Önce son dalgalanmaların nedenini açıklayalım. Birincisi, yurtdışında henüz taşlar yerli yerine oturmuş değil. ABD'de ekonomik canlılığın süreceği yönünde göstergeler olduğu gibi, enflasyonun daha fazla artmayacağı, hatta sınıra gelindiği yönde görüşler var. Yani ortalık net değil. Eğer ABD'de yeni bir faiz artış beklentisi oluşmazsa, gelişmekte olan piyasalardan çıkış duracak ve ortalık sukûnete kavuşacaktır. Bu hafta döviz kuru yeniden bir tırmanışa geçti. Faizler de tekrardan yükselmeye başladı. Borsa ise yo-yo gibi, bir iniyor, bir çıkıyor. Birkaç haftadır ortalığın durulacağını sananlar artık yanıldıklarını düşünmeye başladı. Acaba ortalık ne zaman sakinleşecek? Faiz ve kur hangi düzeyde dengelenecek? 2003'ten bu yana ucuz ve bol para olgusu (gelişmekte olan borsalar ve madenler gibi) riskli yatırım alanlarına kaymayı sağlamıştı. Faizler artık yükseldiğine göre, dalgalanmanın sona erebileceği düşünülebilir. Nitekim, 11 Mayıs'ta başlayan küresel satış süreci epeyce yavaşladı. Hatta son 10 gündür ABD bono faizlerinin düşmesi ve altın fiyatlarının gevşemesi bunun sona erebileceğini gösteriyor. Kısaca bu, içeride gözlediğimiz dalgalanmanın dış etkenlerinin (en azından şimdilik) büyük ölçüde ortadan kalktığı anlamına geliyor. Ancak her küresel satışta Türkiye diğer gelişmekte olan piyasalara göre daha fazla sallanıyor. Bu da ilgi çekiyor. Birincisi, nisan ayı enflasyonunda tekstil kesiminden kaynaklanan bir yüksek fiyat artışı oldu ve enflasyona yansıdı. Şimdi son kur değişikliğinin de enflasyona yansıyacağı kaygısıyla TL bonolar aşırı ölçüde satılıyor. Faizler çıktı yüzde 17'nin üstüne. Yani 4 puan arttı. Bu, piyasaların enflasyon hedefinden en az 4 puan kadar şaşılacağını hesapladıkları anlamına geliyor. Döviz kuruna gelince. Dün 1 dolar 1.58 YTL'ye kadar çıktı. Bunun yalnızca ihracatı olumlu etkileyeceğini düşünenler çok yanılıyor. İhracat artık büyük ölçüde ithalata bağımlı. Çok hızlı ve en az yüzde 20'lik bu kur artışının enflasyonist etkisi yüzde 7'den aşağı olmayacaktır. Para bolluğunun sonu Salı akşamı Brezilya ulusal parası real değer kaybetmişti. Nitekim dün sabah seanslarına Türk piyasaları morali bozuk girdi. İçeriye bakıldığında ise, son kur artışında bir ölçüde irili ufaklı fon çıkışlarının etkisi olsa da, büyük ölçüde takas kâğıtlarının itfasında yüksek kur oluşsun diye banka alımlarından kaynaklanıyor. Üstelik böylece, daha sonra açılacak döviz pozisyonlarını kapatmış oluyorlar. Tabii hepsini besleyen ekonomik etmen; cari açık, özellikle dün açıklanan astronomik düzeydeki dış ticaret açığı.Ancak, bu tehlikeli durumun bir biçimde sona erdirilmesi gerekiyor. Çünkü faizin ve kurun aşırı düzeylerde ve uzun süre kalması, çok ciddi bir durgunluk riski yaratıyor. Merkez Bankası (yanılarak) kendini durgunluktan ziyade, yalnızca enflasyona vermiş olabilir. Fakat bu durumda enflasyon hedefinin şaşacağı ortada. Yurtdışında sular durulsa, yeni sıcak para girişleriyle kur ve faizler gevşeyebilir. Ancak yeni çıkışlar tekrar ederse tüm hedefler çöker. Merkez Bankası şimdi karar vermek zorunda. Piyasadaki bu göstergelerle hedefler elde edilebilir mi? Edilemeyecekse, seyretmek değil, bir şeyler yapmak gerek. hgunes@milliyet.com.tr Dövizi bankalar alıyor