatarsa yatsın sonunda ABD’deki muhabir bankada yer bulur. Tıpkı euro cinsinden paranın Citibank’a yatsa bile sonunda Avrupa’daki muhabir bankasına yatması gibi. 

Devede kulak, zaten yanlış
Türkiye’deki bankaların elde ettikleri dövizleri değerlendirirken krizdeki Amerikan bankalarını fonlama gibi bir amacı ya da iradesi olmamıştır. Olamaz da. Yani bu haber külliyen yanlıştır; halkı yanıltmaktadır! Kaldı ki, bundan 3 ay önce bile Türk bankaları hemen hemen aynı miktarda parayı benzer bankalara veriyordu. Yardım için değil, kendi bilançosunu yönetmek için. Yani Türk bankalarının dardaki bu bankalara para vermesi gibi bir gelişme olmamıştır. Aksine, bu yılın ilk 7 ayında Türk bankaları yurtdışından “net” olarak 10 milyar dolardan fazla, reel sektörü de 25 milyar dolardan fazla borç sağlamıştır. Bunun da önemli bir kısmı ABD kaynaklıdır.
Bakınız, ABD Hazinesi’nin batmış yatırım bankalarını kurtarmak için ayırdığı fon tam 700 milyar dolar. Bu paranın Türkiye’nin toplam bankacılık sektörünün aktif toplamından büyük olduğu da ortada. Yani, ülkede toplanan tüm tasarrufları ABD’ye yollasak krizi aşmaya yetmez!
Kaldı ki 10 milyar dolar rakamı doğru olsaydı bile 700 milyar dolar içinde bunun oranı yüzde 1.5 bile etmeyecekti. Kısacası, buradan olağanüstü bir böbürlenme payı çıkarılamaz. Peki, nasıl oldu da bu haber çıktı?
Eskiden gazetelerde sarışın bir kızın resmi basılır ve şöyle haberler çıkardı: “İsveçli Helga ‘Türk erkekleri çok başka’ dedi”. Acaba bu haber de aynı motiflere mi sahip?