Bir zamanlar ülkemizde yabancı sigara ithalatı yoktu. Yasaktı. Kaçak yollardan geliyordu. Turgut Özal sigaranın ithalatını serbest bıraktı. Hem kaçakçılık öldü, hem de önemli bir vergi gelir kalemi yaratılmış oldu. Allah rahmet eylesin. Bu hükümet de hayırlı bir iş yaptı. Kamusal yerlerde sigarayı yasakladı. Onları da kutluyoruz.
Fakat birçok liberal sigara örneğinden kalkarak yasakların kalkmasını savunuyor. Hatta bir dostum geçenlerde köşe yazısı yazdığı neoliberal/muhafazakâr gazetede “Osmanlının yasağı üç gün sürer” demiş. Ak Partili bu liberal arkadaşımız Türk toplumunu iyi izlemiyor olsa gerek. Yahut da sigarayı bırakamaması fikirsel pozisyonunu belirliyor.
Kahvelerde duman yok
Yasak başlayalı 3 ayı geçti. Hadi diyelim şehirlerde lokanta ve kahvelerde polisin basıp yüksek ceza yazması korkusuyla sigara içirilmiyor. Pekiyi köy kahvelerinde neden sigara içilmiyor? Jandarma köye olay olmadıkça uğramaz. Kabul edelim ki; Türkiye bu yasağı benimsedi. Üstelik sigara tiryakiliği ülkemizde çok yaygın. Yoksa biz Osmanlı mı değiliz? Dönelim emniyet kemerine. Bu kurala bal gibi uyuluyor. Oysa ilk başlarda Türk halkının buna uymayacağı söylenmiyor muydu? Yahut klakson kullanımı. Bir tek minibüsler yoğun kullanıyor. Kısacası, Türk toplumu aslında kurallara oldukça uyumlu.
Ekonomide de uymaya çalıştığımız en önemli disiplin bütçenin iki yakasını bir araya getirmek. Yıllar boyu hükümetler mali disiplini göz önüne almazdı. Ama 2001 krizi bir milat oluşturdu. Tabii krizlerde ekonominin canlandırılması için kamu harcamalarının hızlanması gerekiyor ve bu da bütçe açığını büyütüyor. Bu yıl bütçe açığı 60 milyar TL’yi aşabilir. Ve şimdiden bunun toparlanmasının planlaması gerekiyor. Çünkü 2001 sonrası kazanımların birçoğu kaybedilebilir.
Bütçe dengesi kuralı
Önceki gün açıklanan ekim ayı bütçe nakit dengesi artan vergi tahsilatı nedeniyle iki yakanının birbirine biraz yaklaştığını gösteriyor. Fakat eylül ayı vergi indirimlerinin son ayıydı ve tüketim bir ölçüde canlı geçmişti. Bu da ekim vergilerine yansımış.
Fakat bu açık yeni vergileri zorunlu kılıyor. Bunlardan biri tütün, diğeri de henüz bir söylenti düzeyinde olan dizel. Malum, dizelin üzerindeki vergi benzine göre daha az. Şükrü Kızılot da yazdı; bunun yükseltilmesi düşünülüyormuş. Fakat bu hükümet mazotun fiyatını artırırsa, 2011 yılında iktidarın yüzünü değil, tersini görür. Çünkü zaten darda olan çiftçi isyan edecektir.
Bir diğer hazırlık da Maliye’nin kümese dalarak eldeki tavuklardan (sigara içenlerden) daha fazla vergi alması. Yani sigaraya zam yapılması. Buna hiç itirazımız olmaz! Bugün döviz kurunu 1 dolar= 2 TL yapın, zaten sigaranın göreli olarak çok ucuz olduğu görülecektir. Çünkü kur değerli. Öte yandan inşallah kümesteki tavuk yani sigara içen de azalır. Kaldı ki, sigara zammıyla bütçe açığının kapatılması düşünülemez. Yeni vergi kalemleri yaratmak şart. Bakalım Maliye neler çıkaracak?..