Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Birleşmelerin temeli iki tarafın yarar sağlamasına bağlı. Her birleşme veya devralma kuşkusuz bir katma değer yaratması amacıyla ele alınır. Yani iki şirketin birleşme öncesi toplam değerinden, daha fazla bir değerin ortaya çıkması hedeflenir. Bu gerçekleşmiyorsa, birleşme başarısız olmuştur. Yani her birleşme veya devralma kârlı olmuyor. Türkiye'de bankalar teker teker yabancılar tarafından satın alınıyor. Diğer yandan, tüm dünyada satın almalar ve birleşmeler yaygın. Ölçek ekonomisinin gelişmesi ve rekabetin dayanılmaz boyutlara gelmesi bunu zorunlu hale getiriyor. Üstelik bu sadece finans sektörüne özgü değil, her alanda bu yaşanıyor. Nitekim, son yıllarda birçok birleşme de hüsranla sonuçlanıyor. Örneğin dünya satın alma tarihinin en büyüğü, İngiliz Vodafone'un Alman iletişim devi Mannesmann'ı 150 milyar dolara satın alması sonrası, iki yıl içinde hissedarlar tam 137 milyar dolarlık kayba uğradılar. Gerçi bu kayıpların birçoğu iletişim sektöründeki inanılmaz fiyat balonunun patlamasından kaynaklandı. Geçenlerde The Business dergisinde Collins Stewart Tullett imzalı bir araştırma yayımlandı. Bu araştırma, her birleşme ve devralmanın mutlaka hüsranla sonuçlanmasa da birçoğunun (yüzde 50-80) ek bir değer yaratmadığını gösteriyordu. Bazıları zarar getiriyor Neden veya nerede yanlışlık yapıldığı sorusu akla takılabilir. Birincisi, yanlış zamanlama çok etkili oluyor. Bazen kimi sektörlerde suni yükselişler yaşanıyor ve bunun süreceği sanılıyor. Aşırı yüksek bedeller ödeniyor. Sonra çöküş başlayınca, birleşmenin bedeli de çok yüksek hale geliyor. İkincisi ise, yanlış coğrafi tercihte bulunuluyor, ya da yanlış kesime giriliyor. Satın alanın o coğrafi bölge, ya da işkolundaki bilgi ve deneyimi satın aldığı kuruluşla bile etkili olmayabiliyor. Bu durumda konulan paradan daha az getiri sağlanıyor. Nihayet, dünyada politikalar değişebiliyor. Örneğin, uluslararası faiz düzeylerindeki değişimler şirket değer ve gelirlerini etkiliyor. Bu konuda şirket yönetimlerinin doğru tahmin yürütmeleri de çok zor. Çok uygun bir birleşme, çok uygun bir fiyatla yapılsa bile, zamanla uygun olmaktan çıkıp aşırı pahalı hale gelebiliyor.Bu konuya neden mi girdik? Bugün Türkiye'de gözlediğimiz yabancı sermaye (greenfield; yani ek tesis yaratmayan) yatırımlarının mutlaka ortalığı silip süpüreceği sanılmamalı. Bir de bakarsınız ki, sektördeki piyasa payları küçülmüş. Yanlış hesaplama hgunes@milliyet.com.tr