Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rekabet Yasası tasarısı 1992 yılında Başbakan Yardımcısı Erdal İnönünün danışmanları ve diğer uzmanlar arasında tartışılırken AB kodunun benimsenmesi kararlaştırılmıştı. Yani rekabeti engelleyecek boyuta gelmiş şirketlerin bölünerek rekabetin sağlanması esası reddedilmişti. Kurulun bu haftaki açıklaması ise 4054 sayılı yasaya yeni bir vizyon getiriyor. Daha çok ABDde uygulanan "bölerek rekabeti sağlama" yöntemi öneriliyor. Gerçi kurul bu konuda bir yaptırım üstelenmiyor, sadece öneride bulunuyor. Ama bir anlayış değişikliği de ortada.İkinci konu, rekabeti engelleyen böylesi bir yapı varsa, kamu mülkiyetinde de var demektir. Oysa yasa kamu ve özel arasında bir ayrım yapmamaktadır. Yani kamu kesimi rekabeti engelleyici bir fiil içindeyse yasanın yaptırımları onu da kapsamakta ve ceza alabilmektedir. Bu son derece önemlidir. Yasanın hazırlanışı sürecinde bu konu yoğun biçimde tartışılmış ve kamu tekelinin özel tekel kadar zararlı olduğu sonucuna varılmıştır.Üçüncü konu, bu açıklamanın marka kavramını kapsamasıdır. Tekel konusunda Maltepe ve Samsun markalarının ayrı ayrı satılmasını öneren Kurul Başkanı demek ki, markaların rekabeti engelleyebileceği kanısına varmıştır. Oysa rekabet hukukunda esas marka değil, şirkettir. Markaya sahip olan yine şirket de olsa, ikisinin ayrı olduğu göz ardı edilmemelidir. Gerçi konu son derece tartışmalıdır. Marka satışları konusunu kurul böylece bunun izne bağlanmasını ima etmektedir ki, bu da yasada yeni düzenlemeler gerektirmektedir.Kurul Başkanının açıklamasının bir başka yönü de, farklı bir özelleştirme stratejisi izlendiği takdirde daha fazla gelire ulaşılabileceği konusunda da fikir beyan etmesidir. Bu ilk bakışta gayet yurtsever gelse de, diyelim ki bir yabancı şirket başka bir yerli şirketle ilgili şikayette bulundu. Kurul bu konuda ulusal yararı değil, hukuku savunmak konumunda olacaktır.Bir basın mensubu Başkana şark tipi tütünde ÖTV avantajını sorduğunda Başkan bunun siyasi bir konu olduğunu belirtmiş. Doğru. Ama rekabette farklılık yarattığı da bir gerçek. Ancak tıpkı Başkan Parlak gibi bizim de görüşümüz tütün üreticimizi bir biçimde korumak. Ama bunu bu yasaya göre ÖTV ile yapmada sakıncalar olduğu kanısındayız. Yasayı ihlal etmemek için başka çözümler bulmak gerekiyor.Başkan Parlakın açıklamasının ilgi çeken bir başka yönü de şudur: bizim rekabet geleneğimizde önceden açıklama yapmak pek yoktu. Bu başlamış oldu. Kamuoyunun aydınlanması, hatta konuya duyarlığın artması bakımından bu son derece yararlı.Kurulun açıklamasını eleştirdik. Ancak Rekabet Kurulu ilk defa kamuoyuna çıkmaktadır. İlk defa uyarıcı görevini yapmakta ve kamuoyu duyarlığı aramaktadır. Teknik olarak savundukları tartışma götürse de, çok doğru bir iş yaptıklarına kuşku yok. hgunes@milliyet.com.tr Rekabet Kurulu Başkanı Mustafa Parlak hafta başında kamuoyuna bir açıklamada bulunarak Tekelin marka bazında bölünmesi, Türk Telekomun da aynı biçimde Kablo TV ve TTNet olarak ayrı ayrı satılması gerektiğini belirtti. Bu açıklama Türk rekabet hukuku bakımından son derece önemli, hatta tarihi bir açıklama oldu.