At binicileri bilir. At binicisini önce bir dener. Kararlı görmezse, bildiğini okur. Şimdi spekülatörler de MB'den korkmaz hale geldi. Bunların cesaret kazanması da yatırımcıların güven yitirmesine neden oldu. Şimdi ülkeden çıkmayacak yatırımcı bile çıkmaya kalkışıyor.MB uluslararası dalgalanmanın (veya yabancı çıkışının) bitmesini, böylece yapacağı müdahalede döviz cephanesini savurmadan etkili olmayı istiyordu. Doğrusu da buydu. Ancak dalgalanma o kadar uzun sürdü ki, bu arada beklentiler değişti. Daha doğrusu beklentiler belirsiz, hatta olumsuz hale geldi. Bu nedenle MB'nin etkili olması artık çok daha zor. Üstelik, MB az cephaneyle iş yapmak istediğini piyasalara belli etti. Yani elini gösterdi. Oysa piyasalar MB'nin sonuna kadar gidebileceğini görmeliydi. Bugün Para Piyasası Kurulu olağanüstü toplanacak. Öyle anlaşılıyor ki, Merkez Bankası (MB) cuma günkü dövize müdahalesinde yeterince etkili olamayınca, büsbütün tedirgin oldu. Peşinen belirtelim, MB döviz kuruna müdahalede geç kaldı. Üstelik şimdi bir de piyasalara ürkek olduğu izlenimini verdi. Döviz kuru ile faiz arasında bir ilişkinin olduğuna kuşku yok. Gerçi küçük kur dalgalanmalarda enflasyon beklentileri değişmeyebilir. Ancak, ulusal paranın yüzde 30'u aşan bir değer kaybı karşısında enflasyon beklentileri elbette yükselir. Buna da kayıtsız kalınamaz. Sıcak para çıkışının başladığında kurdaki düzeltme yararlı bir gelişmeydi. Ancak kantarın topu kaçtı. Ortada bir belirsizlik var. Faizin yükselmesinin nedeni de bu. 1) Başbakan durumun farkına varıp bir koordinasyon masası kurmalı. MB yalnız bırakılmamalı. Ekonomi yönetimi piyasalara dengelerin ne olduğunu bizzat anlatmalı.2) MB'nin 2006 enflasyon hedefi tutmaz açıklamasıyla beklentiler raydan çıktı. Tahmini bile yapılamıyor. Böyle olunca kimse bonoda kalmak istemiyor, faizler sürekli tırmanıyor. MB enflasyon "beklentisini" mutlaka açıklamalı ve bunun elde edilmesi için her türlü silahı kullanmaktan kaçınmayacağını belirtmeli. 3) MB önce ne hedeflediğini ve ne yapacağını (çeşitli tedbirleri) piyasalarla paylaşmalı. Kararlı olacağını da belirtmeli. Gücünün olduğunu ve can yakabileceğini hissettirmeli. 4) MB kısa vadeli faizleri yükseltmeye devam edebilir (Uzun vadeyi ise değiştirmemeli). Ancak bunu sık yapması da panik havası verir. 5) Dövize müdahale etmeye başladığında bırakmamalı. Sonuna kadar gitmeli. Artık miktar tasarrufunu düşünemez. Bir günde 5 milyar dolar alan MB kimseyi umursamıyordu. Şimdi niye satarken ürküyor? Merkez yalnız bırakılmamalı Nihayet unutmayalım, cari açığın tek nedeni değerli TL değil. Önemli bir kısmı artan emtia fiyatları ve yüksek büyüme hızına bağlı. İhracat büyük düşüşler göstermedi ki. Asıl ithalat büyüdü. Bu nedenle TL'nin sürekli değer kaybı üzerine çözümler üretilmemeli.Kura müdahale edilmeli çünkü artık bu bir düzeltme olmaktan çıkıp hedefleri bozma haline geldi. Kötü bir sarmala girdik. Gerçi hâlâ çıkış yok değil. Yeter ki cahil ekonomistlere kulak vermeyelim. Elbette, sıcak paranın içeride tutulması şart değil. Zaten yüksek kurla, ya da faizle daha da beter kaçabilirler. Güven verilirse içeride kalırlar. Güven de cesaret ve kararlılıkla sağlanır. hgunes@milliyet.com.tr Kura müdahale edilmeli