Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Demir-çelik sektörü elbette kritik bir sektör. Çünkü sanayinin temeli. Üstelik bu tür tesisler ancak büyük yatırımlarla gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca ciddi bir teknolojik altyapı ve bilgi birikimi de gerekiyor. Nakliyesinde ise liman oldukça kolay. Mesela Türkiye yassı demir ithal ederken, uzun demiri ihraç ediyor. Erdemir daha çok yassı demir üretirken (toplam talebin hemen hemen yarısı), İsdemir uzun demirde yoğunlaşıyor. Erdemir Amerikalıların önayak olduğu bir proje. Zamanla kamunun eline düşmüş ve devlet yıllar boyu buraya ciddi yatırımlar yapmış. Böylece tesisin gerektirdiği modernleştirme gereksinimi karşılanmış. Elbette her kamu kuruluşu gibi Erdemir'de de verimsizlikler var. Ancak bunun boyutu abartılmamalı. Erdemir halka açıldığı süreçte belli bir piyasa terbiyesi aldı. Siyasetin Erdemir'e müdahalesi de böylece sınırlandı. Türkiye'nin 2 büyük tesisinden Erdemir (diğeri İsdemir) daha verimli olanı. Son yıllarda Çin'den gelen aşırı talep nedeniyle demir fiyatları uçunca Erdemir'in de kârlılığı arttı. İşte böylesi bir ortamda Erdemir'in satılması, satıcısı açısından, doğru bir zamanlama. Çünkü demir fiyatlarının ne kadar süre yüksek gideceği belli değil. Nitekim, son aylarda düşmeye başladı bile.Bununla beraber, Erdemir'in satışına bir direnç oluştu. Bazıları bu kuruluşun kârlı olduğu nedeniyle satılmasına karşı çıktı. Kimileri de bu kuruluşun stratejik önemine değindi. İşte dün Erdemir'in OYAK tarafından alınması bu tarafları ferahlatmış, hatta sevindirmiş görünüyor. Kârlı olan devlet kuruluşları satılabilir. Üstelik devlet kâr amacıyla iş yapmayacağına göre mutlaka satılmalı. Erdemir'in de satılması gerekirdi ve satıldı. Kaldı ki Erdemir'in yarıya yakını halka açık olduğuna göre zaten özel teşebbüs sayılırdı. OYAK'ın alması iyi mi oldu denirse, bir anlamda evet. Çünkü kamu vicdanı Erdemir'in yerli bir kuruluş tarafından alınmasını istiyordu. OYAK da yarı kamusal nitelikteki bir yerli kuruluş. Üstelik iştiraklerine pek de siyaset bulaştırmıyor. Önceleri otomotiv, sonra çimento ve gıda, en son da finans sektörüne el atan OYAK, Erdemir'le bu kritik sektörde dev bir paya sahip olmuş oluyor. Uygun zamanda satıldı OYAK'ın adeta bir kooperatif olması, ona olumlu bir nitelik kazandırıyor. Üyelerine ciddi ölçüde kazanç sağlıyor. Tek bir patronu, ya da aileyi temsil etmemesi önemli. Ancak iki bakımdan eleştiriye maruz kalıyor. Birincisi, orduya ait olması. Kaldı ki, Avrupa'da bazı çevreler (Endonezya'da olduğu gibi) sivil olmaması nedeniyle OYAK'ı eleştiriyorlar. İkincisi de, bu tür yardımlaşma kuruluşlarının (sosyal amaçlarla kurulduğundan) ticari faaliyetlere girmesi mahzurlu görülüyor. Her iki eleştiriye de itirazlarımız var: birincisi, yardımlaşma kuruluşları pekâlâ topladıkları parayla yatırımlara girebilir. Ve bunun mutlaka Hazine bonosu olması da gerekmez. İkincisi, yani askeri kuruluşlarının uygun olmaması ise, eşitliğe aykırı. Örneğin, sivil memurların yardımlaşma kuruluşu olamaz mı? Elbette olabilir.Gelelim Erdemir'e verilen fiyata. Biraz bol kepçe verildiği kesin. Aksi takdirde, yabancı alıcılar da bu fiyata çıkarlardı. İhalede artırma çabuk sona erdiğine göre fiyat çabuk şişti. Hayırlı olsun. hgunes@milliyet.com.tr Kamu vicdanı rahatladı