Malum, finansal istikrarın olduğu ülkelerde mali sistem büyümeyi kolaylıkla finanse edebiliyor. Ampirik çalışmalar da gösteriyor ki, kredi-milli gelir oranı yüzde 18 olan bir ülke yüzde 12 olan ülkeye göre sürekli yüzde 1 daha hızlı büyüyor. Yani sürdürülebilir büyüme için finansal istikrar şart.Finansal istikrarsızlığın başlıca nedeni enflasyon. Dolayısıyla enflasyonla mücadele eden bir MB bu konuda en önemli adımı atmış oluyor. Finansal istikrara sahip ülkeler krizlerle karşılaşmıyor. Yahut, karşılaşsalar bile, çok az hasarla atlatıyor. Öte yandan, finansal disiplinin olması ve risk yönetimi uygulanması da, mali krizlerden kaçınmaya yarıyor.Bu anlamda BDDK'nın mayısta ele aldığı BASEL II büyük önem taşıyor. Çünkü BASEL I küresel finansal sisteme karşı uluslararası standartlar getirirken, BASEL II her alandaki risk yönetimine ağırlık veriyor. Kaldı ki, BASEL II AB'de 2007 itibariyle uygulanmaya başlayacak. Kısacası, Türkiye ciddi bir yol haritasıyla karşı karşıya bulunuyor.2001 yılındaki MB Yasası değişiklikleri finansal istikrarın sağlanmasında MB'ye geniş yetkiler tanımıştı. Bunun yanı sıra bu kesimde şeffaflığın ve bilgi akışının büyük önemi var. Yine, bu kesimin gücünü ve mali krizlere karşı dayanıklılığını ölçmeye yarayan stres testleri çok önemli. Ancak MB bunları da sınamış. (ileriki bir yazıda aktaracağız) MB'nin yayımladığı raporda bankacılık kesimine ait bir dizi endeks ilginç sonuçlara işarete ediyor. Kriz çıkmadan önce bankaların aktif kalitesi (yani kredi yaratma kapasitesi) 100 iken krizde 73'e düşmüş. Şimdi ise 112. Yani krizden bu yana bayağı kredi genişlemesi olmuş. Bankaların likidite riski (yani nakdi varlıklarının düzeyi) ise giderek bozuluyor. Krizden uzaklaşmış olmakla beraber bankalar kısa vadeli para toplayıp, uzun vadeli satıyor; nakit varlıkları ise düşüyor. Kur riskine gelince; 1999 sonuna göre bankalar daha olumlu bir noktada. Ancak kârlılık oranı ne yazık ki, krizin ertesi yılından sonra yüzde 16 kadar düzelse de, daha sonra değişmemiş. En büyük değişiklik ise sermaye yeterliliğinde. Krizden sonra iki yıl içinde yüzde 30, daha sonra da tekrar yüzde 10 oranında düzelme gözleniyor. Kısacası; krizden bu yana bu kesimin sağlamlığı yüzde 15 kadar artmış. Mali sistem artık daha sağlam ve krizlere daha dayanıklı. Çünkü finansal sistem daha istikrarlı. Bundan böyle bunu izleyecek MB'ye de başarılar diliyoruz. Dün Merkez Bankası Başkanı her ay yayımlanacak olan Finansal İstikrar Raporu'nu açıkladı. Böylece TCMB bu konuda sürekli rapor yayımlayan dünyada 32. merkez bankası oldu. Finansal istikrarı sadece çeşitli yatırım araçlarının fiyatlarıyla sınırlamak doğru değil. Finansal istikrar; çok daha öte, tasarruflarla yatırımların etkin biçimde buluşmasını sağlayan bir ortamın adı. hgunes@milliyet.com.tr