Petrol fiyatı Türkiye için birçok bakımdan önemli. Birincisi, Türkiye'nin en büyük ithalat kalemi enerji. Petrol fiyatlarındaki artış dış açığı daha da artırıyor. Önceki gün açıklanan dış açık rakamında bu açıkça görülüyor. Unutmayalım, petrol fiyatı arttığında dünyada doğalgaz fiyatları da artıyor. 2004 yılında Türkiye 4.4 milyar dolarlık doğal gaz, 8.6 milyar dolarlık da petrol ithal etmişti. 2005 yılında doğalgaz faturası 7 milyar dolara, petrol faturası da 12 milyar dolara çıktı. Kısacası, en az 6 milyar dolarlık bir ek yük bindi. 2004 yılına göre bu ek yük 10 milyar doları aşacak görünüyor. En az 25 milyar dolarlık enerji ithal edeceğiz. İkincisi, petrol fiyatının tüm maliyetler üzerinde etkisi var. Yani hem enflasyona neden oluyor, hem de hayat pahalı hale geliyor. Nisan ayı enflasyon verilerinde bu açıkça görüldü. Ulaşım ve birçok bağlı sektörde fiyat hareketliliği yüksek çıktı. Eskiden en çok değindiğimiz konu döviz kuruydu. Okuyucularımız en çok bu konuyu merak ederdi. Son zamanlarda kur, hatta enflasyon bile cazibesini yitirdi. Şimdi ilgi daha çok petrol fiyatına. Petrol fiyatlarının artmasının bir başka sakıncası da, bazı alternatif enerji alanlarının ekonomik hale gelmesi. Haliyle, alternatif alanlara kayanlar oluyor. Ancak, daha sonra petrol fiyatları düştüğünde yanlış bir yatırım yapılmış oluyor. Petrol fiyatının bu düzeylerde 25 yıl kalacağına kim garanti verebilir ki? Ancak yanılmayalım; dünyada petrol elbette bir gün tükenecek, ama şu anda keşfedilen rezerv miktarı her yıl artan talebin üstünde!Petrol fiyatlarının bu düzeylere çıkmasında politik gelişmeler çok etkili. İşin ekonomik boyutunun yanı sıra, Ortadoğu'da, yani petrol bölgesinde gözlenen hareketlilik ortamın gerginleşmesine ve spekülatörlerin fiyatı yukarı çekebilmesine yarıyor. İkincisi, Venezüella gibi petrol üreten ülkelerin yönetimlerine Batı'nın pek hoşnut olmadığı liderlerin gelmesi. En son İran'la ABD arasında gözlenen gerginlik buna tuz biber oluyor. En önemli etmen politik Petrol fiyatlarının artışındaki ekonomik etmenler belli. Hem talepte (özellikle Asya'daki hızlı büyümeden kaynaklanan) artışlar, hem de arzda sorunlar gözleniyor. Arz tarafında durum karışık. Suudi Arabistan üretimini artırmış görünüyor. Fakat Irak petrollerinin devreye girememesi, ABD'deki stokların yetersiz hale gelmesi ve uluslararası dağıtım kanallarında çıkan sorunlar spekülasyonları destekliyor. Sonuç olarak kaçınılmaz biçimde fiyatlara gem vurulamıyor.Petrol fiyatlarının kısa vadede bundan beş yıl öncesi düzeylere gelmesi artık beklenmemeli. Hatta kimi uzmanlar petrolün varilinin 100 dolara ulaşabileceğini söylüyor. Petrol fiyatlarındaki artışın sürmesi halinde ise, dünyadaki siyasal çalkantılar dinmeyeceği gibi, hızlı büyüme eğilimi de sekteye uğrayabilir. Türkiye de bundan fazlasıyla olumsuz etkilenir. Hem enflasyon, hem de özellikle giderek büyüyen dış açık açısından.Özetle, bizim açımızdan petrolde olumlu bir tablo yok! hgunes@milliyet.com.tr Gevşeme beklenmiyor