Şimdi bu denli faiz artışına karşılık talepte bir değişim olmamışsa, ya maliye politikası ters işliyordur ya da para politikasının etkinliği sorgulanmalıdır. Biz her ikisinde de sorunlar olduğu kanısındayız. Yıl başında açıklanan veriler 2006 yılının sonlarında elde edilen veriler üzerine yapılan yorumları zora sokuyor. Kısaca, durumu özetleyelim. Mayıs ayında mali piyasalarda küresel olarak bir dalgalanma ortaya çıkınca, Türkiye'de piyasalar daha fazla tepki gösterdi. Merkez Bankası bunun üzerine derhal faizleri hızla artırdı. Ancak bunun nedenini açıklarken Türkiye'de iç talepte aşırı bir ısınma gözlemesine bağladı. Önce aralık ortasında açıklanan, yılın üçüncü çeyreğine ait yüzde 3'lük büyüme performansı herkesi şaşırttı. Demek ki, büyüme düşüyor dendi. Gerek yatırımlarda gerek özel tüketimde üçüncü çeyrekte çok ciddi düşüşler gözleniyordu. Kaldı ki, aylık sanayi üretim endeksi de ağustos, eylül ve ekim aylarında düşük seyretmişti. Tarımın bu yıl zayıf bir döneme girdiği, ticaret kesiminin de hızla yavaşladığı gözleniyordu.Ocak ayındaki veriler ise tam aksi yönde gelmeye başladı. Önce imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı yüksek geldi. Ardından kasım ayı sanayi üretim endeksi yüksek geldi; yüzde 11. Yani işler karmaşıklaştı. Dün bir de CNBC-e'nin derlediği aylık Tüketim Endeksi açıklandı. Bu verilerde aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 10'a yakın bir artış gözlense de, mevsimsel etkilerden arındırıldığında (yani yıl sonu olmanın etkisiyle her yıl yapılan harcamaların etkisi arındırıldığında), Tüketim Endeksi geçen yılın aynı ayına göre hemen hemen aynı düzeyde. Bu da gösteriyor ki, Merkez Bankası'nın baskısına rağmen tüketimde büyük daralmalar yok. g.jpg Çelişkili veriler Şimdi yukarıdaki grafiğe bakarsak 2006 yılında giyimde harcama eğiliminin hızlandığı görülmektedir. Gıda da benzer bir eğilim gözlenmektedir. Ev eşyası da, yaz başında bir çöküş gösterse de yeniden bir yükselme eğilimine girdiği gözleniyor. Özetle, tüketimin (yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1.7 arttığı açıklansa da) 2006 yılında ortalama olarak 2005'in altında kalmadığı görülüyor. Nitekim geçenlerde açıklanan Tüketici Güven Endeksi aralık ayında yüzde 2.3 düşse de, Tüketim Eğilimi Endeksi sadece yüzde 0.3 düşmüştü. 2006 yılında ocak-mayıs arası Tüketim Eğilimi Endeksi 184'tü. Sonra hazirandan ağustosa kadar ortalama 107'ye düştü. Ve nihayet yıl sonuna dek ortalama 139 oldu. Kısacası, üçüncü çeyrek gelen sonuçları para politikasına bağlamak pek doğru değil. Çünkü öyle olsaydı, dördüncü çeyrekte de benzer sonuçlar elde edilirdi. Anlaşılan mali dalgalanma başlayınca tüketici güveni kırılmış ve ekonomi daralmış. O zaman Merkez Bankası faizleri neden artırmış? Umarız yakında bu konu açıklık kazanır. hgunes@milliyet.com.tr Son çeyrek farklı görünüyor