1. 2005te yıl sonuna dek "örtük enflasyon" hedeflemesine geçiliyor.2. Merkez Bankasının döviz piyasasındaki rolü tekrarlanıyor. Kısaca ters dolarizasyon sürecine müdahale gereği açıklanıyor.3. 2004 sonunda hissedilmeye başlanan likidite azalmasının 2005 yılında da artarak devam etmesi durumunda Merkez Bankasının buna müdahale biçimi izah ediliyor.Önce açık enflasyon hedeflemesini açıklayalım. Açık enflasyon hedeflemesi, yöntemi ve araçları önceden açıkça ilan edilen ve ara göstergeleriyle de izlenen, anti enflasyonist politika. Bu politikanın uygulamadaki başarısı da mali politikadaki başarıya bağlı. Oysa ülkemizde kamu borcu hala bu konuda önemli bir baskı yaratıyor ve MB de bir türlü açık enflasyon hedeflemesine geçemiyor.Anlaşılıyor ki, 2005 yılında mali disiplin başarılı biçimde devam eder ve kamu borcu da milli gelirin belli bir oranına inerse, 2006 yılında açık biçimde enflasyon hedeflemesine geçilebilecek. Ancak böylesi bir programın henüz ayrıntıları açıklanmış değil.Raporda ikinci göze çarpan nokta ise; faizlere ilişkin izlenecek strateji. Bundan böyle faizlerin gelişigüzel değil, Para Politikası Kurulunun aylık mutat toplantıları sonucu saptanacağı belirtiliyor. Bu da para otoritesinin davranışları konusunda önemli bir öngörülebilirlik kazandıracak.Raporda döviz alım ihalelerine yeniden başlanacağı da yazıyor. Günlük 15 milyon dolar, artı 30 milyon dolarlık da ek opsiyon hakkı. Yani en fazla toplam 45 milyon dolar. Nitekim dün yapılan ihalede 203 milyon dolarlık teklif gelmesine rağmen, MB 38.5 milyon dolar aldı. Ancak bize kalırsa bu teklifin bir kısmı gerçek değil. Zaten ilk gün olması itibariyle talebin biraz yüksek olması beklenir. Önümüzdeki günlerde döviz arzı ne olacak, göreceğiz.MB raporda çok açık biçimde rezervlerini güçlendirmek zorunda olduğunu belirtiyor. Bu nedenle de süresiz biçimde Hazinenin gelecekte ödeyeceği dış borçları için piyasadan döviz çekeceğini ve bunu da özellikle döviz arzının bol olduğu zamanlarda yapacağını açıklıyor.Raporun medyada (özellikle meslektaşlarım arasında) göz ardı edilen en önemli tarafıysa, likidite kontrolüne ilişkin kısmı. Oysa bu kısım çok önemli. MB 2000 yılında piyasaya açık piyasa işlemleriyle likidite veriyordu. Çünkü hem özel hem de kamu bankaları sorunluydu.Uygulanan politikalarla ve durgunluğun etkisiyle bu tümüyle tersine çevrildi ve MB para borçlanır oldu. Bu giderek azaldı. Nihayet 2004 yılı başında MB piyasadan 9 katrilyona yakın para çekerken, şimdi bu 1.4 katrilyona düşmüş görünüyor. Bu sıkışıklık enflasyonun hızlı düşmesine yarasa da, sonunda ciddi bir resesyona neden olabilir. Gerçi bu dönemde Hazinenin artan nakdiyle ve özellikle döviz alım ihaleleriyle piyasadaki likidite sıkışıklığının azalacağı düşünülüyor. Öte yandan, MB borç verme marjını düşürerek bunun bir faiz tırmanışına geçmesini önleyeceğini belirtiyor. Kaldı ki, bankaların teminat karşılığı MBden borç olanağı her zaman var.Özetle, MBnin artık daha orta vadeli bekleyişleri belirlemek istediği anlaşılıyor. Nihayet dediğimiz de bu. hgunes@milliyet.com.tr Nihayet Merkez Bankası (MB) hafta başında 2005in Para ve Kur Politikasını açıkladı. Gayet özlü 19 sayfalık metinde temel olarak üç konu yer alıyor: