Önce birkaç fonun çıkışı sanıldı. Ama hafta boyunca alımlar güçlenince, Türkiye'nin içinde bulunduğu makroekonomik zafiyetler ve uygulama hataları tartışılmaya başladı. Hareket kur düzeltmesi sanıldı (Kaldı ki kısmen doğru).Oysa 12 Mayıs'ta (cuma) tüm dünya piyasaları sallandı. Özellikle de gelişmekte olan ülkelerin piyasaları. O gün kurdaki hareket çok hızlandı ve borsada ilk düşüş o gün başladı. Akşama doğru ortalık biraz yatışsa da, gece broker'larda tezgâhaltında döviz talebi devam etti.Pazartesi sabah Londra'dan gelen alımlarla hem döviz kuru büsbütün koptu, hem borsa büyük kayıplar verdi, hem de faizler yüzde 15.5'e kadar yükseldi. Dün ise ortalık yatışmış görünüyordu. Kur yüzde 5 gevşedi, borsada yatay bir seyir oluştu, faizler de yüzde 15'in altına indi. Önce hemen ne olduğunu özetleyelim. 8 Mayıs'tan itibaren içeride döviz alımları gözlenmeye başladı. Üstelik gelişmiş piyasaların çoğu olumlu bir havadaydı ve o ara dolar, euro karşısında düşmeye başlamıştı. Bu da dikkatlerden kaçmadı. Anlaşılan, ABD'de faiz artırımlarının kısa vadede sona ermeyeceği kanısı dünyada genel bir satış baskısı getirmişti. Ancak bu Türkiye'de daha erken başladı ve daha sonra diğer ülkelere yayıldı. Yayıldığında da Türkiye'deki çalkantı daha sert oldu. Yani olay aslında global nitelikli, ama sorunlar ve kaygılar nedeniyle Türkiye'de ortalık daha fazla dağıldı. Şimdi ortalık yatışmış görünüyor. Bu ne kadar kalıcı olur? Bizce içeriden bir hareket kolay kolay olmaz. Krizden bu yana bu tür kırılganlıkların hemen hepsi telafi edildi. Reel sektörden de ani bir döviz talebi beklenmemeli. Bu kesimin kredi yükü ağır olsa da vadesi uzun. Tek olasılık yine sıcak para çıkışı. Bunu da ya içerideki bir siyasal gelişme tetikler, ya da uluslararası ekonomik gelişme. Mesela ABD ekonomisinde. (Bu arada İran'a dikkat)Olağanüstü bir değişiklik olmazsa, yaza kadar yeni bir kur hareketi beklenmemeli. Kur düzeyi aşağıya doğru gevşeyebilir. Çünkü hem döviz gelirlerinin arttığı bir mevsime giriyoruz, hem Merkez Bankası alımları kesti, hem de bu faiz ve kur düzeyinden yeniden, güvenli biçimde sıcak para girişleri olacaktır. Dışarıya dikkat İhracatçıya gelince... Şimdilik bu döviz kuru hiç de fena sayılmaz. Üstelik euro da epeyce değer kazandı. Malum, ihracatımız daha çok euro ağırlıklı. Ancak cumartesi gazetemizde çıkan açıklamamızı hatırlatalım: "Kurdaki yükselme keşke kalıcı olsa!" Nitekim çabuk gevşemeye başladı. Gevşemeseydi ne olurdu? Aylık enflasyon yüksek çıkar, Merkez Bankası madara olabilirdi. Faizler yükselir, Hazine de zarar görürdü.Gelelim önerilere. Cari açık konusunda gerek mali disiplin, gerekse kur bir ölçüde ithalat talebini frenleyebilir. Kur özellikle ihracatı canlandırırken, mali disiplin enflasyonun önünü kesebilir. Ancak gevşek para politikası ile sıkı maliye politikası büyümede mesafe kazandırmaz. Sadece faizleri düşürür. Petrol, altın ve demir fiyatlarını aşağıya çekebilmenin mekanizması ise yok. Üstelik, sıcak paranın kontrolüne ilişkin bir şey gözlenmiyor. Kur eski düzeyine artık geri gelmez. Ama buralarda da uzun süre kalmayabilir. Bereket kimilerimiz piyasa kargaşa içindeyken sorumlulukla tasarruf sahibini döviz almaktan korudu!! hgunes@milliyet.com.tr Kalıcı olmadı