Kimileri (hatta birçokları) bunu ABD Merkez Bankası FED'in faiz artırımına, ya da FOMC'deki, yani Federal Açık Piyasa Komitesi'ndeki genel anlayış değişimine bağlıyor. Malum, çarşamba günü FED, faizleri yeniden yüzde 0.25 artırarak yüzde 5'e kadar getirdi. Bu son derece önemli.Son birkaç yıldır ABD'deki faiz değişimleri, gelişmekte olan ülkelerin mali piyasalarının temel belirleyicisi oldu. Ancak gerçekten Türkiye'deki son gelişmeler bu dış dinamikten mi kaynaklandı? Açıkçası, biz kuşkuluyuz.Elbette ABD faizlerinin bir etkisi var. Ancak bu etki daha çok içeriden kaynaklanıyor. Gelişmekte olan ülkelerin mali piyasaları geçen hafta gayet sakindi. Mesela Peru, Hindistan, Kolombiya, hatta Başkan Chavez'in petrol üzerindeki vergilerin yüzde 34'ten 50'ye çekileceğini açıklamasına rağmen Venezüella ve Endonezya piyasaları gayet sakindi. Brezilya ve Rusya, aksine, olumlu sinyaller veriyordu. Demek ki, gelişmekte olan diğer piyasalar etkilenmediğine göre, global bir etkilenmeden bahsetmek doğru değil. Son birkaç gündür Türkiye'de piyasalar önemli bir çalkantı içinde. Borsa oldukça durağan, kur son derece oynak ve bono faizleri de bir hayli yükselmiş bulunuyor. O zaman Türkiye'ye özgü bazı algılama değişimleri var demektir. Türkiye'de son günlerde ekonomik alanda piyasaları rahatsız edebilecek iki önemli ekonomik veri açıklandı. Biri, nisan ayı enflasyonu, diğeri cari işlemler açığı. Nisan ayı enflasyonu (yüzde 1.34) gerçekten yıllık hedefin şaşabileceği izlenimini veriyor. Nitekim, piyasadaki beklentiler artık hedefin oldukça üstünde. Zaten biz uzun süredir, hedefin yakalanmasının zorlaştığını yazıyorduk. Kaldı ki, petrol fiyatları böyle seyrederse bu büsbütün zorlaşacak demektir. İlk üç ay için açıklanan cari işlemler açığı olağanüstü bir artışı gösteriyor: Yüzde 24. Böylece ortaya 8.6 milyar dolarlık bir artış çıkmış durumda. Yıl sonunda ortaya 35 milyar dolarlık açık çıksa şaşmamak gerek. Üstelik bu artış petrol fiyatı çok daha düşük düzeylerdeyken ortaya çıkmış. Hele fiyatlar bugünkü düzeyinde kalır, ya da daha da yükselirse cari açık büsbütün sorun haline gelecektir. Bunu da herkes görüyor. Algılama değişti Siyasal alanda bir iç, iki de dış gelişme var: İç gelişme Sosyal Güvenlik Yasası'nın Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilmesi. (Erdemir'in özelleştirmesinde de bir sorun çıktı ama çabuk hallolacak görünüyor) Asıl önemlisi ise dış gelişme. ABD'nin ve uluslararası örgütlerin İran üzerindeki baskısı artıyor. Bu da gelişmekte olan ülkeler içinde en çok Türkiye'yi ilgilendiriyor. Çünkü İran'la kapı komşusuyuz. Bütün bunların sallanmada etkisi olabilir. Ama sonuçta TL bonolar satıldı, döviz alındı. Ancak borsa büyük düşüş göstermedi. Eurotahvil piyasasında da yüklü satışlar olmadı. Demek ki, enflasyon hedefinin şaşması kaygısıyla bonolar satıldı ve cari işlemler açığının şişerek kura yansıması kaygısıyla da döviz alındı. Bundan başka sayılanlar geçerli olabilir ama özünde dış açık ve enflasyon kaygı uyandırmaya başladı. Yanlış anlaşılmasın; Türkiye'ye güven sürüyor. Borsa ve eurotahvil piyasası sağlam. Ancak bu iki olumsuz gelişme mide bulandırdı. hgunes@milliyet.com.tr Sorun içeride ve ekonomik